Ölülere şiddete karşı örgütlenme

Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi Eşsözcüsü Derya Aydın

Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi Eşsözcüsü Derya Aydın

  •  Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi, hafta sonu kurucu ve örgütleme konferansı düzenleyerek, hangi yol haritasıyla nasıl devam edeceğini belirleyecek.

 

Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi Eşsözcüsü Derya Aydın, ölülere yönelik şiddete karşı mücadeleyi örgütlemek için 8-9 Ekim’de konferans gerçekleştireceklerini belirterek, “En doğru yöntemi bulmaya çalışacağız” dedi.

Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi adıyla 2020'de kurulan oluşum, yaklaşık iki yıl boyunca 8 panel düzenledi. İnisiyatif, 10 Nisan 2021’de “Türkiye’de Ölülere Yönelik Şiddet” konusuyla başlattığı panelleri, “Farklı İnançlar Cenazelere ve Mezarlıklara Yönelik Saldırıları”, "Hukukçular Ölüye Saygı ve Adaleti”, “Basında ölülere yönelik şiddetin yeri”, “Adli Tıp Kurumu Çerçevesinde Ölülere Saygı ve Adalet”, “Yas, Hafıza ve Politika Paneli”, “Ölü Bedenlere Yönelik Şiddetin Toplumsal Cinsiyetini Konuşmak” ve “Tecrübeler ve Tanıklıklar: Ölülere Yönelik Şiddeti Aileler Anlatıyor” ile sonlandırdı. 

Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi, yürüttüğü tartışmalar sonucunda 8-9 Ekim’de Şişli Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde önemli bir konferans gerçekleştirecek. Konferansta yürütülecek tartışmalar sonucunda oluşacak deklarasyon, İnisiyatif'in nasıl bir yolda devam edeceğini belirleyecek. İki gün sürecek konferansta “Türkiye’de ölülere yönelik çok yönlü şiddet”, “Etik, hukuk ve (nekro)politika”, “Tutulamayan yaslar ve ölülere yönelik şiddetle mücadele deneyimi”, “Dünyada ölülere yönelik şiddet ve mücadele: Uluslararası deneyimler”, “Tutulamayan yaslar ve ölülere yönelik şiddetle mücadele deneyimi”, “Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi: Ne yapmalı, nasıl yapmalı?” başlıkları masaya yatırılacak.

Cenazelere çok yönlü saldırılar

Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi Eşsözcüsü Derya Aydın, nasıl yola çıktıklarını, ölüye şiddetin tarihten bugüne yansımaları ve konferansın önemine dair MA'dan Berivan Altan'a konuştu. Ölülere yönelik çok yönlü şiddetin karşısında durmak için farklı kurumların, kişilerin bir araya gelmesiyle kurulduğunu hatırlatan Aydın, “1990’lar itibarıyla çatışmalarda yaşamını kaybeden insanların bedenleri farklı bir biçimde şiddetin hedefi haline geliyor. Ailelerin yas tutmaları engelleniyor, cenazeler morglarda bekletiliyor, DNA testlerinin sonuçları çıkmıyor, cenazeler kimsesiz mezarlıklarına defnediliyor. Cenazelerin yerlerde sürüklendiğine dahi şahit olduk. Kadın bedenleri çıplak bir şekilde teşhir ediliyor. Bunun gibi çok yönlü saldırılar söz konusu” dedi.

Ölüye şiddete karşı

Aydın, İnisiyatif'in Garzan mezarlığında cenazelerin çıkarılması, ölü bedenlere yönelik şiddetin artması karşısında “Bu şiddetin karşısında ne yapabiliriz” sorusuyla yola çıktığını ifade etti. Aydın, şöyle konuştu: “Dünyanın birçok yerinde yaşanıyor. Geçmişe dönüp baktığımızda da yasın engellenmesi ve karşısında mücadele edildiğini görüyoruz. Antigone, Troyalı kadınlar var. Çünkü en temel de bu da politikanın bir parçasıdır. Yas hakkı ve yasın engellenmesi, ölülere yönelik şiddet politika tarafından tertiplenip, uygulamaya konuluyor.”

