Kürt olmak zulüm için yetiyor

  •  Van’ın Başkale (Elbak) ilçesine bağlı Xaşkan Mahallesi’nin Sersul mezrasında yaşanan devlet terörünün mağdurları, Kürt oldukları için işkence ve hakarete maruz kaldıklarını söyledi. 
  •  İşkenceyle gözaltına alınan Mehmet Emin Atlı’nın ağabeyi Senar Atlı: “Ellerini kelepçeledikten sonra havaya ateş ederek, ıslık ve alkışlarla kutlamaya başladılar.”
  •  Atlı’nın kızı Ayten Atlı: “Gözaltı için gelmedikleri o kadar çok belli oluyordu ki. İntikam almak gibi. Dakikalarca darp ettiler. Açık bir ırkçılık var. Kürt olduğumuz için değilse nedir peki?” 
  •  Atlı’nın eşi Dilber Atlı: “Beni yere düşürdükten sonra da darp etmeye devam ettiler. Silah sıkmaya başladılar. Zulüm ve hakarete uğradık. Zulmü yapanların hesap vermesini istiyoruz.”
  •  Atlı’nın akrabası Abdullhamit Aşkan: “Kürt olmamız, bu zulmü göstermeleri için yeterli bir neden. Kadınlar darp edildi, hakarete uğradık. Kimi kime şikayet edelim?”

 

Başkale’nin Xaşkan Mahallesi’ne bağlı Sersul mezrasında Mehmet Emin Atlı’yı terör estirerek gözaltına alınmasıyla ilgili görüntülerin paylaşılmasından sonra yalan söyleyen Van Valiliğini yanıtlayan aile, yaşadıklarını anlattı. 

Van’ın Başkale (Elbak) ilçesine bağlı Xaşkan Mahallesi’nin Sersul mezrasında Pazartesi günü bir eve baskın düzenleyen Türk askerleri, Mehmet Emin Atlı’yı darp ederek gözaltına aldı. Buna tepki gösteren kadınlar da darp edilirken havaya ateş eden askerler, devlet zulmünü bir kez daha gözler önüne serdi.  Dakikalarca havaya ateş açıldı, köy meydanından 400 mermi kovanı toplandı. Köylülerin çektiği vahşet videolarının HDP’li vekiller tarafından paylaşılmasının ardında görüntüler hızlı bir şekilde sosyal medyada yayıldı. 

HDP, Van Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Van Şubesi’nden oluşan bir grup köyde incelemelerde bulundu; aile ve köyde yaşayan yurttaşlarla görüştü. Görüntülerin yayılması ve tepkilerin artması sonucu Van Valiliği yalandan ibaret bir açıklama yapmaya gereği duydu. Valilik, ”5 ayrı suçtan hakkında yakalama emri bulunan şüpheli şahsın yakalanması maksadıyla icra edilen operasyon esnasında meydana gelmiştir. M.E.A’nın gözaltına alınması sırasında yakınları tarafından jandarma araçlarına taş atılması üzerine, jandarma personeli havaya ateş açarak kalabalığı dağıtmış, şüpheli gözaltına alınarak emniyetli şekilde adli makamlara sevki yapılmıştır” diyerek, halkı suçladı. 

Gözaltını kutladılar

Saldırıyla ilgili muhabirimiz Erdal Baz’a konuşan Mehmet Emin Atlı’nın ağabeyi Senar Atlı, kendilerine yaşatılanın, vahşet olduğunu söyledi. Olay günü sabah erken saatlerde yüzlerce askerin evin etrafını sarıp kapısını kırarak içeri girdiklerini kaydeden Atlı, “Herhangi bir izin kağıdı göstermeden evde kim varsa darp ediyorlar. Kardeşimin kızı ve eşi olaya tepki gösteriyor. Onları da darp ediyorlar. Yaptıkları tam bir vahşetti. Kardeşimi gözaltına aldıktan sonra havaya ateş ederek bunu kutladılar. Buna tepki gösteren kadınlara şiddet uyguladılar” dedi. 

Devlet bunu hep yapıyor

Ahmet Kahraman adlı karakol komutanının daha önce de kaçakları arama bahanesiyle savcılık izni olmadan korucularla beraber baskın yaptığını aktaran Atlı, şunları paylaştı: “Bu bizim için ilk değil. Devlet bunu sürekli yapıyor. Görüntüler ortaya çıkınca ne yaşadığımız duyuldu. Bu ilk kez yaşadığımız bir şey değil. Ahmet Kahraman adlı karakol komutanı geldiği günden beri evlerimizi basıyor, işkence uyguluyor, hakaretler yağdırıyor. Devlet burada o komutandır. O ne isterse onu yapıyor. Bizim bir şey anlatmamıza gerek yok. Herkes bize ne yaşatıldığını gördü.” 

Halkın değil, askerin valisi

Van Valiliğinin, ortada görüntüler olmasına rağmen çıkıp oyalan söylediğine dikkat çeken Atlı, “Askerleri, kadınları, çocukları ve kardeşimi darp etti. Ellerini kelepçeledikten sonra havaya ateş ederek, ıslık ve alkışlarla evin merdivenlerinde kutlamaya başladılar. Yüzlerce mermi kovanı hala köy meydanında duruyor. Gelen heyetler bunu çekti. Vali bizi arayıp ne yaşadığımızı sormadan kendi askerinin suçunu örterek yalan söylüyor. Vali halkın değil, bize işkence yapan askerlerin valisidir” şeklinde konuştu.

İşkence karakolda da sürdü 

Kardeşinin ev içinde darp edilmesinin yanı sıra araca bindirilip karakola götürülene kadar ve hatta karakolda da dövüldüğünü anlatan Atlı, “Adliyede gördüğümüzde yüzü gözü mosmordu. Boynunda sırtında izler vardı. Korkutmuşlardı. Rapor bile aldırtmamışlardı” dedi. 

