Münih’te Aleviler HDP diyor!

Haberleri —

EGÎT EREN/MÜNİH

Münih, Almanya’nın güneyindeki giriş kapısı. Berlin ve Hamburg’dan sonra en büyük üçüncü kenti. 113 bin seçmenin bulunduğu kentte 1 Kasım seçimlerinde 44 bin kişi sandık başına gitti. Geçen seçimlerde 3’üncü olan HDP’nin hedefi oylarını iki katına çıkartmak. En son kentteki 22 Alevi derneği HDP’yi destekleyeceğini duyurdu.

Münih sokaklarında “Erdoğan’ı seçen İslami faşizmi seçiyor, hukuk devleti çoğulcu parlamenter demokrasi için başbakanlık diktatörlüğüne karşı” yazılı afişler dikkat çekiyor. İmzasız sarı ve kırmızı renkli afişlerlerin, Alman ve Kürt geçlerinin yanı sıra kentteki anarşistlerin çalışması olduğu tahmin ediliyor.

Münih, Almanya’nın güneyindeki giriş kapısı. Berlin ve Hamburg’dan sonra üçüncü büyük kent. Nüfusun yaklaşık yüzde 40’ını göçmenler, yabancılar oluşturuyor. Bavyera eyaletinin en büyük şehri ve başkenti. Ülkenin en zengin eyaletlerinden biri olarak Bavyera; silah ve elektronik satışında olduğu gibi tarım alanında da oldukça zengin. Bavyera, Merkel’in partisi Hıristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) “kardeş partisi” olarak bilinen muhafazakar parti Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) tarafından yönetiliyor.

Eyalette çok yakın bir zamanda polisi sınırsız yetkilerle donatan Polis İç Güvenli Yasası (Polizeiaufgabengesetz-PAG) tüm tepkilere rağmen alelacele çıkarıldı. Temel insan haklarını rafa kaldıran, demokratları, muhalifleri, Kürtleri hedef alan bu yasa kentteki göçmenlerin yanı sıra Almanlar tarafından da tepkiyle karşılanıyor. Alman yurttaşlar, “Erdoğanvari” politikaları Bavyera savcılarının uygulamalarında gördüklerini belirterek, muhaliflerin sindirilmeye çalışıldığını belirtiyor.

Münih seçimleri HDK’ye emanet

YSK’nin verilerine göre 1 Kasım seçimlerinde 113 bin seçmenin bulunduğu Münih’te seçimlere katılım oranı yüzde 39’larda kaldı; sandık başına giden seçmen sayısı 44 bine yakın. Seçmenlerin 27 bini AKP’ye oy verirken, ikinci parti CHP, HDP ise aldığı 3 bin 500 oy ile 3. parti oldu. Bu seçimlerde ise HDP’nin hedefi oyları ikiye atlayarak 7 bine ulaşmak.

24 Haziran baskın seçimleri için çalışmaların sürdüğü kentte HDK ön planda olduğu görülüyor. Demokratik Kürt Toplum Merkezi (DKTM), Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDİF), Haziran Hareketi, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF), Kürt İslam Hareketi (CÎK) gibi birçok kurum da seçim çalışmalarında yer alıyor. HDP Seçim Platformu; Münih’in yanı sıra Miesbach, Rosenheim, Augsburg, Landshut, Schongau’da seçim çalışmalarını yürütüyor. Halk toplantıları yapılıyor, paneller organize ediliyor hatta düğünlere dahi gidip “sandığa gidin” çağrısı yapılıyor.

