Nur-Sultan mı, Astana mı bi karar ver

Forum Haberleri —

.

.

  • Lenin’in ölümünün ardından Sovyet liderleri, nesnelere kendi adlarını verme konusunda oldukça hevesliydi ama bu, Stalin’in sorumluğunda çok hızlı bir şekilde karmaşık hale gelebiliyordu. 

DANİEL KALDER/ Çeviren: Mestan DİLBİLMEZ 

Bir şeylere saygın liderlerin adını vermek eski bir gelenek. İstisnai durumlarda yaşayanlara böyle bir onur uygun görülse de genellikle insanlar öldüklerinde bunu yapmak daha hoş karşılanıyor. Bu istisnalardan biri Kraliçe II. Elizabeth. Adı tahta çıkışının altmışıncı yıldönümü (Diamond Jübile) için Big Ben’in olduğu kuleye ve sonra da yetmişinci yıldönümünü hatırlatmak için yeni bir demiryolu hattına verildi.

Ulusal çapta görülen matemin açıkça ortaya koyduğu gibi, kraliçeye duyulan sevgi samimiydi ve bu nedenle bu isimlerin yakın zamanda değiştirilmesi riski çok az. 

Kazakistan’ın, onuruna Nur-Sultan olarak yeniden adlandırılmasından sadece üç yıl sonra, adı başkentten kaldırılan eski Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in durumu ise biraz farklı. Bu yılın başında Nazarbayev hâlâ başarılıydı; mirasının güvence altına alındığından emindi. Ama akaryakıt fiyatlarındaki ani artış nedeniyle çıkan isyanlar her şeyi değiştirdi. Başkente onun adını vermeyi ilk teklif eden şimdiki Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev kente eski ismi olan Astana’yı iade ediyor.

Nazarbayev, elbette Sovyet sonrası ülkelerdeki isim değiştirme akışkanlığını çok iyi biliyor. Sovyet patronajından ulusal liderliklere geçerken birkaç değişikliğe bizzat kendisi başkanlık etti. Alma Ata (Sovyet başkenti) Almatı oldu, Semipalatinsk Semey oldu, Dzhambul (Cambol) Zhambyl ve ardından da Taraz oldu. Ancak şimdi yaşananlar, SSCB’de güçlü bir şahsiyet gözden düştüğünde olanlarla çok daha fazla ortak noktaya sahip.

Lenin’in ölümünün ardından Sovyet liderleri, nesnelere kendi adlarını verme konusunda oldukça hevesliydi ama bu, Stalin’in sorumluğunda çok hızlı bir şekilde karmaşık hale gelebiliyordu. Ama Stalin öldükten sonra, benzer bir kader onun adını taşıyan kasaba ve kentlerin başına geldi: Stalinabad Duşanbe oldu, Stalingrad Volgograd oldu ve Stalino Donetsk oldu. En azından ölmüştü ve bu yüzden kendi çöküşüne tanık olmak zorunda değildi. Adlarının kentlerden sökülüp alındığını gördüklerinde hâlâ hayatta olan Vyaçeslav Molotov ve Lazar Kaganoviç gibileri için aynı şey söylenemez.

Buna kıyasla Nazarbayev hâlâ oldukça şanslı. Molotov, adının kentlerden kaybolduğunu görmekle kalmadı, aynı zamanda 1961’de partiden ihraç edilmeden önce büyükelçi olarak hizmet etmesi için Moğolistan’a gönderildi. Sonunda geri dönmesine izin verilmesine rağmen, 1986’daki ölümüne dek uzun ve zorunlu bir emekliliğe katlandı. Öldüğünde 96 yaşındaydı. Bir zamanlar Kruşçev’in ana hamisi olan Kaganoviç, tenzili rütbeye maruz kaldı ve ayrıca partiden ihraç edildi. Ayrıca uzun ve acı bir hayat yaşadı ve SSCB’nin dağılmasından sadece beş ay önce Temmuz 1991’de 97 yaşında öldü. Nazarbayev zaten 80’li yaşlarında, bu yüzden bu kadar uzun bir aşağılanma yaşaması pek olası değil.

Bu arada, Astana’nın (sadece “başkent” anlamına gelir) bölge ölçütlerine göre bile birçok adı var. Ondan önce Tselinograd, ondan önce Akmolinsk ve ondan önce Akmola idi. İkinci binyılın başında, öğrencilerimden biri bana Akmola’nın “beyaz mezar” anlamına geldiğini söylediğinde, Almatı’da İngilizce öğretiyordum. Nazarbayev’in yeni başkentini böyle bir ada sahip bir yere verme fikrini yeniden düşünmesi gerektiğini söylemişti; iyiye işaret değildi. Gerçekten de öyleymiş.

Kaynak metin: https://unherd.com/thepost/is-kazakhstan-turning-its-back-on-its-former-leader/

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.