Kuşatıldılar, vuruldular ve kaçtılar

.

.

  • Garê’deki gerillalar, Türk ordusunun tüm hava unsurları ve yüksek teknik donanıma rağmen yoğun bombardıman eşliğinde Garê’ye yaptığı indirmeyle birlikte büyük darbe yediğini, şok yaşayıp ne yapacağını bilemeden savrulduğunu belirterek, bombardımana ağırlık verip mağaradaki esirleri de öldürdüğünü söyledi.
  • Saldırı kollarından yer alan gerillalar, Garê’deki tüm gerillaların da katılmadığına işaret ederek, şunları paylaştı: "Sadece birkaç kol vurdu. Perişan ettik. Bağırışlarını duyduk. Nokta nokta onları aradık. Nereye kaçacaklarını, nereye saklanacaklarını bilmiyorlardı. 20 kişiyle kuşatmaya alıp perişan ettik."

Türk devletinin Garê’ye yönelik işgal saldırılarından sonra alanda kalan izler, ele geçirilen malzemeler ve esir 13 askerin öldürüldüğü mağara görüntülendi. Saldırı kollarında yer alan gerillalar da dört günde yaşananları anlattı.
Garê’ye yönelik işgal saldırısı 10 Şubat’ta başladı ve Türk ordusu 14 Şubat’ta gerilla karşısında geri çekilmek zorunda kaldı. Halk Savunma Merkezi (HSM) Karargah Komutanlığı’na göre; 40’ın üzerinde savaş uçağı, onlarca İHA ve SİHA eşliğinde bölgeyi hedef aldı. 6’sı Siyanê köyünde esirlerin bunduğu kampı koruyan gerilla olmak üzere toplam 15 gerilla şehit düştü. Türk ordusunun tespit edilen kaybı ise 37 ölü ve onlarca yaralı. Türk ordusu, esri olan kendi mensuplarını da öldürdü.
Türk askerinin yaşadığı hezimetten geriye bombalanan alanlardaki yıkım ve gerilla karşısında bırakıp kaçmak zorunda kaldığı askeri malzemeler kaldı. Gerillalar, bombardımanda etrafa açılan kayalar, yerlerinde sökülen ağaçlar, ele geçirilen malzemeler, çatışmaların şiddetli yaşandığı noktalar ve askerlerin öldüğü yerleri ANF’ye anlattı.

Kazan bombaları kullanılmış

Gerilla Hogir Med, etrafı gösterirken "Roket kullanılmamış, her yer kazanlar ile bombalanmış. İlk başta onlarca savaş uçağı ile dönemin en gelişmiş tekniğiyle tüm alan bombalandı” diyor. Med, elleriyle çevresini işaret ederek, erken saatlerde Kobralarla da bombalandığını ekliyor. 
Bombaların yol açtığı tahribatın izleri halen duruyor. Yanmış, dalları kırılmış ya da tamamen sökülüp etrafa saçılmış ağaçlar dikkat çekiyor. Med, anlatmaya devam ediyor: "Daha sonra indirme yapmak istediler ama gerilla direnişiyle karşılaştılar. Medyasında birkaç üst düzey askerlerinin öldüğünü kendileri aktardı, ancak kayıpları daha fazladır. İstedikleri sonucu elde edemedikleri için ‘bölgesel bir operasyondu, Kandil’e yönelik provaydı’ diyerek bunun üstünü örtmeye, çarpıtmaya çalıştılar.”

Büyük bir katliama giriştiler

HPG’nin elinde olan esirlerin bulunduğu kampı da gösteren Med,  “Zaten indirmeyle birlikte ağır darbe vuruldu ve büyük şok yaşadılar. Ne yapacaklarını bilemez oldular. Burada tutunamadılar. Arkadaşları direnişiyle birlikte alanda sıkıştılar ve bomba parçalarından da görüldüğü gibi ağır bir bombardıman yaptılar. Gaz kullandılar. Gaz kullanımı ve bombardımandan dolayı burada bulunan esirler imha oldu. Onları infaz ederek suçu bizim üzerimize yıkmaya çalıştılar. Üç gün boyunca yoğun çatışma yaşandı, gerilla büyük bir direniş sergiledi. Güçlerimiz her taraftan eylem gerçekleştirdi, sonuç itibarıyla alandan geri çekilmek zorunda kaldılar.”

