Kurumsal suskunluk duvarı yıkılıyor: #SusmaBitsin

Kadın Haberleri —

 #SusmaBitsin

#SusmaBitsin

  • Kadınlar günlerdir sanal medya üzerinden #SusmaBitsin etiketiyle fotoğrafçılık, müzik, sinema ve yayıncılık alanlarında yaşanan taciz olaylarını teşhir ediyor.
  • Dayanışma ağı Susma Bitsin, yaptığı açıklamada şunları ifade etti: “Hiç ifşa olmadım sananlarınızın isimlerini biliyoruz. Ne zaman ifşa olacağınızı düşünerek korkun!” 

Dünya genelinde yükselen #MeToo hareketinin ardından Türkiye’de de benzer bir kolektif teşhir platformu oluşturuldu. MeToo hareketi, başlangıçta Hollywood’daki cinsel saldırıyı görünür kılmak amacıyla ortaya çıktı. Ancak zamanla tüm dünyada kadınların yaşadığı sistematik cinsiyet temelli şiddeti dillendirdikleri küresel bir harekete dönüştü. “Susma Hareketi” de bu bağlamda yerelleşmiş bir isyan biçimine dönüştü. Kadınlar, sanat ve medya gibi görünürde “özgür” alanlarda bile faillerin korunmasını ifşa ederek, kurumsal suskunluk duvarlarını yıkmaya başladı. Bu bağlamda #SusmaBitsin etiketiyle yeniden şekillenen teşhir dalgasında birçok oyuncu teşhir edildi. 

Taciz hikayeleri paylaşıldı

BBC’nin haberine göre, İfşalar, sanal medyada bir kadının, tanınmış bir makyözün kadınlara cinsel organının fotoğraflarını attığını söylemesiyle başladı. Hemen ardından birden fazla kadın, fotoğrafçılık sektöründe çalışan bazı erkeklere dair ifşalarda bulundu. Bu paylaşımların ardından taciz hikayelerini paylaşan kadınların sayısı hızla arttı. Bazı kadınlar beyanlarını isimleriyle paylaşırken bazıları kimliklerini gizlemeyi tercih etti.

İlk dalgada ifşa edilenler

Jinnews’in haberine göre ilk dalgada ifşa edilenlerin isimleri şöyle: Fotoğrafçılar: Mesut Adli, Ogün Akgül, Osman Eren, Bülent Babaoğlu, Müjdat Kavas, Harun Ateş, Murat Alat, Yusuf Taktak, Bülent Şangar, Rafet Arslan Kültür Sanat ve Medya : Cemil Batur Gökçeer, Selim Evci (Kısa film festivali direktörü) Mesut Süre (Komedyen) Tayanç Ayaydın (Oyuncu) Mehmet Yılmaz Ak (Oyuncu), Raffi Portakal (Müzayedeci) 

Birçok kişi SRC ile yolların ayırdı

SRC Kitap Yayınevi Genel Yayın Yönetmeni Fırat Acar hakkında dijital medyada, “dolandırıcılık, aşk vaadiyle kandırma, çalışanları ve kadınları manipüle etme” ifşaları yayıldı. Hasan Cemal ve Nurcan Baysal gibi tanınmış yazarlar da yayıneviyle ilişkilerini kesme kararı aldı. Bunun üzerine Fırat Acar görevden alındı. Haydar Ergülen, Hayko Bağdat, Selim İleri, Enver Aysever, Erdoğan Aydın gibi isimlerin de SRC Yayın Evi’nde kitapları bulunmasına karşın, yayınevi ile yollarını ayırdığını kaydetti. 

