Kürt halkının tutumu belirleyici olacaktır

Forum Haberleri —

Fidan/Barzaniler

Fidan/Barzaniler

  • Türkiye’nin Güney Kurdistan ve Kuzey Doğu Suriye’ye büyük bir saldırı hazırlığı içinde olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Son Irak ziyaretleri de bunu daha görünür kılıyor.  Saldırılardan sonuç almaları için özellikle Güneyli güçleri ve Irak’ı savaşa katmaları gerekiyor.

ZEKİ AKIL

Kürt halkı ve dostları Şubat ayını büyük oranda Önder Apo’nun özgürlüğü için eylemlerle geçirdi. Kürtler örgütlü oldukları bölgelerde ve ülkelerde yaygın biçimde harekete geçtiler. Önder Apo’dan yıllardır haber alınamıyor ve tutsaklıkta yirmi beş yılını doldurdu. Türk devletinin İmralı merkezli soykırım politikalarını hayata geçirmek için seferber olduğu da biliniyor. Bu açıdan halkın ve Özgürlük Hareketi’nin Önder Apo’ya özgürlük kampanyası çok anlamlıdır. Türk devletinin yapmak istediği gibi mevcut duruma alışmamak ve olağanlaştırmamak çok önemlidir.

31 Mart yerel seçimlerine de az zaman kaldı. Erdoğan yerel seçimleri, özellikle büyük şehirleri almak için uğraşıyor. CHP üzerinde Mayıs’taki seçimlerde olduğu gibi baskı kurarak DEM Parti’yle ittifak yapmasını engelliyor. CHP İstanbul gibi şehirleri kazanmak istiyor. DEM Parti de ittifak kurmaya açık. Ancak CHP görüşmek ve anlaşmaktan korkuyor. Erdoğan, CHP’yi PKK ve Kandil’le ittifak içinde göstermeye çalışıyor. Halbuki DEM Parti Türkiye’nin yasalarına göre kurulmuş bir partidir. Parlamentoda güçlü bir grubu var. Böyle bir partiyle ittifaktan çekinmek AKP ve MHP’ye meydanı bırakmak anlamına gelir. CHP açıktan görüşse ve ittifak yapsa AKP’nin işi de biter. CHP hem belediyeleri almak ve iktidar olmak istiyor hem de Erdoğan’ın çizdiği sınırlarda politika yapıyor. Erdoğan’ın belirlediği alanda hareket edenler nasıl iktidarı alabilirler? Bu açıdan CHP sürekli içe büzülüyor ve halka güven veremiyor, güçlü bir çıkış yapamıyor.

Erdoğan bir zamanlar "Ben Sisi ile aynı masaya oturmam. O zalim ve darbecidir’’ diyor ve meydanlarda bağırıyordu. Şimdi Sisi’nin ayağına gidip ilişkileri düzeltmeye çalışıyor. "Sisi’yi Ankara’ya davet ettim’’ diyor. Diğer takıştığı Arap devletleri için de durum aynıdır. İsrail’le de ilişkileri düzeltmek için uğraştı. Efelenmenin, tehdit ve şantajlarının hükmü bu kadardı.

Erdoğan özellikle İsveç’in NATO üyeliği sorununu Kürtlere karşı pazarlık kozuna çevirdi. ABD ve Avrupa bu haksız ve kirli pazarlığa girdiler. Bunun sonucu olarak bu güçlerin tümü Türkiye üzerindeki silah ambargosunu kaldırdılar. Türkiye’nin Kürtlere saldırılarına da sessiz kaldılar ve önünü açtılar. Türkiye, ABD ve Rusya’dan aldığı destek ve güçle Suriye’nin Kuzey ve Doğu’sunu serbest atış alanı olarak kullanmayı sürdürüyor. Rojava’nın özellikle ekonomik alt yapısını vurarak yaşam olanağını ortadan kaldırmaya ve halkı göçertmeye çalışıyor. Açıktan savaş suçları işleniyor, siviller katlediliyor. Ve Türkiye bu savaşı tek taraflı, kuralsız ve zorbaca yürütüyor. Uluslararası kurumlar ve devletler de bunu seyrediyor!

Türkiye’nin Güney Kurdistan ve Kuzey Doğu Suriye’ye büyük bir saldırı hazırlığı içinde olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Son ırak ziyaretleri de bunu daha görünür kılıyor. Zaten açıktan da "Sınırlarımızın güneyinde bir terör koridoruna, teröristan kurulmasına izin vermeyiz’’ diye sürekli açıklamalar yapıyorlar. Saldırılardan sonuç almak için özellikle Güneyli güçleri ve Irak’ı savaşa katmaları gerekiyor. Bunun için Iraklıların yakasını bırakmıyorlar. Bazılarını Ankara’ya çağırıp günlerce tutuyorlar. Hakan Fidan, Bağdat ve Hewlêr seferi yaptı. Bütün partiler ve güçlerle, resmi çevrelerle pazarlıklardaydı. Sonra MİT’in başına getirilen İbrahim Kalın aynı turu attı. Son olarak da Türk Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Bağdat ve Hewlêr’de boy gösterdi. Şimdi de Erdoğan, Mesrur Barzani’yle görüştü ve Süleymaniye yönetimini basının önünde tehdit etti. "Ya benimle olacaksınız ya da ben sizi hedeflerim" diyor.

Türk hükümeti başından beri savaşı Kürtler arası bir savaşa dönüştürmek için çok uğraştı. KDP’nin işbirlikçi tutumu ona bu cesareti verdi. Ancak PKK ve gerilla güçleri sorumlu ve soğukkanlı davranarak bu oyunları boşa çıkarmaya çalıştı. Buna rağmen Türk devleti bu planlarından vazgeçmiş değil. Kendi ordusu ve gücüyle yıllardır sonuç alamıyor. Bunun için KDP’lileri Türkiye’deki korucu statüsüne sokmak istiyor. Bir yerde KDP de bunu kabullenmiş görünüyor. Barzaniler Türk yetkilileriyle görüşmek için sıraya giriyorlar. İlginçtir, Kürt olduklarını söylüyorlar ama kendileri gibi Kürt olan PKK ve gerilla yetkilileriyle görüşmüyorlar! Türk yetkilileri de onları bütün Kürtlere zarar verecek pis bir işin içine, bir batağa çekmek istiyor.

Erdoğan elindeki NATO ordusunu Ortadoğu krizinde Kürtlere karşı daha etkili biçimde kullanarak Kürtleri ezmek ve geleceklerini karatmak için can havliyle çalışıyor. Bu orduyla da sonuç alamadığı için bir yandan Rusya, İran ve Suriye yönetimiyle bir yandan da ABD ve Avrupa devletleriyle anlaşıyor. Bunlar da yetmiyor. Buna Güneyli bütün Kürtleri ve Irak hükümetini de katması gerekiyor. Buna KDP gibi dahil olmayan YNK’yi de vurmakla tehdit ederek yanına çekmek istiyor. Görüldüğü gibi Erdoğan savaşı büyütüp yayacak ama istediği sonucu alıp almayacağını Kürtlerin göstereceği tutum belirleyecektir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.