Kürtler ikinci ailem

Haberleri —

MEHMET ZAHİT EKİNCİ/ALSACE


Lola Guevara’yı (21) ilk gördüğümüzde anne tarafının Uruguay baba tarafının ise Fransız olduğuna inanamıyoruz. Zaten birçok insanın da buna inanmadığını, hatta katıldığı ilk Newroz etkinliğinde birçok insanın kendisini Kürdistanlı sandığını gülerek anlatıyor. Oldukça sevecen ve aktif. Kürtlerle dayanışmakla yetinmeyip gençlik çalışmalarında da aktif olarak yer almaya karar vermiş enternasyonalist bir genç Lola Guevara. 

Lola, Uruguay asılı bir anne ve Fransız vatandaşı bir babanın en küçük çocuğu olarak Fransa’nın Alsace bölgesinde doğmuş. Ezilenlerle empati yapmayı çocuk yaşta öğrenmiş. Annesinin küçüklüğünden beri “Yaşadığın sürece haksızlığa uğrayan ve mazlum olan insanlardan yana tavır al” diye nasihat ettiğini belirten Lola, şöyle devam ediyor: “Annem bana ve kardeşlerime küçüklüğümde Che Guevara başta olmak üzere Güney Amerikalı devrimcilerin hayatlarını anlatırdı. Hep onlar gibi iyi insanlar olmamızı isterdi. Babam, anneme göre daha fazla muhafazakardı. Tek derdi okuyup kariyer yapmamızdı. Babam Kürt halkını ve mücadelesini uzun yıllardan beri bilmesine rağmen bize bu konuda bir şeyler aktarmadı. Buna karşın annemin bize anlattığı devrimci insanların hikayeleri, üzerimizde çok büyük etki yaratıyordu.”


‘O Kürt kızına minnet borcum var’

Lise yıllarındayken bir Kürt kız arkadaşı olduğunu ve onunla ettiği sohbetlerle Kürt halkının yaşamını ve mücadelesini tanıdığını anlatan Lola, “Tanıdığım ilk Kürt’tü. Kürtlerin dillerinin yasak olduğunu öğrenince çok şaşırdığımı hatırlıyorum. Sohbetlerimiz derinleştikçe, yüreğimin derinliklerinde bu halka karşı bir sevgi oluşmuştu. Çok insancıl olan o Kürt kızına minnet borcum var” diyor. 


‘Kendi çocuklarıymışım gibi’

İlk katıldığı eylemin ise Alsace bölgesindeki Newroz kutlaması olduğunu söyleyen Lola şöyle devam ediyor: “Beni çok sıcak karşıladılar. Birçok insan Kürt bir ailenin kızı olduğumu sanmış olacak ki gelip bana kimin kızı olduğumu sordular. Fransız bir baba ve Uruguaylı bir annenin kızı olduğumu söyleyince çok şaşırdılar. Büyük bir şefkatle kendi çocuklarıymışım gibi beni kucakladılar. Buna karşın bazı insanlar da orada olmama anlam veremiyordu. Birçok Kürt gencinin ulusal mücadeleden uzak olmasına rağmen kökenimden dolayı burda olmam onları şaşırtıyordu galiba.”


‘Kürtlerle özüme döndüm’

Kürt mücadelesi ile ortak hareket etmesine, arkadaşlarının şaşırdığını ifade eden Lola, birçok arkadaşının “Kendini gerçekten Kürt olarak mı hissediyorsun?” diye sorduğunu belirterek “Hayır, benim amacım başka bir ulusun insanına dönüşmek değil, onlarla ortak hareket ederek mücadelemin ve kadın kimliğimin farkına varıyorum. Bir kadın olarak bir nevi özüme dönüyorum” cevabını veriyor. 


