Kürt sorunu yoksa niye cezaevindeyiz?
Kadın Haberleri —

Hanse Bulut
- Nisêbîn'deki evinden çıkmadığı için tutuklanan, dayatmaya rağmen siyasi koğuşta kalan, pişmanlığı reddedip infazının yakılmasını göze alan 65 yaşındaki Hanse Bulut, böyle bir dosyadan dolayı tutuklandığı içi gurur duyduğunu söyledi.
- Eşit haklara dayalı onur barış istediğini kaydeden Bulut, 'Kürt sorunu yoktur' diyenlere seslendi: "Kürt sorunu olmasaydı biz cezaevlerinde olmazdık. Kürt olduğumuz için tutuklanıyoruz. Başım dik bir şekilde yatarım ve çıkarım."
Pişman olmadığını söylediği için infazı yakılarak üç ay daha cezaevinde tutulan Barış Annesi Hanse Bulut, "Başım dik girdim, başım dik çıktım" dedi.
İzmir’de 10 Eylül 2021’de tutuklanan ve hakkında iki yıl hapis cezası verilen 65 yaşındaki Barış Annesi Hanse (Xense) Bulut, infazının yakılmasıyla beraber üç ay daha cezaevinde tutulduktan sonra 27 Haziran günü Şakran Kadın Kapalı Cezaevi'nden tahliye edildi. Hanse, 2015’te Mêrdîn'in Nisêbîn (Mardin/Nusaybin) ilçesinde öz yönetim ilanı ardından başlatılan sokağa çıkma yasağı sürecinde evinden çıkamadığı için hakkında "Örgüte yardım ve yataklık” iddiasıyla açılan davada verilen iki yıllık hapis cezasının onanması üzerine tutuklanmıştı. Hipertansiyon ve diyabet hastası olan Hanse, 24 Mart'ta çıkarıldığı Cezaevi Gözlem Kurulu’nun “pişmanlık" dayatmasını kabul etmediği için infazını yakılarak tahliyesi üç ay ertelenmişti.
Tutuklandığı ve cezaevinde bulunduğu süre içerisinde yıldırma politikası olan pişmanlık dayatmasına defalarca maruz kalan Bulut, JINNEWS'e konuştu.
Her durumda da 'terörist' derdiniz
Nisêbîn’de öz yönetim ilanı ardından başlatılan sokağa çıkma yasağı döneminde evinden çıkmadığı için ceza aldığını hatırlatan Bulut, o süreçte asker ve polislerin tank ve toplarla evleri yıktığını; hastalığı sebebiyle evden çıkmak için karakolu aradıklarını belirterek, “Askeriyeyi arayıp çıkmak istediğimizi kendimiz söyledik, ben ve yeğenim vardık. Onlar bizi gözaltına aldı. Yeğenim tutuklandı bana da yaşımdan dolayı üyelikten değil, yardım ve yataklıktan dosya açıldı. Sonrasında İzmir’e geldim. Ben Nisêbîn doyasından tutuklandım. Evimdeydim, bu konuda ifade verdiğimde bana evimden niye çıkmadığımı sordular, 'Nisêbîn’den çıksam da terörist derdiniz çıkmasam da derdiniz' dedim. Ben bu yüzden gözaltına alındım, ceza aldım. Nisêbînli olduğum için de bu dosyadan tutuklandığım için de gurur duyuyorum” dedi.
Siyasi tutukluyum, siyasi koğuşa gideceğim
Tutuklandığı süre zarfında ve cezasının bittiği zamanda da birçok kez pişmanlık dayatmasına maruz kaldığını kaydeden Bulut, cezaevinin onu bağımsızlar koğuşuna götürmek istediğini söyledi. Bulut, şunları paylaştı: “Ben de ne için tutuklandıysam oraya gideceğim dedim. Siyasi tutukluyum, siyasi koğuşa gideceğim dedim. O dönemde pandemi zamanıydı on beş gün karantinada kaldım. O zaman da üç kere bana ‘pişman mısın değil misin’ diye sordular. ‘Niye bağımsızlara gitmiyorsun?’ diye sordular. Ben kabul etmedim. Cezam bittikten sonra kurula çıkardılar, psikoloğa götürdüler. Psikoloğun benim sağlığımla ilgilenmesi gerekiyor ama o da bana ‘pişman mısın?’ diye sordu. Ben de pişman olmadığımı söyledim. Sonrasında ‘tahliye olursan ne yapacaksın’ diye sordu, Türkçe bilmediğim için yanımdaki arkadaşıma ‘ona söyle onun annesi de benim yaşımdadır. Annesi ne yapıyorsa ben de onu yapacağım. Psikolog, bana neden pişman mısın diye soruyor? dedim.”
