Öcalan'ın yaşamı tehlike altında

Êdî bes e ji tecrîda Îmraliyê re

Êdî bes e ji tecrîda Îmraliyê re

  • KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, CPT'nin 24 yıldır tecrit altında rehin tutulan, 21 aydır hiçbir haber alınamayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın tutulduğu İmralı ziyaretine ilişkin manipülasyonuna dikkat çekerek, şunların altını çizdi:
  • İktidar, CPT’yi de dahil ederek tecrit ve işkence sistemini yeni bir aşamaya vardırmıştır. Bu aşama, artık Önder Apo’nun sağlığı ve yaşamının belirsizleştiğini ifade etmektedir. Artık Önder Apo’nun sağlığı ve yaşamı, kesin olarak tehlike altındadır. 
  • CPT, derhal açıklama yapmalı ve Önder Apo’nun avukatlarının İmralı’ya gitme başvurusu yerine gelmeli; Önder Apo ile görüşmelidir. Bu iki talep gerçekleşene kadar herkesi seferberlik ruhuyla harekete geçmeli ve güçlü eylemler yapmalı.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, 24 yıldır ağır tecrit altında rehin tutulan Kürt Halk Önderi Abdullan Öcalan’ın, CPT'nin son ziyaretinde görüşmeyi reddettiğinin duyurulmasıyla artan endişeler üzerine dün yazılı bir açıklama yaptı. 

Avukatların, İşkenceyi Önleme Komitesi'nin (CPT) kamuoyuna yansıtıldığı gibi Eylül 2022'de İmralı’yı ziyarette Öcalan ile bir görüşme gerçekleştirmediğini, görüşmenin yapılmadığına yönelik bilgiler olduğunu ve bu durumdan dolayı kaygılarının arttığını hatırlatan Eşbaşkanlık, "Önder Apo’nun avukatlarının yaptığı açıklama göstermektedir ki; CPT, Önder Apo ile herhangi bir görüşme yapmamış, buna rağmen kamuoyuna görüşme olmuş gibi yansıtmıştır” dedi. İlk defa görüşme yapılmamış olmasına rağmen yapılmış gibi gösterilmeye çalışılarak Kürt halkı ve kamuoyunun yanıltılmak istendiğine işaret eden Eşbaşkanlık, şunların altını çizdi: "Bu durum, sıradan ve normal olarak ele alınamaz, alınmamalıdır. İmralı’da derinleşip süreklileşen tecrit/işkence sistemi ve Önder Apo’dan hiçbir haber alınamamasının yanında CPT’nin içerisine girdiği tutum, Önder Apo’nun sağlığı ve yaşamı konusunda kaygılı olma durumunu aşmış ve durumu tehlikeli bir aşamaya vardırmıştır. Bu tehlike sınırına ulaşan yeni bir durumu ifade etmektedir.” 

Kesin olarak tehlike altındadır

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın, Kürt halkının özgürlük davasından vazgeçmediği ve halkların bir arada yaşama tutumunda ısrar ettiği için 24 yıldır İmralı’da tecrit ve işkence sistemi altında tutulduğunu kaydeden Eşbaşkanlık, şöyle devam etti: "Önder Apo, 24 yıldır bu tecrit ve işkence sistemine karşı direnmektedir. Önder Apo’nun direnişini ve Kürt halkının tutumunu kıramayan sömürgeci soykırımcı Türk devleti ve faşist AKP-MHP iktidarı, Önder Apo’dan haber almayı mutlak anlamda engelleyerek ve CPT’yi de buna dahil ederek tecrit ve işkence sistemini yeni bir aşamaya vardırmıştır. Bu aşama artık Önder Apo’nun sağlığı ve yaşamının belirsizleştiği ve dolayısıyla tehlike altına girdiğini ifade etmektedir. Artık Önder Apo’nun sağlığı ve yaşamı, kesin olarak tehlike altındadır. CPT’nin içerisine girdiği tutum, bunun böyle olduğunu açıkça ortaya koymuştur. CPT,  tecridi ve işkenceyi onaylayan ve meşrulaştıran bir tutum içerisinde olmaktadır. Söz konusu Kürtler ve Önder Apo olunca CPT de dahil Avrupa devletleri ve kurumlarının iki yüzlü ve ilkesiz bir tutum içerisine girdikleri, ahlakın ve hukukun çıkarlara kurban edildiği halkımız tarafından ve herkesçe bilinmektedir. CPT ve AİHM başta olmak üzere ilgili Avrupa kurumlarının bu yaklaşımları, Kürt soykırımına ortak olmak anlamına gelmektedir. Zaten İmralı tecrit ve işkence sistemi, Avrupa sistemi gereğince ve ona dayandırılarak oluşturulmuştur. CPT de bağlı olduğu Avrupa Konseyi’nin ve Avrupa devletlerinin yaklaşımına göre hareket etmektedir. CPT, AİHM ve diğer ilgili Avrupa kurumları İmralı tecrit ve işkence sisteminden sorumludurlar." 