Münih’teki seçim çalışmasında yer alan ve yıllardır Birleşik Hizmet Sendikası (Ver.di) Temsilcisi olan, HDK Münih Kurucu Üyesi Erol Doğan’la konuştuk. Doğan, HDP ve Cumhurbaşkanı adayı Demirtaş’ın başaracağına inandıklarını söylüyor. Yılmaz Güney’in, “Kazanacağız, mutlaka kazacağız” sözleriyle seçimlere gittiklerini kaydeden Doğan, “Bu sadece bir seçim değil. Biz, sadece Türkiye’den Erdoğan‘ın gitmesini istemiyoruz, anti demokratik sistemin yerine, halkların lehine demokratik ve barışçıl bir sistemin gelmesini istiyoruz. Kazanmamız durumunda, bu mücadele bitti anlamına gelmeyecek. Mücadelenin yeni başladığı anlamını taşıyacak” diyor.

Doğan, Türk konsoloslukların AKP ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakını desteklediklerini belirterek, “Milliyetçi provakasyonlar burada da görülmektedir” dedi.

Seçimlerin aynı zamanda Türkiyeli sol çevreler için de bir sınav olduğuna işaret eden Doğan, “Türkiyeli sol kesimin, HDP’nin yanında gözükmek istemeyenleri de var. Çekincileri olduğunu tahmin ediyoruz. Birlikte mücadele etmek dışında başka bir çaremiz yok. Bu seçimde solculuğumuz ve devrimciliğimiz sorgulanmalı” diye konuştu.   

Mücadeleyi sokak belirleyecek

Erdoğan’ı eleştidiği için Münih Üniversitesi’nde işe alınmayan Akademisyen Kerem Schamberger ile HDP’nin kentteki dayanışma gecesinde bir araya geldik. Kürt medyası üzerinde çalışması olan Schamberger, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yaşadığım 17 günlük gözaltı sürecinde hakkımda yapılan haberleri de Almanca’ya çevirerek kamuoyuna duyurmuştu.

Schamberger, bu seçimi birçok farklı sebepten dolayı önemsediğini dile getirdi: “Özellikle de Erdoğan’a sınırını göstermek ve ‘dur’ demek, Türkiye ve Avrupa’da yaşayan sol ve demokrat kesimlerin birleşmesi açısında çok önemli bir seçim.”

Schamberger’in seçimlere ilişkin sorularıma verdiği yanıtlar şöyle:

Münih’te geçen seçimlerde oy kullanan 44 bin seçmenin 27 bini AKP’yi desteklemiş. Bu kadar eleştirilen bir parti nasıl bu oyları alıyor?

Buna katılmıyorum. Almanya’da en fazla seçmenin olduğu ülke. Ancak büyük bir kısmı oy kullanmıyor. Türk pasaportu olmayan birçok Türkiyeli yurttaş da var. AKP’nin desteğinin burada çok yüksek olduğuna inanmıyorum. Aslında bu kitlenin çoğu siyasetten uzaktır.

Münih’te seçim havasına girildi mi?

Doğrusu ben daha seçim havasına giremedim. Bu seçimi kazanırsak da AKP’nin seçimle düşeceğine inanmıyorum. Yüzde 45 oy alırsa seçimlere bir daha gider. Bunu dışında AKP’nin oluşturduğu silahlı güçleri, milisler var. Onlar iktidarı bırakmayacaktır. Bu seçim yenilgisinin simgesi olabilir. İktidarı daha çok halkın sokak mücadelesiye yıkılacaktır.

Türkiye’de halk sokağa çıkmaya, konuşmaya korkuyor! Bu kaos seçimle engellenebilir mi?

İki şeyi aynı anda yapmak lazım. Seçimler ve sokağı unutmamak. Böyle bir ortamda halk örgütlenmeli. Kuzey Kürdistan halkı seçimle değil örgütlenerek ancak haklarını elde edebilir. Seçim çalışmasıyla aynı anda sokağın da örgütlenmesi gerekiyor.

Türk siyasi partilerin ittifaklarını nasıl görüyorsun?

Aslında bunlar ittifak değil aynı zihniyetlilerin buluşması. Tek millet, tek bayrak, tek dil diyenler. AKP, CHP, MHP, Saadet Partisi’nin arasında bir fark yok. Hepsinin ortak noktası Kürtlere karşı olmak.