Dayanışmayla yetinmedi

Kürtlerin politik eylemlerine katıldığı için asla ailesinden herhangi bir baskı görmediğini, aksine saygı gördüğünü anlatan Lola, dayanışmayla kalmıyor ve gençlik çalışmalarına aktif olarak katılıyor: “Üniversite okurken de hep bu mücadelenin br parçası olmak istedim. Ne güzel tesadüftür ki lise yıllarında beni Kürtlerle tanıştıran arkadaşımla tekrar buluştuk. O yıllarda üniversiteyi Strasbourg’da okuyordum. Burada yapılan tüm etkinliklere katılıyordum. Ama içimde hep bir boşluk vardı. Üniversitede aradığımı bulamamıştım. Sadece eylemlere katılmak bana yetmiyordu. Bunun üzerine üniversiteden ayrılıp gençlik çalışmalarına katıldım.” Bir yol çizdiğini ve bu yoldan devam etmek istediğini söyleyen Lola, “Alsace bölgesine giderek gençlik faaliyetleri içerisinde yer aldım. Mücadele ve Kürtler bundan sonra ikinci ailem olmuştu” diye belirtiyor. 


Annesiyle ‘Uzun Yürüyüş’teydi

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan için enternasyonalistler tarafından gerçekleştirilen Uzun Yürüyüş’te de yerini alan Lola, bu eyleme annesiyle birlikte katılmış. “Annem, ‘Lola, ben de senin katıldığın eylemlere katılıp Kürtleri tanımak istiyorum’ deyince çok şaşırdım. Şaşırmakla birlikte gurur duydum. Çünkü bir gün annemle bu eylemlere katılabileceğimi hayal etmemiştim” diyen Lola şöyle devam ediyor: “O esnada, Lüksemburg’dan Strasbourg’a yapılacak olan Uzun Yürüyüş için çantamı hazırlıyordum. Arkadaşlara durumu bildirince büyük bir sevinçle kabul etmişlerdi. İki saat sonra annemle bir tren istasyonunda buluşup yürüyüşün yapılacağı yere gidince annemin benden daha coşkulu ve heyacanlı olduğuna tanık oldum. Yürüyüş boyunca annem Kürtleri ve mücadelesini yakından tanıdığını, buna karşı Kürt özgürlük mücadelesine duyduğum bağlılıktan dolayı beni takdir edince dünyalar benim olmuştu sanki. Annemin ‘Lola sen harika şeyler yapıyorsun. Benim yapamadıklarımı sen yapıyorsun’ demesi benim için harika bir şeydi. On günlük Uzun Yürüyüş’te ikimiz de birçok şeyin bilincine vardık.”


‘Annemin hayallerini gerçekleştiriyorum’

Lola Guevara verdiği mücadeleyle annesinin gençlik hayallerini de gerçekleştirdiğine inanıyor: “Annem solcu gelenekten gelen bir insan. Belki de gerçekleştirmek istediği halde gerçekleştiremediği birçok şeyi bu mücadelede buldu. Bana hep ‘Adaletli ol, doğayı ve insanları sev. Her zaman yoksul, mazlum ve mağdur olan insanların yanında yer al’ derdi. Kürt özgürlük mücadelesi içerisinde yer almakla bir nevi onun hayallerini gerçekleştirdiğime inanıyorum.”


‘Dünyayı değiştirebilecek güçteyiz’

Bu mücadele ile kadın kimliğinin de farkına vardığını belirten Lola, “Sistem seni bir kuluçka makinesi gibi eve kapatıp ‘İşte senin yaşaman gereken yaşam bu’ diyor. Senin iradeni ve örgütlülüğünü hiçe sayarak bunu yapıyor. ‘Bir kadın olarak senin gücün sadece çocuk doğurmak ve ataerkil bir sisteme hizmet etmek’ diyor. Ben bunu kabul etmiyorum. Sistemi ve dünyayı değiştirebilecek bir güce sahip olduğumuza inanıyorum.Yeter ki bunun bilincinde olalım ve cesaret edelim” diye belirtiyor. 


paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.