Lêger: Orta Anadolu Kürtlerinin hikayesi

Kültür/Sanat Haberleri —

Lêger: Orta Anadolu Kürtlerin hikayesi

Lêger: Orta Anadolu Kürtlerin hikayesi

  • Lêger, köklerini arayış refleksiyle başlamış olan bir hikaye. Sonra bu hikaye bizi bir ailenin dünyasına, oradan aşiretin dünyasına ve ardından bir ulusun dünyasına götürüyor. Lêger belgeseli Orta Anadolu Kürtlerine dair kültürel-politik bir fotoğraf sunuyor.

ÖMER YÜCE / SALZBURG

 

Yönetmenler Ömer Leventoğlu ve Esin Akgül Güneş, Orta Anadolu Kürtlerinin yüzyıllık arayış ve serüvenini “Lêger-Arayan” isimli dokü-dramayla sinemaya aktardı. Platforma Kurdên Anatolîya Navîn’in (PKAN) katkılarıyla hazırlanan Lêger, 8 Ekim’de Almanya’nın Düsseldorf kentindeki Metropol Filmkunstkino’da düzenlenecek galayla izleyicinin beğenisine sunulacak.

Mavi Ring, Berroj ve Zarok’en Axa Qelişî filmleriyle tanıdığımız Ömer Leventoğlu, Lêger’i Orta Anadolu Kürtlerinin tarihi ve öz kültürü hakkında yalan yanlış bilgilerin kaynak gösterilmesinin önüne geçmek için hazırladıklarını belirtiyor. Çalışmalara başlamadan önce geniş kapsamlı bir kaynak taraması yaptıklarını belirten Leventoğlu, "TRT’nin arşivlerinde acaba ne bulabilirim diye araştırırken, Orta Anadolu’nun köylerinde çekilmiş belgesellere denk geldim. Bir TRT muhabiri gitmiş, bu köylerden birinde köy halkıyla konuşuyor. Sonra kameraya dönüp bu köy halkının Oğuzların bilmem ne kolunun Kayı Boyu’ndan geldiğini söylüyor. Bunu yaparken de köy halkının konuşmalarına altyazı koyuyor. Neden biliyor musunuz? Çünkü o soylarını Kayı Boyu’na bağladığı köy halkı, Kürtçe dışında dil bilmiyor!" diyerek özetliyor 'resmi tarih' denilen manipülasyonu.

Kurgudan gerçekliğe

Lêger’in hazırlanmasına iki ayrı ekip olarak çalıştıklarını, Esin Akgül Güneş’in Avrupa’daki, kendisinin de Kürdistan ve Orta Anadolu’daki çekimleri yaptığı bilgisini veren Leventoğlu, "Sohbet havasında yaptığımız röportajlar devam ederken PKAN yönetimiyle de görüşüyorduk ve bunları bir belgesele dönüştürmeye karar verdik” diyerek şöyle devam ediyor: “Kurgusunu oluştururken de ‘bir kahraman yaratalım ve hikayemizi onun üzerinden anlatalım’ dedik. Bu kahraman kendi köklerini arayan genç bir kadın olsun, nereden geldiğini, yolunun nereye varacağını araştırsın ve bu yolculuk başlasın. Ama bu arayışın onu nereye götüreceğine biz değil hikayenin ve bu arayışın kendisi karar verecek. Çünkü kahramanımız yalnız değil. Başka diyarlara, başka ülkelere göç etmiş akrabaları var."

 

 

Finalde elimizde kalan

Bu şekilde gelişen hikayenin sonunda izleyicinin elinde kalanları şöyle özetliyor Leventoğlu: "Şahsi bir köklerini arayış refleksiyle başlamış olan hikaye, bizi bir ailenin dünyasına, oradan bir aşiretin dünyasına ve oradan da bir ulusun dünyasına götürüyor. Ulusun dünyasına vardığımızda ise, meselenin kişisel değil aslında bir insanlık meselesi olduğunu görüyoruz. Kahramanımızın yaşadıkları artık bir vaka olmaktan çıkıyor ve bir tür insanlık trajedisine dönüşüyor."