CHP, sağ ve milliyetçi partilerle birleşti bu fotoğrafta ne görüyorsunuz?

HDP kilit parti. HDP tabanı kazanılmadan o ülkede hiçbir şey olmaz. Muharrem İnce ve Erdoğan’la bir şey değişmeyecek.

Diaspora HDP’ye nasıl katkı sağlayacak?

Alman devletinin baskısı var. Kürtlerin etkinliklerini illegalize ediyor. Yayınevlerini basıyor. Erdoğan politikalarını Almanya ve özelikle Bavyera eyaletinde uyguluyor. Tüm bu uygulamalara karşı HDP’de örgütlenmek gerek. Biz de 2 haftalığına seçim standı kuracağız. Bu stand bile sırf bir direniş sembolü olacak.

AKP ve MHP seçmenleriyle Türkiye’nin geleceği konusunda buluşulamaz mı?

Bu tabanla hep konuşmayı destekliyorum. Üniversitede bu tabanda olan birçok Türkiyeli öğrencilerle tartışıyoruz. Aşırı sağcılar dışında neden olmasın. Aslında Türkleri HDP’ye kazandırsak Türkiye’de kazanır.

HDP kaybederse?

Tüm Türkiye kaybeder! Sırf Kürtler, solcular değil tüm Türkiye kaybeder. Bunu anlamaları lazım. Türkiye’deki devlet zihniyetinin değişmesi lazım. Bunun seçimlerle olmasını da mücadele belirleyecek.

 

Gerilla eşinin gözyaşları 

Kürt Özgürlük Mücadelesinde yaşamını yitiren HPG gerillası Maşallah Sönmez’in (Redar) eşi Vesile Sönmez de HDP seçim çalışmasında yer alıyor. Bu mücadelede aynı zamanda kız kardeşi ve 2 kuzenini yitiren Sönmez, Şehit ve Kayıp Aileleri Derneği (KOMAV) Münih Sözcülüğünü yapıyor. Sönmez, “Onları dillendirmek bile bana zor geliyor” diyerek, gözyaşlarına hakim olamıyor.

1990’da gerillaya katılan eşini 1992’de Karakoçan’da kaybeden Sönmez, Türk devletin baskısından dolayı 1993’te 2 çocuğunu alıp Almanya’ya göç etmiş. Savaşın ve ülkeden yaşanan göçlerin son bulması için HDP’nin yanında yer aldığını belirten Sönmez, seçmen olanları sandığa giderek oy kullanmaya çağırdı. HDP’nin sadece Kürtlerin partisi olmadığına dikkat çeken Sönmez, en fazla da savaşta çocuklarını yitiren kadınların ayağa kalkması gerektiğini söyledi.

“Bu savaşın biteceğine inanmak istiyoruz” diyen Sönmez şöyle devam ediyor: “Ben çocukken bu savaş vardı. İnsan bir şeye inandı mı biter. Kürtlere hep savaş dayatılıyor. Tek bir amaçları var Kürtlerin yok edilmesi. Dünyada görülmemiş bir durum, 40 milyon Kürt var, devletsiz. Avrupa’da milyonları bulan yabancılarız. Burada Kürt’üm dediğim zaman bu bana acı veriyor. ‘Kürt nedir’ diye soruyorlar. Saatlerce tarihimizi onlara anlatmak zorunda kalıyoruz.”

Alevi Dergahı’nda toplantı

Sürgündeki milletvekillerinden olan Nursel Aydoğan, Almanya’daki seçim çalışmalarında aktif olarak katılıyor. Aydoğan’ın HDK Meclisi üyesi Hanife Gökdelen ve Yusuf Hakki Menteş ile birlikte Münih’e bağlı Landshut Alevi Kültür Derneği’nde (LAKM) katıldığı halk toplantısını izledim. Kürtler, derneğe ellerinde evde yaptıkları yemeklerle geldiler. Salonu hınca hınç dolduranlar arasında geçen seçimlerde CHP’ye oy vermiş yurttaşlar da bulunuyordu.