Olay yaşandığında köyde erkeklerin olmadığını belirten Atlı, “Sadece kadın ve çocuklar vardı. Kadın ve çocuklara bunu yapan orada erkek görse ne yapardı Allah bilir” diye ekledi. 

Ayten Atlı

Merdivenden düşürdüler

Sırtındaki kitle nedeniyle kısa bir süre önce ameliyat olduğunu aktaran Atlı’nın kızı Ayten Atlı, evlerine saat 06.00’da baskın düzenlendiğini söyledi. MA’dan Hakan Yalçın’a konuşan Atlı, “Evimizin önünde yüzlerce asker gördüm. Askerlere neden geldiklerini sordum. Askerler de ‘evi arayacağız’ dediler. Ev arama izinlerini göstermelerini söylediğim için beni itemeye başladı. Bu duruma tepki göstererek, ameliyatlı olduğumu söyledim. Buna rağmen beni iterek, merdivenlerden düşürdüler. Yere düştükten sonra kalkamadım. Bu darp nedeniyle belimde ağrı ve şişkinlik oluştu” dedi. 

Meseleleri gözaltı değildi

 “Silahlarla dakikalarca havaya ateş açtılar. O kadar çaresiz bir durumdu ki kaçabilecek bir yer bulamadık” diyen Atlı, Kürt oldukları için böylesi bir muameleyle karşı karşıya kaldıklarının altını çizerek, şöyle devam etti: “Gözaltı için gelmedikleri o kadar çok belli oluyordu ki. Sanki intikam almaya gelmişlerdi. Beni ve annemi dakikalarca darp ettiler. Bizi en çok darp eden uzman çavuş Mehmet K.’dı. Bu kişi hakkında şikayette bulunacağız. Burada açık bir şekilde ırkçılık var. Can güvenliğimiz yok. Her an bir şeyler olacak diye korkuyoruz. Bize yıllardır zulüm ediyorlar. Eskiden bir kanıtımız yoktu ama şimdi bir kanıtımız var. Evimizin önünde askerlerce darp edildik. Bu darp Kürt olduğumuz için değilse nedir peki? Adalet istiyoruz.” 

Dilber Atlı

Eşi de dakikalarca darp edildi

Atlı’nın eşi Dilber Atlı ise askerlerin dakikalarca kendilerini darp ettiğini, ayağın tekmeyle vurarak yere düşürdüğünü ifade ederek, şunları paylaştı: “Yere düştükten sonra da darp etmeye devam ettiler. Eşimi darp ederek arabaya bindirmeye çalıştılar. Bu duruma tepki gösterdiğim için silah sıkmaya başladılar. Hala bacağımda tekme izleri ve morluklar var. Zulüm ve hakarete uğradık. Bize bu zulmü yapanların hukuk önünde hesap vermesini istiyoruz.” 

Taciz edip küfrediyor

Gazeteci Erdal Er’in Youtube yayınına katılan Mehmet Emin Atlı’nın kızı Kayser Atlı da “Bu olay öncesinde de iki yıl önce atanan Ahmet Kahraman adlı Çaldıran Karakol Komutanı çoğu kez evlerimizi basıp bize baskı yapıyordu. Evleri basarken kadınları taciz edip küfrediyordu. Irkçı sözlerle bize düşmanlık yapıyordu. Bizim artık buna katlanacak durumumuz yok. Bunun yargılanmasını istiyoruz” dedi.

Köyün yüzlerce asker tarafından sarıldığını ve ne olduğunu sorduklarında ise karakol komutanının kendilerine “bunu sana soracak değilim” yanıtı verdiğini dile getiren Atlı, “Bir asker annemi tekmeledi. Annem bayıldı. Kardeşim hasta olmasına rağmen onu tutup fırlattılar. Sırtı taşa geldi. Babamı darp ettiler. Sanki ne zapt etmişler? Karakol komutanı bütün askerlere havaya ateş emri verdi. Bir kutlamaya dönüştürdüler. Buna tepki gösterenleri de darp ettiler” diye anlattı. 

5 defadır tekrarlanıyor

Mehmet Emin Atlı’nın akrabası ve komşusu olan Abdullhamit Aşkan da bu yıl 5. kezdir bunların yaşandığını belirterek, gazetemize şunları söyledi: “Karakol komutanı yıllardır savcılık kararı olmadan bu tür şeyler yapıyor. Şikayet etmemize rağmen kimse ona dokunmuyor. Kürt olmamız, onlar için bu zulmü göstermelerine yeterli bir neden. Kadınlar darp edildi, hakarete uğradık. Biz şimdi kimi kime şikayet edelim. Bunu yapanlar devlet korumasında.”

Sistematik devlet politikası 

HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç da yaşananların tümünün, Kürtlere karşı sistematik bir devlet politikası olduğunu vurgulayarak, şunları dile getirdi: “Hepsi birbirine bağlı, birbirini tamamlayan, birbirine cesaret veren olaylardır. Kürtler seçime gider belediye kazanır ama kayyum atanır. Kürt düğün yapar ama Kürtçe şarkı söyledi sarı-kırmızı-yaşil şal açtı diye damat tutuklanır. Kürt gazetecilik yapar ama haber geçti diye tutuklanır. Kürt köyünde yaşar ama bunlar yaşatılır. Görüntüler olmasına rağmen valilik bunu yalanlıyor. Kürtlere karşı topyekün sistematik bir politika devrede. Kürt’sen onun için hedefsin. Kürtlere karşı düşman hukukunun devrede olduğunun bariz bir örneğidir bu olay. HDP olarak her zaman halkımızın yanında bu çökertme politikasına karşı direneceğiz.”  HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.