Seve seve yatarım
Pişmanlığı kabul etmediği için üç ay daha cezaevinde tutulan Bulut, baştan sona sürecin hukuksuz olduğunun altını çizerek, “Evimden çıkmadığım için ceza aldım. Ne bu hukukiydi ne de tahliye olacağım zaman verdikleri ceza hukukiydi. Benim ceza almamın, tutuklanmamın hepsi adaletsizdi. Ben başım dik tutuklandım ve başım dik çıktım cezaevinden. Bana siyasi koğuşa gidersen daha fazla yatarsın dediler ben de siyasi nedenden tutuklandım seve seve yatarım, dedim” şeklinde konuştu.
Eziyetin nedeni korkularıdır
Cezaevinde yaşanan sorunlara değinen Bulut, "Cezaevlerinde eziyet var, adalet yok. Mahkemede ceza alıp tutuklanıyorsun sana bir de cezaevinde ceza veriliyor. Bunun nedeni onların korkusudur” dedi.
Eşitlik olmalı, üstünlük değil
Kürtlerin sadece barış değil onurlu bir barış istediklerinin altını çizen Bunun bunun da eşitlikle mümkün olacağını ifade etti. Bulut, şunları dile getirdi: “Eşitlik olmalı, kimse kimseden üstün olmamalı. Onlar nasıl özgürce dillerini konuşuyorlarsa bizim de özgürce dilimizi konuşmamız gerekiyor. Benim ana dilim Kürtçe ise kimsenin bana konuşamazsın demeye hakkı yok. Ben oradayken kendimi ifade edemiyordum, mahkemede tercüman getiriyorlar. Eğer özgürce ana dilimi konuşabilseydim karşımdaki hâkim de benim dilimde konuşurdu. Türk hâkim varsa Kürt hâkim de olmalıydı böylece tercümana gerek kalmazdı, kendimi ifade edebilirdim. Ben ana dilimde konuşamıyorsam, yürüyemiyorsam, yatamıyorsam ben özgür değilim demektir.”
Kürt olmayana sorun yok
Kürtlerin yaşadıkları sorunlara rağmen ‘Kürt sorunu yoktur’ iddialarına karşı konuşan Bulut, şöyle izah etti: “Kürt sorunu olmasaydı biz cezaevlerinde olmazdık. Nasıl Kürt sorunu yoktur diyorlar? Kürt olmayanlar için zaten sorun yok. Tank ve topla evlerimizi yıktılar. Yıllardır burada kirada kalıyoruz. Evimden hiçbir şey almadan çıktım, sadece onlara telefon edip çıkacağımı söyledim. Kürtlere Kürtçe kanal açtık, televizyonları da var, diyorlar. Ben böyle Kürtlüğe ne yapayım? Benim dilim özgür değil, benim dilimde doğru düzgün gazete, kitap yok. Ben Türkçe bilmiyorum, cezaevinde bize puan veriyorlar bana yeterince kitap okumadın, dediler. Ben Türkçe bilmiyorum, nasıl kitap okuyayım? Bu nefret değil midir?”
Cezayı yatarım, çıkarım
Cezaevinden çıktığında başının dik olduğunu söylemesinin önemli olduğuna dikkat çeken Hanse sözlerine şunları ekledi: “Benim başım diktir, çünkü her şeye rağmen cezayı aldım yattım ve pişman olmadığımı söyledim. Ben zaten cezayı yattıktan sonra ne için pişman olacağım? Kürt olduğumuz için tutuklanıyoruz. Ben kimseye saldırmadım, kimseyi öldürmedim. Ben ne kadar ceza alsam da yüz kere de bana pişman mısın deseler yine başım dik bir şekilde cezayı yatarım ve çıkarım. Çıktığım için çok sevinemedim, çünkü ardımda arkadaşlarım kaldı.” İZMİR












