Mezarlarına barış müjdesi umudu

Şevket Epözdemir anma
- Abisi Şevket Epözdemir'in katledilişinin 32. yılında adalet talebini sürdürdüklerini belirten Ferit Epözdemir, günün birinde mezarlarına giderek barışın müjdesini vermek istediğini söyledi.
Bedlîs'in Tetwan (Tatvan) ilçesinde dönemin Demokrasi Partisi (DEP) Tetwan İlçe Başkanı Şevket Epözdemir'in 25 Kasım 1993'te katledilmesinin üzerinden 32 yıl geçti. Her yıl 22-23 Kasım tarihlerinde mezarı başında anılan Epözdemir, bu yıl da unutulmadı.
Yıllarca ilçede mücadelenin öncülüğünü yapan Epözdemir, Bedlîs'ten göç eden ailesinin yaşadığı Tetwan'ın Minar köyünde 1943'te, 11 çocuklu bir ailenin 3. çocuğu olarak dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Tetwan'da, lise öğrenimini ise Amed'in Erxenî (Ergani) ilçesindeki Dicle Öğretmen Okulu'nda gören Epözdemir, buradan mezun olup öğretmenliğe başladı. Önce Sêrt'in Hawêl (Baykan) ilçesinde bir süre öğretmenlik yapan Epözdemir, daha sonra Amed'de Eğitim Enstitüsü öğrenime açılınca buraya kaydoldu. 1964'te enstitüyü bitirmesinin ardından Diyarbakır Ziya Gökalp Lisesi'nde Türkçe ve Edebiyat öğretmeni olarak 1964 –1968 yılları arasında görev aldı.
Yozgat'a sürgün edildi
Amed'de 1968'de Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi'ne (TKDP) açılan dava ve yapılan saldırılar ardından Yozgat'ın Sorgun ilçesine sürgün edildi. Burada öğretmenliği bırakmaya karar veren Epözdemir, üniversite sınavlarına katıldı.
Hukuk eğitimi ve avukatlık
Ankara Hukuk Fakültesi'ni kazandı ve üniversiteden 1975'te mezun oldu. Stajını Ankara'da bitirdikten sonra 1976'da memleketi Tetwan'a dönen Epözmedir, burada avukatlık yapmaya başladı. İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) kuruluşu ardından Tetwan temsilciliği yapan Epözdemir, aynı dönem DEP İlçe Başkanlığını üstlendi.
JİTEM tehdidi ve cinayet
Belediye Meclis azalığı da yapan Epözdemir, bu süreçte kendilerini polis-asker olarak tanıtan belirli kişilerin tehdidine uğramaya başladı. 25 Kasım 1993 sabahı ofisine giden Epözdemir, bir daha evine geri dönemedi. Evine gelmek için yola çıkan Epözdemir, evinin önünden kaçırıldı ve daha sonra cenazesi Bedlîs-Norşîn (Güroymak) yolunun kenarında, Tahtalı demiryolunun altında, Jandarma Karakoluna yakın bir alanda bulundu.
Öğrencileri katledilince
Abisinin katledildiğinde henüz 28 yaşlarında olan en küçük kardeşi Ferit Epözdemir, abisinin, her yerde fark edilen öncü bir karaktere sahip olduğunu belirterek, çevresindekiler tarafından da mücadelesi, direnişi ve inancıyla tanındığını söyledi. Epözdemir, abisinin hayatında yer edinen önemli süreçlerden birinin, Ziya Gökalp Lisesi öğretmeniyken, öğrencilerinden Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) üyeleri Ömer Ayna ve Niyazi Yıldızhan'ın 1972'de katledilmeleri olduğunu dile getirdi. Epözdemir, "Bu olay abimin yaşamında iz bıraktı. Her iki öğrencisinin de çok başarılı ve parlak olduğunu söylerdi. Şevket abim, Türkiye devrimcilerinden de etkileniyordu. Yozgat'a sürgün edilmesi ardından sürgünü kaldıramadı. Ankara'da o zaman hukuk okuma kararı aldı. Hem bu olay hem de devrimci gelenekten etkilenmesi sonucu avukat olunca memleketi Tetwan'a geri döndü" dedi.
