Kumpastan esarete son verin

Selahattin Demirtaş
- AİHM'in Selahattin Demirtaş'la ilgili ihlal kararına itirazı reddiyle artık Türk hükümeti ve emrindeki yargısının, Kobanê Kumpas Davası'ndan siyasetçileri rehin tutmasının hiçbir gerekçesi kalmadı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Paneli, Türkiye’nin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş kararı hakkında yaptığı itirazı reddetti. Böylece hak ihlali kararı kesinleşmiş oldu. Demirtaş'ın avukatları tahliye için başvurdu. DEM Parti, tahliyelerde engel çıkarılmamasını istedi.
AİHM Büyük Dairesi, önceki günkü görüşmesinde Ankara'nın eski HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın Kobanê Kumpas Davası'nda haksız tutuklanması dolayısıyla derhal serbest bırakılması kararına itirazını reddetti.
AİHM, 8 Temmuz 2025'te Demirtaş’ın tutukluluğunun siyasi saiklerle devam ettirildiğini belirterek tahliye edilmesi gerektiğine hükmetmişti. Kararda, Demirtaş’ın 20 Eylül 2019’da ikinci kez tutuklanmasının keyfiliğinin altı çizilmişti. AİHM, Demirtaş hakkında 2014 Kobanê eylemleri nedeniyle açılan davalardaki bilgilerin "farklı suç isnatlarıyla" tekrar kullanıldığını ve bunun siyasi bir manipülasyon teşkil ettiğini ifade etmişti. AİHM, tutukluluğun, Anayasa Mahkemesi'nin etkili bir denetim sağlamadığı gerekçesiyle hak ihlali oluşturduğunu kaydetmişti. Kararda, “Yetkililerin aldığı önlemler, uygunsuz şekilde gerekçelendirilmiş ve asıl amaç, siyasi çoğulculuğu bastırmak ve demokratik tartışmayı sınırlamak olmuştur” denilmişti.
AİHM, bu nedenlerle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) birçok maddesinin ihlal edildiğine hükmetmişti:
* AİHS Madde 5/1-c (Özgürlük ve güvenlik hakkı): Demirtaş hakkında yeniden tutuklama kararının "makul bir suç şüphesine" dayanmadığı, ilk tutuklamadan ayırt edilemeyecek nitelikte olduğu ve hukuki zeminden yoksun olduğu belirtildi.
* AİHS Madde 5/3 (Makul süre içinde yargılanma): Demirtaş’ın 4 yılı aşkın süre tutuklu kalmasının gerekçesiz ve orantısız olduğu vurgulandı.
* AİHS Madde 5/4 (Hukuki denetim hakkı): Tutukluluğun hızlı bir şekilde yargı denetimine tabi tutulmadığı, avukatının dosyaya erişiminin kısıtlandığı ifade edildi.
* AİHS Madde 18 (Sözleşme haklarının kötüye kullanılması): Tutuklamanın hukuki değil, siyasi saiklerle yapıldığı, muhalefeti susturma ve siyasi çoğulculuğu bastırma amacı taşıdığı sonucuna varıldı.
İktidar, AİHM’nin bu kararına 8 Ekim’de itiraz etmişti. Büyük Daire'nin ret kararıyla Demirtaş hakkındaki karar kesinleşti.
DEM Parti: Arkadaşlarımızı bırakın
DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu, AİHM’in Selahattin Demirtaş kararına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, "Başta Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere arkadaşlarımızla ilgili bugüne kadar verilmiş çok sayıda AİHM kararı da dikkate alınarak ve en son AİHM’in 8 Temmuz 2025 tarihli kesinleşen kararı gözetilerek arkadaşlarımız vakit geçirilmeden serbest bırakılmalıdır” dedi.
Demirtaş'tan açıklama
Selahattin Demirtaş, kararın ardından sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında şu ifadeleri kullandı: “Merhabalar, AiHM kararı elbette önemlidir ve hukuken bağlayıcıdır. Ancak sadece bizim açımızdan değil, 86 milyon yurttaşımız açısından kendi aramızdaki ‘kardeşlik hukuku’ her şeyden kıymetlidir. Kardeşlik hukuku da eşitçe, özgürce, adaletle ve barış içerisinde bir arada yaşamamızı perçinleyecek sosyal, ekonomik ve hukuki çalışmaları yapıp adımlar atmamızla güçlenir. Atılacak her adımın barışa, huzura ve refaha hizmet etmesi dileğiyle özgür günlerde görüşebilmek umuduyla, selam ve sevgilerimi gönderiyorum.”
Avukatları başvurdu
Demirtaş'ın avukatları, AİHM'in Türkiye'nin yaptığı itirazı kabul etmemesinin ardından tahliye başvurusunda bulundu. İlke TV'ye konuşan Mahsuni Kahraman, AİHM kararının kesinleşmesiyle birlikte Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. İstinaf Ceza Dairesi’ne başvuru yaptıklarını söyledi. Kahraman İstinaf'ın iki olasılığı değerlendireceğini belirtti: "Birincisi bu kesinleşen AİHM kararı üzerine Sayın Demirtaş ve diğer tutuklu siyasetçileri hemen tahliye edebilir veya yine hemen olmak üzere dosyayı esastan incelemeye alabilir. 2019'dan bu yana Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yaptığımız başvuru sonuçlanmadı. İstinaf'tan gelecek olumsuz bir karar hâlinde yeni bir başvuru yaparız. Anayasa Mahkemesi'nin bu sürecin bu az önce de işaret ettim hassasiyetini de gözeterek devreye girmesi gerekiyor. Bu tutukluluğun aslında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 3. maddesi uyarınca artık bir kötü muameleye dönüştüğünü ileri sürüp bir tedbir talebinde bulunabiliriz.”
Kahraman, olumsuz ihtimalini değerlendirse de olumsuz bir sonuç beklemediğini ifade etti.
TBB: Gereğini hayata geçirin
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan da konuya ilişkin yaptığı açıklamada, şunları söyledi: “AİHM, Selahattin Demirtaş hakkında 2020 ve 2025’te verdiği kararlarda, sadece kişi hürriyetinin ihlal edildiğini ortaya koymamış, aynı zamanda yargılama süreçlerinde ‘çoğulculuğu bastırma ve politik tartışma alanını daraltma’ gibi gizli amaçlar güdüldüğünü de tespit etmiştir. AİHM'in bu tür bir belirlemede bulunması (AİHS md. 18 ihlali) çok nadir ve sıra dışı bir durumdur. Bu karar, bize yargılama sürecinde ‘yetki saptırması’ yapıldığını, yargılamaya politik müdahalelerde bulunulduğunu ve başta tarafsızlık ve bağımsız mahkeme güvencesi olmak üzere usuli yapının temel dayanaklarının kökten aşındığını söylemektedir. Bu nedenle vaka, AİHM’in verdiği diğer ihlal kararları gibi ele alınıp ezbere yorumlarla değerlendirilemez. Selahattin Demirtaş bakımından ihlali ağırlaştıran yan açılımlara ve tali değerlendirmelere yönelmek yerine, AİHM kararının gereğinin gecikmeksizin hayata geçirilmesi esastır. Bu kapsamda tahliye kararı başta olmak üzere gerekli adımların süratle tesis edilmesi gerekir.” ANKARA















