Newroz ateşi yakıldı

Bu yıl 10 güne yayılan Newroz'un ilk ateşi, Mazlum Doğan’ın memleketi olan Xarpêt’in Dep (Karakoçan) ilçesinde yakıldı.

• DEM Parti Eşbaşkanı Hatimoğulları, "Kürt halkının yaşadığı coğrafya, ‘teröristan’ değil, Kurdistan’dır” diyerek, Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan'e tepki gösterdi.
• DBP Eşbaşkanı Uçar ise şunun altını çizdi: "Biz barış, çözüm ve demokrasi için yürürken, iktidarın bakanları ülke ülke dolaşarak Kürtleri nasıl katledeceklerinin yollarını arıyor."

“Rabe dema azadî û serkeftinê ye" şiarıyla düzenlenecek ve finali, 25 Mart'ta Agirî'de yapılacak Newroz Bayramı kutlamalarına, Mazlum Doğan'ın memleketi Xarpêt’in Dep ( Karakoçan) başlandı. Süleyman Karahan Terminal Meydanı’ndaki Newroz kutlamasına binlerce kişi katıldı.

Yağışlı havaya rağmen alanı dolduran Depliler, uzun süre halaya durdu. Sarı, kırmızı ve yeşil puşiler alandan dalgalanırken, gençler “Gençliğin isyan ateşiyiz, Newroz ateşini yakmaya geldik” pankartı açtı. Kutlama, şehitler için saygı duruşuyla başladı. Tertip Komitesi, kutlamalara katılanları selamladı. Hayri Durmuş, Mazlum ve Delil Doğan, Zeki Yıldız’ın aileleri sahneye çıkarak,  halkı selamladı. Aileler, daha sonra alkış ve zılgıtlar eşliğinde Newroz ateşini tutuşturdu. 

Dehaklara karşı direniş

Kutlamada konuşan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkan Berdan Öztürk, Mazlum Doğan'ın üç kibrit çöpüyle yaktığı ateşin, Kürt halkının önünü aydınlattığını vurguladı. "Newroz, bizim için Dehaklara ve iktidarlarına karşı direniş anlamı taşımıştır" diyen Öztürk, şöyle devam etti: "Kürt halkı asimile edilmek ve iradesiz bırakılmak için bütün kirli yöntemler denendi. Halkımız, bu zihniyete karşı toprağını ve dilini koruyarak, 'biz zengin ve kadim bir halkız. Sizin bu kirli zihniyetinizi kabul etmiyoruz. Özgür olarak dilimizle yaşamak istiyoruz' diyor. Kürtler artık ne istediklerini biliyor ve açık bir şekilde dile getiriyor. Mücadelemizi büyüteceğiz. Bu tekçi ve faşist iktidara yanıt olacağız. Savaşta ısrar edenlere karşı onurlu bir barış; öldürmek isteyenlere karşı onurlu bir yaşam; demokrasi karşıtlarına karşı demokrasi, diyoruz. Çözümün yolu da Abdullah Öcalan'dadır."

 

 

Biz barış için yürürken o savaşa ortak arıyor

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar da AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rojava'ya 'teröristan' dediğine dikkat çekerek, Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Müsteşarı İbrahim Kalın’ın Irak’a yaptığı ziyarete işaret etti. Uçar, şunları söyledi: “Biz barış, çözüm ve demokrasi için yürürken, iktidarın bakanları şehir şehir, ülke ülke dolaşarak Kürtleri nasıl katledeceklerinin ve yok edeceklerinin yollarını aramaya, kendilerine ortak bulmaya devam ediyor.”

Kürt sorununun demokratik çözümü, halkların ve inançların bir arada yaşayabilmesi için yola koyulduklarını kaydeden Uçar,  Newroz kutlamalarının da bu adımlardan biri olacağını; 31 Mart seçimlerinde ise kayyum rejimine en büyük cevabı vereceklerini söyledi.

'Teröristan' değil, Kurdistan'dır

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları ise katliamcı zihniyetin, Rojava’ya gönderdiği SİHA’larla Kürt halkını katletmeye devam ettiğini belirterek, Erdoğan'ın "Güney sınırımızda 'teröristan' kurulmasına müsade etmeyeceğiz" sözlerine tepki gösterdi. Hatimoğulları, "Kürt halkının yaşadığı coğrafya ‘teröristan’ değil, Kurdistan’dır” dedi.

Yeni saldırı için ülke ülke geziyorlar

AKP'nin yeni bir işgal saldırısı için ülke ülke gezdiğine dikkat çeken Hatimoğulları, şunları söyledi: "Sınır ötesi operasyon planları için Irak’ta bir anlaşma yapıp yol haritası çizmişler. AKP-MHP iktidarı birçok seçimde yaptığı gibi yine cenazeler üzerinden seçim kampanyası yürütmek istiyor. Son iki haftada hepimiz algılarımızı açık tutalım. Saldırıları, seçimin malzemesi haline getirmek isteyen Saray rejimini kınıyoruz. 50 milyona yakın insan açlık ve yoksullukla pençeleşiyorsa bilelim ki; bu iktidar, demokrasi değil, yoksulluk getirmiştir."

Dep'ten çağrıda bulundu

DEM Parti Eşbaşkanı Hatimoğulları, "Dep’ten bir kez daha sözümüzü ve çağrımızı yineliyoruz" diyerek, şunları ifade etti: "Kürt sorunu, statü sorunudur. Kürt sorunun barışçıl ve demokratik yollarla çözülmesi, Türkiye halklarının özgürlüğü ve demokrasisi açısından önemlidir. Dolmabahçe Mutabakatı dönemine dönülmelidir. Kürt halkı ödediği bütün bedellere rağmen eğer barış için ısrarcıysa bunun nedeni barışa olan inancıdır. Gelin Kürt sorununu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözmek için diyalog ve görüşmeler başlasın. Bize tankla, topla, ‘teröristan’ gibi kavramlarla cevap vermeyi bırakın artık. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin derhal kalkması, İmralı kapılarının açılması, bir an önce okunan 2013 Newroz deklarasyonu ve ruhuna dönülmesini istiyoruz." XARPÊT