Arkadaşlar aman vermedi

Med’in gösterdiği yer, alanın giriş kısmı olarak dikkat çekiyor. “Burada zaten fazla ilerleyemediler” diyen Med, “Çevrelerini görebilmek için doğayı tahrip ettiler, görüldüğü gibi birçok ağacı kestiler. Görüntülerden de görülüyor, ağaçlar daha yeni kesilmişler. Gerillanın korkusundan etraftaki tüm ağaçları kesmişler. Böylece alana hakim olmaya çalıştılar, ancak arkadaşlar onlara o imkanı vermedi” diye devam ediyor.

Mevzi torbalarını açamadılar

Gerilla Med, daha sonra Türk askerlerinin getirdikleri ve açılmamış torbaları gösteriyor. “Bu torbaları mevzi yapmak için getirdiler” diyen Med fırsat bulamadıklarını söylüyor. Med’in gösterdikleri arasında çok sayıda kazma, kürek, balyoz ve manivela da dikkat çekiyor. Gerilla Med, “Bunları mevzi yapmak için getirdiler. Görüldüğü gibi daha yeniler, kullanılmamış. Çünkü arkadaşlar, bunları kullanmak için fırsat vermedi. Görüntülerden burada nasıl kaldıkları, ne tür engel ile karşılaştıkları, gerillanın onları nasıl sıkıştırdıkları görülüyor. İş yapmaya fırsat bulamadılar” şeklinde konuşuyor. Ele geçirilen malzemeler arasında eldivenler, gaz bombaları, şarjörler, gaz maskeleri, sağlık malzemeleri, kamuflaj kıyafetleri, el bombaları, yelekler, konserveler göze çarpıyor.

10 yakın keşif uçağı altında

Gerilla Mirkan Karker ile Şoreş Zeryan ise işgal saldırıları sırasında yaşananları paylaştı. Karker, saldırıların sabah saat 03.00 sıralarında başladığını; tüm noktalara yoğun bombardıman yapıldığını belirterek, şunları dile getiriyor: “Bombardımanda, bizim kaldığımız yere ondan fazla kazan attılar. Alandan çıktığımızda üzerimizde 10’a yakın keşif uçağı vardı. Gruplar halinde düşmanın üzerine gittik. Zaten korkak bir düşmandır. Savaşacak kabiliyeti yok. Onların korkularını  ve arkadaşlarımızın fedakarlıklarını görüyorduk.” 

Kuşatmak istediler ama kuşatıldılar

Gerilla Karker konuşurken zaman zaman yanındaki telsizden de sesler geliyor. Silahını dizlerinin üzerine bırakan Karker, şöyle devam ediyor: “Bizi kuşatmaya almak istediler ama biz onları büyük bir kuşatma içine aldık (…) Kaçacak yerleri kalmadı. Tüm kollardan vuruldular…”
Esir kampından sorumlu Şoreş’i örnek gösteren Karker, "Düşman bir tepeyi vurduğunda Şoreş, 6 keşif uçağı, Kobra ve savaş uçakları altında düşmanın üzerine gitti. Tek başına tepeyi düşmandan boşalttı. Kaçışlarını gördük. Kaçtılar” diyor.

Tüm gerillalar katılmadı

Türk devletinin iddia ettiği gibi tüm gerillaların Garê’de harekete geçmediğini söyleyen Karker, anlatmayı sürdürüyor: “Sadece birkaç kol vurdu. Perişan ettik. Bağırışlarını duyduk. Nokta nokta onları aradık. Nereye kaçacaklarını, nereye saklanacaklarını bilmiyorlardı. 20 kişiyle kuşatmaya alıp perişan ettik.”

Kendi elemanlarını öldürdüler

"Esirler yıllardır elimizde, neden öldürmedik?" diye soran Karker, şunları ifade ediyor: "PKK’yi herkes tanır. Biz Türk devleti gibi değiliz. Daha önce bırakılan esirlerin anlattıklarını dinlesinler. Türk devleti  kampı onların başına indirdi. Kampı onu aşkın kazanla bombaladı. İçeride kimyasal gazlar kullandı. Kendi insanlarının cenazelerini yaktılar. Polistiler, MİT elemanlarıydılar, ihanetçilerdi. Bizim elimizdeydiler. Elleri arkadaşlarımızın kanlarına bulaşmıştı ama biz öldürmeyiz, işkence de yapmayız. Türk devletinin tarihi bellidir, ne yaptıkları biliniyor.”