Sembolik de öldürmek

Ölülere şiddetin nekropolitika kavramıyla tanımlandığını ve devletli siyasetin bir parçası olduğuna dikkat çeken Aydın, “Yaşatma karşısında ölümü devreye koymak ve bunu bir siyaset biçiminde sürdürmek” şeklinde tanımladı. Ölü bedenlere uygulanan şiddetin çok sert bir şiddet yöntemi olduğunun altını çizen Aydın, “Orada öldürülen kişinin imgesi yok edilmek isteniyor. O kişinin direniş imgesinin etkisi toplum üzerinden yok edilmek isteniyor. Bir insan sizin nazarınızda bir amaç uğruna yaşamını ortaya koyuyor ve siz onu görüyorsunuz. Mücadeleyi desteklemezseniz dahi saygı duyarsınız. Politik ölümler olunca da insanlar kendini daha fazla sorumlu hissediyor. Toplumun iradesini kırmak, yaşayan kişi ile ölen kişi arasındaki hafızayı öldürmek istiyor. Sembolik olarak da öldürmek istiyor” şeklinde konuştu. 

Kurucu konferans

Bu çerçevede İnisiyatif'in kurulması ardından 8 dizilik paneller serisi gerçekleştirdiklerini hatırlatan Aydın, bu panellerle amaçlarının kamusal alanda bu meseleyi enine boyuna konuşma, bu şiddete karşı durmak isteyenleri bir araya getirme, kamusal alanda doğru kavramlarla tartışma olduğunu söyledi. Aydın, hafta sonu gerçekleştirecekleri konferansın bir kurucu ve örgütleme konferansı olduğunu belirterek, şunları dile getirdi: “Ölü Saygı ve Adalet İnisiyatifi’nin nasıl devam edeceği, kendine nasıl bir yol bulması gerektiğini ortak tartışmak istiyoruz. O yüzden bir örgütleme ve kurucu konferans olarak görüyoruz. İlk gün uluslararası deneyimler başlığı ele alınacak. Avrupa-Akdeniz Kayıplar Federasyonu (FEMED) Başkanı konuğumuz olacak. Etik-Politika başlığımız var. Türkiye’de ölülere yönelik şiddet oturumu gerçekleştireceğiz. Filistin-İsrail çatışmalarına dair çalışma yürüten konuğumuz olacak. Güney Kürdistan’dan gelecek bir konuşmacı olacak. Plaza De Mayo Anneleri’nden bir konuşmacımız olacak.” 

Veri çalışması yapılmamış

İnisiyatif'in kurumsallaşması tartışmaları yanı sır panellerde açığa çıkan işlerin de olduğunu dile getiren Aydın, konferansta “bağımsız, özerk, bilimsel bir Adli Tıp Merkezi”, “ölü hakkı sözleşmesi” ve “seküler yas alanı inşası” gibi önerilerin tartışılacağını kaydetti. Tarihsel bir geçmişe sahip olan ölüye şiddet uygulamasına dair veri-data çalışmasının bugüne kadar yapılmamadığı kaydeden Aydın, şunları ekledi: “Bunun arşivini oluşturması gerektiğini düşünüyoruz. Konferansta bütün bileşenlerle tartışma ve yol haritası çıkarma, ortak bir yapıyla kurumsallaşmayı hedefliyoruz. Nasıl bir yapısı olmalı, vakıf mı dernek mi olmalı tartışmaları yürütüldü. Nihai karar konferansta sonuca bağlanması, konferans ardından yayınlayacağı deklarasyonla yolunu belirleyecek. Gelecek her insanın katkısıyla beraber öğrenerek, en doğru yöntemi bulmaya çalışacağız.”  ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.