Biz hep buradaydık

Lêger’deki söyleşileri hazırlarken 60’a yakın röportaj yaptığını ve bunların içinde akademisyenler, tarihçiler ve bilim insanlarının görüşlerine de yer verildiğini ifade eden Leventoğlu, "Beni en çok etkileyen çekimi sorarsanız ‘Nur Dağları’nın Antep’e bakan kısmında bir köyde yaptığım çekimdi’ diyebilirim. Yayınladığımız fragmanın finalinde konuşan kişi, yapmaya çalıştığımız şeyi oracıkta özetliyor aslında. O adamın sözleri Lêger’in hikayesinin ve vermek istediği mesajın omurgasını oluşturuyor. Şöyle sesleniyor: Toplumda insanlarla konuşunca soruyorlar, ‘siz nereden geldiniz’ diye. Yahu ne demek nereden geldim. Bu su bizim; bu topraklar bizim. Kim nereden gelmiş, kim işgal etmiş?”

300 yıllık dağ yaşamı

Çekimler için köy köy gezen Leventoğlu’na kendisini en çok etkileyen köyü sorduğumuzda, Elbistan’da gittiği bir köy olduğunu belirterek devam ediyor: “Dağın eteklerine kurulu bu köyün ilk sakinleri olan Kürtler, dağın ta zirvesine çıkmışlar ve orada içinde yaşayabilecekleri mağaralar inşa etmişler. Tam yüz yıl bu şekilde yaşamışlar. Daha sonraları biraz aşağılara inip burada da yüz yıla yakın yaşamlarını sürdürmüşler. En son içinde bulunduğumuz yüz yılda biraz daha aşağılara inerek o köyü kurmuşlar. Gücümüzü toplayıp zirveye doğru çıktığımızda, ilk dönem yapılan mağaralar bütün heybetiyle orada duruyordu. Tam üç yüz yıllık böyle bir geçmişi vardı o köyün.”

 

 

Kültür arayışının sinematografisi

Belge filmin diğer yönetmeni ise aktif siyasi yaşamdan sinemaya adım atan, bir dönem DBP’den Kulu Belediyesi eşbaşanlığına da aday olan Yönetmen Esîn Akgül Güneş.  Lêger’in ortaya çıkış fikri ve hazırlık aşamasına dair Güneş, "Belgeselle ilgili ilk somut çalışmalar 2021 yılının ilk aylarında başladı. İlk önce, nasıl bir çalışma olması gerektiği konusunda PKAN yönetimi ile kapsamlı tartışmalar gerçekleştirdik. İçerik konusunda belli bir olgunlaşma düzeyi yakalandıktan sonra; işin sinematografisi, hikayenin kuruluşu, anlatım dili ve estetiği gibi konular üzerinde duruldu" diyor.

Sinema filmi tadında belgesel

Lêger’in bir ötelenmiş hakikatin izinden gitmeyi amaçladığını ve aynı zamanda onu sorgulamaya çalışan bir atmosferi de barındırdığını belirten Güneş, "Bu hakikate ulaşmak için coğrafyaya, bilgin insanlara, müziğin ve bitkinin estetiğine, rüzgarın ve tarihçilerin sesine kulak veren, onlara kamera doğrultan bir üslupla yaklaştık. Belgeselimiz klasik öğeleri de içeren, aynı zamanda bu arayışın izleyende bir duygu, fikir ve yorum da yaratması için kimi kurmaca unsurlara yer veren bir üslup ile kurgulandı. Hem belge hem de kurgu niteliklerinin iç içe yürüdüğü bir sinema evreni kurulmaya çalışıldı" diye ifade ediyor.