Biz saldırı kolundaydık

Garê’deki Türk işgal saldırısı sırasında, gerillaların saldırı kolunda yer alan Şoreş Zeryan ise yoğun keşif altında operasyon alanına ulaştılarını belirterek, şunları paylaşıyor: "Biz saldırı kolundaydık. Birkaç kol halinde üzerlerine gittik. Düşman zaten ölülerini bırakıp kaçtı, direnemediler. Kuşatmaya alındıklarında ise artık nereye kaçacaklarını bilmiyorlardı. Bu yüzden operasyonu sürdüremediler. Geri çekilme de değil, kaçtılar. Cenazeleri yerde kaldı. Gördüğümüz kadarıyla bazıları yüzbaşı gibi yüksek rütbeliydi. Siyanê tarafında, tutukluların olduğu mağara vardı. MİT’çi, asker, polis ve arkadaşların kanına bulaşan ihanetçilerden oluşuyordu. Tümünü kendileri öldürdü.”

24 saat bombardıman sürerken
HPG komite Konseyi toplandı

HPG Komuta Konseyi Olağan Toplantısı, 18-26 Ocak 2021 tarihleri arasında Türk ordusunun kesintisiz bombardımanının sürdüğü Medya Savunma Alanları’nda yapıldı.
HPG Komuta Konseyi, tüm görev sahalarını temsilen 40 üyenin katıldığı toplantıda, 2020’nin siyasi ve askeri çözümlemesini yaptı; saha ve eyaletler bazında Kürdistan gerillasının mevcut durumunu değerlendirdi; 2021 mücadele yılı için gerekli olan perspektif ve dönem taktiğini belirleyerek, planlamasını yaptı. 

Yeni dönemin çizgisi

HPG Komuta Konseyi tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre; gerilla mücadelesinde yaşanan taktik, mücadele ve hareket tarzıyla bağlantılı sorunları kapsamlı bir şekilde ele alan toplantımız, örgütsel ve komuta sorunlarımız ile yeni dönem savaş gerçeği karşısında gerillanın rol ve misyonunu belirledi. Yeni dönem savaş ve mücadele çizgisi temelinde önemli kararlaşmalara ulaştı. 2020 mücadele yılında yaşanan sorunları, açığa çıkan yetmezlikleri ve taktik sorunları derinliğine tartışan Komuta Konseyi, yeni mücadele döneminin planlamasını somutlaştırdı. Bu bağlamda nereden gelirse gelsin her türlü saldırı karşısında Apocu fedai ruhla cevap verilmesi temelinde dönem görevlerine hamlesel yaklaşma ve mutlaka başarma kararlılığına ulaşıldı.

Ulusal tutum için diyalog

Toplantıda, tüm Kürdistani güçler açısından ulusal tutumun önemini vurgulandı. Kürtler içindeki şiddet tutumunun reddedildiği toplantıda, sorunların diyalog yoluyla çözülmesinin elzem olduğunun altı çizildi.

Garê direnişi ilk sonucudur

Mücadelenin bu önemli ve kritik aşamasında 9 gün boyunca yoğun ve sonuç alıcı tartışmalarla alınan tarihi kararların 2021 başarısı için önemli bir kilometre taşı olacağını vurgulayan HPG Komuta Konseyi, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Nitekim 10-13 Şubat tarihleri arasında Garê alanına yönelik sömürgeci Türk ordusu tarafından gerçekleştirilen saldırıya karşı Kürdistan Özgürlük Gerillası’nın vermiş olduğu yanıt, bu toplantımızın savaş alanına ilk somut yansıması olup gösterilen performans, yılın bundan sonraki bölümüne dair önemli işaretler barındırmaktadır. Toplantımız başarının tek ölçüsünü Uluslararası Komplo’nun yenilmesi ve Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü olarak belirlemiş ve dönem görevlerine bu esaslar üzerinden yaklaşılmasını karar altına almıştır.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.