Metin Lokumcu'nun son sözleri

  •  Hopa’da Metin Lokumcu’nun ölümüne ilişkin açılan dava 10 yıl sonra görülmeye başlandı. Oğlu Ulaş Lokumcu, babasıyla son konuşmasını anlattı. 

 

Artvin'in Hopa ilçesinde, AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın başbakan olduğu 31 Mayıs 2011'de kente yaptığı ziyaret sırasında çıkan olaylarda biber gazından etkilenerek yaşamını yitiren Metin Lokumcu’nun ölümüne ilişkin açılan davanın ilk duruşması görülmeye başlandı. Dönemin il ve ilçe emniyet müdürlerinin de aralarında bulunduğu 13 polisin "taksirle ölüme neden olmak" suçundan yargılandığı dava Trabzon 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.

9 yıl sonra

Duruşmada Lokumcu ailesi adına ilk sözü Avukat Meriç Eyüboğlu aldı. Eyüpoğlu, beyanına “9 yıl 11 ay sonra nihayet bir duruşma salonundayız” diyerek başladı. Mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerektiğini beliren Eyüpoğlu, duruşmanın ağır ceza mahkemesinde görülmesi gerektiğini söyleyerek, “Burada yapılması gereken tartışma ‘olası kast’. Mahkemenizin bunu değerlendirmesi gerekir. Mahkemenizin görevsizlik kararı vermesi durumunda ifadenizin başlamasına gerek kalmayacak. Burada kimyasal gaz kullanımı sonucu Metin hocanın ölmesi acaba taksir olarak nitelendirilebilir mi? Sanıklar bu sonucu öngörmüşler mi, öngörememişler mi? Bu soruya vereceğimiz yanıt duruşmanın hangi mahkemede görüleceğini belirleyecek. Bunu tartışmamız lazım” diye konuştu.

Babam torunu için oradaydı

Avukatlardan sonra sözü Metin Lokumcu'nun oğlu Ulaş Lokumcu aldı. Lokumcu şu ifadeleri kullandı:

“31 Mayıs 2011’de öldürülen Metin Lokumcu, babam. Ailece buradayız, isterdik ki sanıklar da burada olsun, karşılaşalım. Sanıklarla göz göze gelmek isterdim. Babam öldürüldüğünde 22 yaşındaydım, bugün 32 yaşındayım, evliyim, çocuğum var. Bunca yıl üzerine ilk kez babamın hesabını sorabiliyorum. Babam, torunu için oradaydı. Bunun bir tarifi yok. Aslında biz buraya hesap sormak için değil adaletin yerini bulması için geldik.

Bu polisler gençleri ziyan edecek

Ben o güne gelmek istiyorum. Ben o gün İzmir’deydim. Babam aradı, 'Bizim çocuklar bir basın açıklaması yapacak', dedi. ‘HES’ler için eylem yapılacak, Erdoğan’da gelecekmiş, en azından belki bizi duyar’ dedi. 'Emekli oldun, yaşlandın baba' dedim. Böyle telefonu kapattık. Tahmini 45 dakika sonra tekrar aradı. ‘Evlat, hiç televizyona bakmıyor musun? Burayı darmaduman ettiler’ dedi. ‘Yaşın geçmiş, çekil kenara’ dedim. ‘Biz büyükler olamasak, bu polisler gençleri ziyan edecekler’ dedi. O son konuşmamızdı. Kısa süre sonra amcam aradı, 'T.C. kimlik numaranı gönder, biletini alayım, gel' dedi. Babamın öldüğünü henüz bilmiyordum. İnsan konduramıyor da… Uçak saati geldi, tam yürüyen merdivenlerden çıkarken peşimdeki birini fark ettim. Havaalanından geçerken ekranda gördüm babamın öldüğünü. Ölümünü yakıştıramadım ona, sağlıklıydı. Arkasından yetişemezdim"

Recep Tayyip Erdoğan'ın Lokumcu'nun ölümünün ardından söylediği, "Ben Hopa’ya eşkıyaların indiğini bilmiyordum. Meğerse eşkıya Hopa’ya da inmiş. Eli taşlı eşkıyalar oraya da inmiş" sözlerine de değinen Ulaş Lokumcu, "Acımız vardı, o dönemin Başbakanı'nın dediklerini sonradan duyduk. Bizim kültürümüzde ölünün arkasından güzel konuşmak vardır, tercih etmedi Başbakan." 

Artvin, Giresun ve Rize gibi illerden birçok yurttaşın yanı sıra Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekilleri Ahmet Şık ve Erkan Baş, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Ahmet Kaya ile siyasi parti temsilcileri duruşmayı izlemek için kenteydi.  TRABZON

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.