CPT manipülasyon yaptı

CPT'nin sadece İmralı’ya gidişine ilişkin açıklama yapmamakla kalmayıp manipülasyonla gerçekleri gizleyip çarpıttığını vurgulayan Eşbaşkanlık, "CPT’nin bu tutumu kabul edilemez ve derhal İmralı’da yaşananlara ve Önder Apo’nun durumuna ilişkin açıklama yapmalıdır" dedi. CPT ve diğer Avrupa kurumlarının Öcalan'ın durumundan sorumlu olduklarını ve bu sorumluluktan kaçamayacaklarını kaydeden Eşbaşkanlık, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Avrupa Konseyi’nin ve Avrupa devletlerinin, faşist AKP-MHP iktidarı ve soykırımcı sistemle uzlaşmaları nedeniyle CPT ve diğer kurumlar da sorumluluklarına sahip çıkmamakta ve işkence düzeniyle uzlaşmaktadır. 

İki talep karşılanana kadar

Kürt halkı, CPT ve Avrupa kurumlarının da dahil olduğu ve artık Önder Apo’nun yaşamının tehlike aşamasına girdiği İmralı tecrit ve işkence sistemine karşı daha güçlü bir tutumla tepkisini ortaya koymalıdır. Kürt halkının dostları da daha güçlü bir tutumla Önder Apo’yu sahiplenmeli ve İmralı tecridinin kırılması, Önder Apo’nun yaşamının tehlike altından çıkması için Kürt halkıyla birlikte harekete geçmelidir. CPT, Önder Apo’nun durumuna ilişkin derhal açıklama yapmalı ve Önder Apo’nun avukatlarının İmralı’ya gitme başvurusu bir an önce yerine gelmeli ve avukatlar Önder Apo’yla görüşmelidir.  Bu iki talep gerçekleşene kadar eylemler sürmeli ve artarak devam etmelidir. 

Yurtsever olmanın gereğidir

Kürt halkının varlığını ve özgür olma iradesini temsil eden Önder Apo’nun bu tutumunu ancak İmralı tecrit ve işkence sistemi yıkılarak, bunun gerçekleşmesi içinde şimdiye kadar ortaya konulan tutumdan daha güçlü tutumlar alınarak ve topyekün eylemler gerçekleştirilerek sağlanabilir. Başta Bakurê Kurdistan halkı olmak üzere dört parçadaki ve yurt dışındaki tüm halkımız, böyle bir tutum almalı; CPT açıklama yapana ve avukatları Önder Apo’yla görüşme talepleri yerine getirilene kadar eylemlerini artırmalıdır. Kurdistan’da Önder Apo’ya sahip çıkılarak, İmralı tecrit ve işkence sistemine karşı durularak doğru ve anlamlı bir tutum içerisinde olunabilir. Bu yapılmadan yurtseverlikten, Kurdistan’ın ve Kurdistan halkının özgürlük davasından bahsetmenin hiçbir anlamı ve karşılığı yoktur. Kürt halkının tüm demokratik kurumları, siyasi partileri, aydın, yazar ve sanatçıları da bu bilinç ve sorumlulukla hareket etmeli ve tecride karşı gerçekleştirilecek eylemlere güçlü bir şekilde öncülük etmelidir. Bu yurtsever olmanın, halkın öncüsü olmanın gereğidir. 

Türkiye halklarına çağrı

Tecride karşı durulmadan Türkiye’de demokrasiden, özgürlükten, adaletten ve bunların mücadelesinden bahsedilemez. Faşist AKP-MHP iktidarı, İmralı’da mutlak bir tecrit uygulayarak ve Kürt halkına topyekun savaş açarak ayakta kalıyor. Türkiye’de herkes şunu görmeli; İmralı tecrit ve işkence sistemine ve Kürt soykırımına karşı durularak faşist AKP-MHP iktidarına karşı durulabilir. Bu insanlık ve halk düşmanı faşist zihniyet yıkılabilir ve Türkiye’de demokratik gelişmenin önü açılabilir. Bundan dolayı Türkiye halklarının, demokrasi kurumlarının, insan haklarından ve özgürlükten yana olan herkesin Önder Apo’ya uygulanan tecride karşı durması ve Kürt halkıyla birlikte harekete geçmesi gerekmektedir.

Hiç kimse yerinde durmamalı

Başta yurtsever Kurdistan halkı olmak üzere Kürt halkının dostlarını, özgürlükten demokrasiden ve insanlık değerlerinden yana ve vicdan sahibi herkesi İmralı’daki tecrit ve işkence sistemine karşı her yerde bir araya gelerek harekete geçme ve güçlü eylemler yapma çağrısında bulunuyoruz. Her yerde ısrarlı ve güçlü bir tutumla harekete geçilmeli ve CPT açıklama yapana ve avukatların Önder Apo’yla görüşmesi gerçekleşene kadar bu tutum sürmelidir. Önder Apo’nun yaşamı belirsizlik ve tehlike altındayken hiç kimse yerinde durmamalıdır. Herkes seferberlik ruhuyla harekete geçmelidir.” BEHDİNAN

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.