Toplantıda söz alan LAKM Başkanı Orhan Dikmen, “sevgili canlar” diyerek hitap ederken, demokratik bir Türkiye için duyarlı bir seçim çalışmasının yürütüldüğünü ifade etti. Alevilerin bu sürece katkı sağlayacağını belirten Dikken konuşmasında, “HDP’yi, Alevi dergahlarında ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Bunu tüm halkların gerçek kardeşliği için yapıyoruz. AKM’lerde HDP’nin fikirlerinden yararlanmak istiyoruz. Halkların gerçek ve samimi kardeşliği diyoruz” dedi.

Alevilerin oyu HDP’ye 

Sonraki gün ise HDK Avrupa Temsilcisi İsmail Yılmaz ve HDK İngolstadt Temsilcisi Abidin Koçak’ın katılımıyla Münih’ten 60 kilometre uzaklıkta olan İnolstadt kentinde halk toplantısına katılmak için yola koyuldum. Yol boyunca eski görüşme notlarımı kayıt altına aldım. Toplantının gerçekleşeceği kente ulaştığımda, seçim komisyonu çalışanları gelip beni araçlarlarıyla tren istasyonunda alarak, toplantının yapılacağı spor salonuna götürdüler.

Burada İngolstad Alevi Kültür Derneği Başkanı Mustafa Çelikkaya tarafından karşılandım. Hemen seçimlere ilişkin sohbet etmeye koyulduk. Çelikkaya, Bavyera eyaletinde 22 tane Alevi kurumu olduğunu ifade ederek, “Dört elle bu seçime sarılacağız. HDP şartlar ne olursa olsun barajı geçmek zorundadır. Biz sürekli ötekilenen bir inanç ve kültüre sahibiz. Bunun farkındayız ama bu seçimde hepimizin birleşmesi lazım. Üstümüze düşen ne varsa onu yapacağız” diyerek konuştu.

Kent kent dolaşarak seçim çalışmalarına katılan HDP Milletvekili Nursel Aydoğan ise “İyi bir tablo var. Tüm yoğunlaşmamız Erdoğan’ın gidişine yöneliktir. Erdoğan’dan ülkemizi kurtaracağız. Bu baskın seçim bile olsa bize tanınan fırsatı kulanmalıyız” dedi.

Kendimi Trabzon derneğinde buldum

Münih’te HDP’nin seçim çalışmalarını izlerken bir anda kendimi Trabzon Karadeniz Kültür Derneği’nde buldum. Okey ve oyun kartlarının oynanıldığı, kahve havasında olan dernekte, seçim nabzını tutmak için ‘bir çayınızı içebilir miyim’ dememle, “Burada siyaset konuşturmazlar. Türkiye şöyle böyle olunca dediğimizde hakaret ederler” yanıtını aldım. Karadeniz bölgesinin renkleriyle boyanan dernekte, politika dışında her şey konuşmak serbest. Karadeniz coğrafyasında Gürcüler, Çerkesler, Ermeniler, Boşnaklara Türkçülük dayatılmış. Türk ırkçılığın merkezi haline getirilen Pontus şehirlerinin insanlarıyla yaptığım sohbette, “AKP’nin kazanacağı belli, yorum yok!“ görüşü hakim.

Bahçeli’ye oy vermeyeceğim

Kırşehirli bir yurttaş kısık bir sesle benimle yaptığı sohbette geçen seçimlerde Bahçeli’ye oy verdiğini belirtiyor. Ama bu kez Bahçeli’ye oy vermeyeceğini söyleyor ve kulağıma fısıldıyor: “Artık hoşuma gitmiyor. Kime oy vereceğimizi bilmiyoruz, şuna versek ‘sen Fethullahçısın’ buna versek ‘sen teröristin‘ diyorlar. Kime oy vereceğimi bilmiyorum. Yok, yok, seçenek yok! Ne Meral Akşener, ne de Tayip, benim gözümde hiçbiri yok! Kültürlü bir insan, bunlara oy verir mi? Bizim ne kadar cahil olduğumuz ortada. Kültür yok kültür...”

