Konferans umutları büyüttü

• TJK-E yeni dönem sözcüsü Ayten Kaplan iki gün süren konferansa ilişkin görüş ve duygularını dile getirdi. Kaplan, konferansın umutları büyüttüğünü kaydetti.

Dünyanın 41 ülkesinden kadının katılımıyla Almanya’nın başkenti Berlin’de gerçekleşen Kadınlar Geleceği Örüyor Ağı, 2. Uluslararası Kadın Konferansı’na ilişkin görüş ve düşüncelerini dile getiren TJK-E yeni dönem sözcüsü Ayten Kaplan, konferansın tüm dünya kadınlarının mücadelesini ortaklaştıran bir konferans olması bakımından önemli olduğunu kaydetti. “Giderek güçlerin birleştiği bir perspektif ortaya çıkıyor. Bu umut verici” diyen Kaplan, Kürt kadın hareketinin büyüklüğünün görüldüğünü söyledi. Kürt kadınlarının görüş, düşünce ve mücadelesinin ‘Jin jiyan azadî’ sloganıyla birleşerek dünyaya yayılmasının çok farklı bir heyecan ve duygu yarattığını dile getiren Kaplan, bazı ülke ve bölgelerde kadın mücadelesi çok gelişmemiş olsa bile bilgi, birikim aktarımının her kadın için bir ders olduğu ifade etti.

Ayten Kaplan şöyle dedi: “Birbirinden güç alan bir kadın yapısıyla buradayız. İnanıyoruz ki, yaptığımız konferans ileriki süreçlerde yapacağımız projelere ya da kadınların konfederalleşmesi noktasın bir ilk adım olur.” 

Konferanstan aldığı heyecanı anlatan Kaplan, Kürt kadın hareketinin mücadelesini, perspektifinin dünya kadınlarına bir umut olmasından duyduğu mutluluğunu ifade ederek şunları belirtti: “Diğer ülkelerin senin mücadelene baktığını, Kürt kadın hareketi üzerinden kendisine perspektif oluşturduğunu görmek insanı umutlandırıyor. Kürt kadın hareketi bir yandan askeri olarak öz savunmasını yapan, öbür yandan da sivil toplum alanında toplumsal aydınlanmayı sağlayan, kadını iradeleştiren, kendi haklarının elde etmesi için projeler geliştiren yapıya sahip. Bu çok güzel bir şey. Fakat bu yeterli değil. Kadınların gücünü birleştirmesi gerekiyor. Özellikle sistemin kadını toplumdan dışlayan, her tür kırıma uğratan, kadını katleden politikalarının boşa çıkarmak gerekiyor. Konferansın bu anlamıyla kadının kendi sistemini oluşturması noktasında önemli bir adım olarak görüyorum. Kadınlar da artık şunu kabul ediyor: Kadının kendi örgütlenmesi, kendisini ifade edecek bir platformu, ortak görüşleri, ortak perspektifleri, ortak dili, bakışı olmalı. Sorunları kendi bakış sistemi ile analiz etmesi gerekiyor. Konferansta biraz bunu gördük. Kadınlar ataerkil dili bırakıp kendi perspektifinden sorunlara yaklaşmaya çalıştı. Bu umut vereci, çok güzel bir şey. Şimdi tabi bunlar tartışmalara, kararlara da yansıyacak. Artık kadın kendi dilini buluyor ve kendi sesiyle kendi sistemini tarif edebiliyor. Yani öyle eskisi gibi tarihin karanlığında kalmış, iradesi görünmeyen ya da düşüncesi olmayan bir kadın yok. O sis perdesini aralandı, parçalanıyor, kadın güçleniyor. Bunu hissetmek duygusal olarak gerçekten çok farklı bir şey katıyor insana.”

Atöye çalışmalarında yürütülen tartışmalara da dikkat çeken Ayten Kaplan, “O çalışmalardan çıkan görüşlerin ortak bir karara dönüşeceğini inanıyorum. Her kadın kendi ülkesine geri döndüğünde buranın havasını, duygusunu, burada oluşan perspektifi taşıyacağına, kendi örgütlülüğünü biraz daha pekiştireceğine inanıyorum. 41 ülkeden kadın buradaydı. Biliyoruz ki, daha değişik kadın örgütleri var. Bazı ülkeler burada kendini tam yansıtamadı. Umarım bu konferansın sonuçları o gelemeyen ya da bize ulaşamayan kadınlara ulaşır ve kadınların özgürlük umutları büyür.”

HABER MERKEZİ