‘Failliğim asla reddetmiyorum’

Sanal medyada birçok erkekle ilgili ifşalar gerçekleşirken çok azı bunlara yanıt verdi. Argonatlar sanat sitesinin kurucu yayın yönetmeni Kültigin Kağan Akbulut bunlardan biri oldu. Bir kişi sanal  medya hesabında, Akbulut'un kendisini defalarca kez öpmeye çalıştığını, rahatsız edici fiziksel temas ve sözlü iltifatlarda bulunduğunu yazdı. Akbulut, 22 Ağustos'ta sanal medya hesabında yaptığı açıklamada özür diledi ve "failliğimi asla reddetmiyorum" ifadelerini kullandı: "Bir partide genç bir galeri çalışanına başkası yapsa kınayacağım hareketlerde bulunmuş olmaktan büyük üzüntü duyuyorum. Kişinin açıklamasındaki her şey doğrudur. Daha sonrasında özür dilemeye çalıştım, konuşmak istemediğini belirtince de ısrar etmedim." Argonotlar ise ifşaları kabul eden Akbulut'un yayın üzerindeki tüm yetkilerini bıraktığını, ayrıca Argonotlar'ın yayın hayatını askıya aldıklarını duyurdu.

Şikayet yoksa inceleme de yok

Paylaşılan taciz ve cinsel saldırı beyanlarının çoğu "takibi şikayete bağlı suçlar" arasında yer alıyor. İşlenen suç hakkında soruşturma ya da kovuşturma yapılabilmesi için, tacize uğrayan  ya da suçtan zarar gören kişinin, olayın gerçekleşmesinden sonraki 6 ay içerisinde şikayetçi olması gerekiyor.

BBC 'ye konuşan avukat Ceren Kalay Eken süreci şöyle açıklıyor: "Taciz ve cinsel saldırı halinde zor kullanılarak, fiziksel şiddet nitelikli hali geçekleştiğinde takibi şikayete bağlı olmaktan çıkıyor. Fakat savcılığın kendiliğinden harekete geçmesi gereken bu hallerde dahi, eğer kişinin şikayeti yoksa çok da gereği gibi bir inceleme olmadığını görüyoruz." Ceren Kalay Eken, doğası gereği ispat edilmesi zor olan bu suçları şikayet etmek isteyen kadınların pek çok engelle karşılaştığını belirtiyor ve ekliyor: "Çok ciddi ispat araçları sunmaları bekleniyor ve bu süreçte hakkını aramaya çalışan kadınlar daha fazla yıpranıyor. Kadınların ilk önce ne yaşadığını tanımlayabilmesi bile uzun zaman alıyor. Çalıştığım dosyalarda, 30 yıl sonra kendini hazır hissederek şikayetçi olmak isteyen kadınlar gördüm.”

Sendikalardan destek

“Susma Bitsin” dalgası sonrası, oyuncular ve sinema sektörü çalışanlarının örgütlü yapıları da harekete geçti: Oyuncular Sendikası, bu tür vakaların bireysel değil, sistemsel bir sorun olduğunu belirterek; ihlale maruz bırakılanların desteklenmesi ve süreçlerin paylaşılması gerektiğini belirtti. Sinema Emekçileri Sendikası ve SanatFabrika gibi yapılar da “Susmayacağız, dayanışmayla güçlüyüz” vurgusuyla benzer çağrılarda bulundu.

İfşa olmadım sananlar isimlerini biliyoruz

Sektör temsilcisi çeşitli kurum ve kuruşlardan kadınların ifşa kampanyasına destek açıklamaları geldi. Sinema, televizyon ve tiyatro alanlarında çalışan kadınların oluşturduğu dayanışma ağı Susma Bitsin, 22 Ağustos'ta yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı: "Henüz konuşmaya hazır hissetmeyen başka pek çok hayatta kalan olduğunu da biliyor, onlara inanıyor ve hepsi için burada olduğumuzu hatırlatıyoruz. Sahip olduğu maddi ve manevi imkanlarla, sosyal ağlarıyla ve yakalanmadan yıllarca birçok kadını istismar etmenin verdiği cüretle hareket eden erkeklere hatırlatırız ki: Hiç ifşa olmadım sananlarınızın isimlerini biliyoruz. Ne zaman ifşa olacağınızı düşünerek korkun. Hiçbir eyleminiz yanınıza kalmayacak. Kadınlar susmadı, susmayacak.” 

HABER MERKEZİ

 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.