 

 

Lêger’de sorularımıza cevap aradık

Lêger’in çekimleri için 2021 yılı boyunca çalıştıklarını belirten Güneş şunları söylüyor: "Bir ekip Avrupa’da, bir ekip de Türkiye ve Kürdistan’daki çekimleri üstlendi. Bu kapsamda Orta Anadolu Kürtleri’nin nefes alıp verdikleri hemen her mecraya ulaşmayı ve her renge kamera doğrultmayı, genel bir ilke olarak benimsedik. Filmimiz öte yandan var olan kaynaklara dair sorgulamalar yapmaya öykünüyor. Yani bu toplumun nereden, ne zaman, nasıl bu coğrafyaya gelip yerleştiğini, nasıl bir yaşam sürdürdüğünü sorgularken, aynı zamanda Orta Anadolu Kürtlerine dair kültürel-politik bir fotoğraf da çekmeye çalıştık."

 

*****

Konya’dan Norveç’e

Yapımcılığını PKAN ve Fer Film’in yaptığı Lêger, Anadolu’dan Avrupa’ya kadar izi sürülen hikayelerin ve Orta Anadolu’da yapılan 100’ü aşkın röportajın derlemesini barındırıyor. Lêger’in (Die Suche) çekimleri Orta Anadolu’da Ankara, Konya, Aksaray, Kırşehir, Yozgat, Kayseri, Adıyaman, Antep ve Maraş’ta yapılırken, Avrupa’da ise Hollanda, Almanya, Danimarka, Norveç ve İsveç gibi ülkelerde tamamlandı. Proje kapsamında 69 dakikalık kurmaca-belgesel sinema filminin yanısıra her biri 45 dakikalık iki bölüm de televizyon belgeseli hazırlandı. 

 

*****

Galası 8 Ekim’de

Lêger, 8 Ekim Cumartesi günü Saat 14:00’te Almanya’nın Düsseldorf kentindeki Metropol Filmkunstkino / Brunnenstr 20 adresinde düzenlenecek olan gala ile gösterime girecek. Sinema tadındaki belgesel ayrıca 16 Ekim’de Basel, 24 Ekim’de Göteborg, 30 Ekim’de Kopenhag ve Graz kentleri olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde gösterime girecek.

 

*****

Platforma Kurdên Anatolîya Navîn (PKAN) Eşbaşkanı Ahmet Gezer

PKAN’ın katkılarıyla

Orta Anadolu Kürtlerinin 2015 yılında oluşturduğu Platforma Kurdên Anatolîya Navîn (PKAN) Eşbaşkanı Ahmet Gezer, “Tahmini nüfusu 2 milyon olan Orta Anadolu Kürtleri kendi kültürünü, dilini ve folklorunu koruma çabası içindeler. Yaşadığımız Anadolu’da adına ister sürgün, ister zorla göç ettirme densin, bu yollarla geldiğimiz yerlerde kendi kültürümüzü devam ettiriyoruz. Bundan dolayı özgün bir konuma sahibiz" diyor. Legêr belgeselinin PKAN’ın hedef olarak belirlediği projelerden biri olduğunu ifade eden Gezer, “Daha yapılması gerekenleri, umarım gelecek projelerde bizden sonrakiler telafi etmeye çalışırlar ve daha iyisini yaparlar. Yok olmayla karşı karşıya olan Orta Anadolu Kürtlerine ve gelecek nesilere bu projeyi sunmanın gururunu yaşıyoruz” diyor. 

PKAN Eşbaşkanı Meliha Doğan ise, belgeselin çekimine 3 yıl kadar önce karar verdiklerini belirterek, "PKAN, Orta Anadolu Kürtlerinin tarihinin, kültürünün araştırılmasına ve arşivlenmesine büyük önem veriyor. Lêger belgeseli de bu yaklaşım çerçevesinde yapıldı. Orta Anadolu Kürtleri ile ilgili her türlü bilgiye ulaşma çabamız sürüyor ve bunları yöre insanımızın bilgisine sunuyoruz. Böylece onların da kendi tarihini ve kültürünü bilimsel kaynaklardan öğrenmelerini amaçlıyoruz. İletişim çağında, merak ettiğimiz cevapların peşine düşen daha geniş bir kitleye hitap etmek adına bu belgeselin çekimine karar verdik" diye belirtiyor. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.