Kürtlere karşı tek yumruklar

Prof. Dr. Cengiz Aktar

Prof. Dr. Cengiz Aktar

  • Prof. Dr. Cengiz Aktar, Karkamış’a atılan roketlerin, Beyoğlu'ndaki patlamanın devamı olduğunu, Türkiye'nin hava saldırılarında ölenlerin de kimsenin umurunda olmadığını belirterek, "Yine yerli ve milli bir konsensüs oluştu. Mesele Kürtler, Kürtleri vurmak olunca yerli ve milli güruh tek yumruk oldu" dedi.

Atina Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Cengiz Aktar, Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları, NATO ve AB'nin tutumunu, MA'dan Yüsra Batıhan'a değerlendirdi. 

Yerli ve milli güruh

“Osmanlı’da oyun bitmez” deyişini hatırlatan Aktar, Türkiye Cumhuriyeti’nin yöneticilerinin de Taksim’deki saldırıyı bahane ederek, Rojava ve Kobanê başta olmak üzere pek çok bölgeye saldırmasını “senaryo” olarak değerlendirdi. Söz konusu saldırı ve durumun “açık bir tezgah” olduğunu, sadece bu konuya duyarlı kitleler ve bireylerin değil, muhalefetin de söylediğini aktaran Aktar, şunları söyledi: “Artık suyu çıktı. Kadın, benim YPG ile Kürt hareketiyle alakam yok diyor. Yakınları benzer şeyler söylüyor, bu konuda konuşan herkes, bunun Türkiye destekli Suriye'deki Arap çetelerin işi olabileceğini söylüyor. Tezgah olduğunu 20 Kasım gecesi Rojava’ya yağan bombalar destekliyor. 31 kişi öldü ama taziye yok, kimsenin umurunda değil. İktidar zaten o yolun yolcusu ama muhalefetten de kimse ses çıkarmıyor. Dolayısıyla yine yerli ve milli bir konsensüs oluştu. Mesele Kürtler, Kürtleri vurmak olunca yerli ve milli güruh tek yumruk oldu. Bu şekilde de devam edecek.”

'Yapma çocuğum' kıvamında

Uluslararası güçlerin saldırılar karşısındaki tutumuna işaret eden Aktar, tavırlarının şunu gösterdiğini söyledi: "Mesele Kürtleri vurmak olduğunda, konu Kürtlere karşı herhangi bir ülkenin harekâtı olduğunda, hele hele vuran ülke NATO üyesi ise tepkiler sınırlı kalıyor. Türkiye ortaklarının da tepkileri çok sınırlı ve komik oluyor. NATO ülkesi olmayan İran, Mahabad’ı ve Erbil’i vuruyor diye çok sert tepki verilirken, Türkiye vurduğunda ‘yapma çocuğum’ gibi çok yumuşak tepki veriyorlar.” 

Karkamış, Beyoğlu'nun devamı

Karkamış’a atılan roketlerin, Beyoğlu'ndaki patlamanın devamı olduğunu belirten Prof. Aktar, “NATO’nun şımarık çocuğu” olarak tanımladığı Türkiye'nin uluslararası hukuka aykırı hareket ve ifadelerine göz yumulduğunu kaydetti. Süregelen Rusya-Ukrayna savaşı karşısında Türkiye'nin ne pahasına olursa olsun NATO ittifakı içinde muhafaza edilmek istendiğini belirten Prof. Aktar, şöyle devam etti: “Türkiye’nin güvenlik endişeleri diye bir şey uydurdular. Türkiye'nin güvenlik endişeleri neymiş diye sorduğunda da Suriye diyor, NATO ülkesi olduğu için Yunanistan diyemese de demeye getiriyor. Sanki Suriye, Yunanistan, Türkiye'ye saldıracak gibi bir hava yaratıyor, yarattıkları havaya da inanmaya başladılar. Böyle bir tehlike varmışçasına, ipe sapa gelmez gerekçelerle alakası olmayan bir dünyada yaşıyoruz. Burada tek gerçeklik var o da Türkiye’nin ne pahasına olursa olsun NATO’nun içinde kalmasını garanti altına almak.” 

Parayı seçime kullanacak

Aktar, Suriye ve Türkiye'nin sınırlarında kalan ve savaşın sürdüğü alanda yaşanan zulüm ve baskının hat safhada olduğunu belirterek, şunları ekledi: “Tüm sorun, bu hava saldırılarının bir kara saldırısına dönüşüp dönüşmeyeceği. Kanaatimce iş oraya varmayacak, çünkü Erdoğan ve rejimin savaşmak için parası yok. Sağdan soldan dilendikleri paraları da seçim için kullanmak istiyor. 2015’teki bombalı katliamlarının bir benzerinin tekrarlanması, bu seçim gündeme gelmeyebilir ama belli de olmaz. Anayasa’nın 58’nci maddesi uyarınca savaş hali ilan edilerek seçim ertelenebilir.” 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.