Eşeğe altın semer taksan da!

“50 yıldır Almanya’da yaşıyorsunuz durumunuz içler acısı amca!” diyorum. “Yeğenim gözüne kurban olayım. Avrupa’da yaşasan ne yazar! Eşeğe altın semer takmışlar eşek yine eşektir. Ne yapacaksın, kendin kendini eğiticeksin” diye yanıt veriyor. Sohbetimiz sorularımla sürüyor.

Neden, hiç tartışmıyor musunuz?

Yemin olsun, hayret ediyoruz. Avrupa’da yetişsen de kendini eğitmezsen olmaz. Konuşamazsın burada, adap yok!

Daha önce MHP’ye oy verdiniz, bu seçimde İYİ Parti’yi mi tercih ediyorsunuz? Oyunuzu kime vereceksiniz?

Onlar başkanlık sistemini kabul görmediler. Bizde kim olursa olsun koltuğa yapışınca, iktidarı, başkanlığı bırakmıyor! Gel seçime gidelim deniliyor, kim kazanırsa o olsun. Bak Bahçeli o koltuğa yapışmış ayrılmıyor, vermiyor! Bu yüzden bizim gibi insanlar MHP’ye artık oy vermez. Ben MHP’li değilim, geçen seçimlerde Bahçeli yaptığı konuşma  hoşuma gitti, oy verdim.  Bu seçimde yine Tayyip kazanır. Oyunu verir misin desen, vermem. Şu an milletin başka seçeneği yok. Kötünün iyisi. Muhalefet yok! Yok, yok, seçenek yok!

Ne oldu da herkes terörist oldu?

Fethullah Gülen’i AKP ile tanıdık. Birbirlerinin kuyruğuna bastılar. O zamandan beri birbirlerine saldırdılar; yazık oldu o kadar insana. Ne oldu da Türkiye’de birden herkes terörist oldu. Bunda CHP’nin çok suçu var. CHP’nin başındaki adamın gitmesi lazım. Cesaretli biri gelsin. Tayyip hatip, konuşmasını biliyor. İnsanların yanına oturuyor zihinlerini okuyor ve  kafalarına yatacak sözlerle onları kandırıyor. Tayyip cahil insanları kandırıyor yeğenim.

Bu kadar cahil var mı Türkiye’de amca?

Ne demişti merhum Aziz Nesin, Türk halkının yüzde 60’ı aptaldır! Evladım Yüzde 92’si diyecektim dilim varmadı, o zaman  referandum yapılmıştı oy verenlerin yüzde 92’si Kenan Evren’e oy vermişti.

Kürt, Ermeni, Süryani, Türklerin birleştiği HDP var. HDP’nin baraj altında bırakılmasını ister misiniz?

İyi bir şey değil baraj altında kalması, Demirtaş özgürlüğü savunuyor. İlk defa bir Cumhurbaşkanı adayı cezaevinde. Bence o da rakipleri gibi dışarıda olup propaganda yapmalı. Ya da cumhurbaşkanı adayı yapmasalardı. Hep politika... HDP barajı geçmeli, yoksa oyları AKP’ye gider. HDP’nin 2. tura kalmasını istiyorum. En çok alanlar Tayyip’e karşı birleşsinler. Ama nerede muhalefet!

Ülkede yaşanan kaostan endişeli misiniz?

Yarın saldırılar olacak. Hırsızlıklar olacak. Endişeliyiz, ama ne yapabiliriz. Artık alım gücü yok, bakın etin kilosu 60 TL’yi buldu. Euro 6 TL’yi bulur. İnşallah Türkiye, İran ve Afganistan gibi olmaz.

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.