Halkına ve coğrafyasına bağlı
Abisinin meseleyi sadece "savunma" olarak değil, bir hak savunucusu olarak ele aldığını ifade eden Ferit Epözdemir, kendisi dahil olmak üzere çevresindeki herkesi etkilediğini ve aydınlattığını belirtti. Ferit Epözdemir, "O, toplumuna, coğrafyasına bağlıydı. Avukatlıktan, öğretmenlikten başka onun toplumla çevresiyle kurduğu ilişki her zaman derin oluyordu. Güler yüzlüydü, herkese kapısı açıktı. Tetwan halkı da ona öyle yaklaşırdı. 1980'de darbe sürecinde yakalandı, çünkü o süreçlerde gözaltına alınan herkesin tereddütsüz avukatlığını yapardı. Tetwan halkı kozmopolittir. Laz, Çerkes halklarıyla bir arada yaşıyoruz. Abim hepsinin avukatlığını yapar, böyle ayrımlara asla girmezdi" diye konuştu.
Tehditler geri adım attırmadı
1990'lı yıllarda giderek hedef gösterilmeye başlandığını dile getiren Ferit Epözdemir, şöyle devam etti: "İHD'nin burada kuruculuğunu yaptı. DEP'in Tetwan İlçe Başkanı'ydı. Wan Barosu'na bağlı ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) delegesiydi. Bu özel durumları ve yurt sevgisiyle hedef alındı. Abim tüm bunlara rağmen bir kez bile geri adım atmadı. Teslim olmadı. Herkes onu bir yandan Tetwan'ı terk etmesi için ikna etmeye çalışıyordu. Herkese de 'Ben çıkarsam sen çıkarsan bu halk ne yapar, kim sahip çıkar? Madem kendimize kimsesizlerin kimsesi diyoruz o zaman burada mücadele vereceğiz. Pozisyonu ne olursa olsun bir insan mum gibi kendini yakıp çevresine aydınlık vermeli' derdi."
Mizgîn'in cenazesini aldı
Epözdemir, 1992'de Tetwan'da şehit düşen Hozan Mizgîn'in (Gurbet Aydın) cenazesinin de aileye verilmemesi sürecinde Abisi Epözdemir'in girişimini hatırlattı. Epözdemir, "Gidip karakola, 'Ben bu ilçenin siyasi parti başkanıyım. Bu ilçenin her bir ferdine kefilim bir şey olmayacak' diyerek cenazeyi devletin elinden alıp aileye ve halka verdi. Mizgîn'in cenazesi çok büyük bir kalabalıkla toprağa verildi" dedi.
Aynı yıl katledildiler
Abisinin katledildiği güne kadar korkusuzca mücadelesini sürdürdüğünü ifade eden Epözdemir, "Abim Şevket, rahmetli Ferhat Tepe'nin babası geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren İshak Tepe ile bir konferansa katılırken orada dönemin komutanı Korkmaz Tağman, 'Sizin zamanınız gelecek az kaldı' diyerek tehdit ediyor. Hakikaten aynı yıl art arda önce Ferhat Tepe daha sonra da Abim katledildi. Hastaneye gittiğimizde gözü bezle bağlanmıştı. Onu bile biz çıkardık" şeklinde konuştu.
Cinayetleriyle yüzleşsin
Cenazenin tüm engellere rağmen büyük bir sahiplenişle toprağa verildiğini ifade eden Epözdemir, davasının ise 'faili meçhul' olarak kapatıldığını söyledi. Rêber Apo'nun başlattığı Barış ve Demokratik Toplum Süreci'ni hatırlatan Epözdemir, süreç dolayısıyla yakınları katledilen ailelerin adalet taleplerinin karşılanması gerektiğini vurguladı. Epözdemir, şunları söyledi: "Kürt halkı kendi kültürüyle barış içerisinde yaşamak istiyor. Bugün bir barış sürecinden bahsediyoruz. Bu devletin geçmişte işlediği cinayetlerle yüzleşmesi için önemli bir fırsattır. Abim şahsında tüm faili meçhul cinayetlerin bir an önce gün yüzüne çıkarılmasını talep ediyoruz. Bu sürece dönük inancımız çok büyük. Bu barışın sağlanmasıdır. Biz de günün birinde Karşıyaka Mezarlığına giderek Abim başta olmak üzere yaşamını yitiren tüm özgürlük şehitlerine barışın müjdesini vermek istiyoruz." BEDLÎS














