Türkiye'ye tehdit değiliz

Mazlûm Ebdî
- QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî, kendilerinin saldırıya uğradığını topraklarının işgal altında olduğunu; statü ve savunmalarına itiraz edildiğini hatırlatarak, Türkiye için tehdit olmadıklarını vurguladı.
Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Genel Komutanı Mazlum Ebdî, MA'dan Azad Altay'ın sorularını yanıtladı. Türkiye ile Kuzey ve Doğu Suriye’nin ilişkilerin ve açık kanalların varlığını paylaşan Ebdî, bu görüşmelerin güçlenmesini, resmi bir tarzda olmasını ve bazı konularda anlaşma sağlanmasını istediklerini söyledi. Türkiye’nin bazı endişelerini gündeme alıp çözmek istediklerini ama kendi endişelerin de varlığını ifade eden Ebdî, "İşgal edilmiş topraklarımız var. Türkiye’nin varlığından kaynaklı halkımız geri dönemiyor. Efrîn ve Serêkaniyê gibi. Bu konuları Türkiye ile çözmek istiyoruz. Bu görüşmelerin seviyesinin artmasını istiyoruz ki olumlu sonuçlar alabilelim" dedi.
Saldırıya uğrayan biziz
Türkiye’nin kendilerini tehdit olarak görmesinin yanlışlığına dikkat çeken Ebdî, "Saldırıya uğrayan biziz. Toprağı işgal edilen biziz. Halkı göç ettirilmiş ve yerine dönemeyenler biziz. Baskı uygulanan biziz, Türkiye tarafı değil. Bundan kaynaklı buna anlam veremiyoruz. Onlar, Kürtlerin askeri bir gücünün olmasını, burada Kürtler için oluşabilecek statüyü, askeri ve güvenlik güçlerinin Suriye devletine katılmasını tehdit olarak görüyor. Buna katılmıyoruz. Aksine bizim varlığımız, bu fiilli durumun atlatılması, kurumların katılımı (hükümete)- on binlerce askerden söz ediyoruz-, yine petrol gibi büyük konular… Bu dosyaların Suriye hükümeti içerisinde çözüme kavuşması huzuru beraberinde getirir. Türkiye açısından da huzur getirir. Bu nedenle bu sürece destek olmalarını, karşıt olmamalarını istiyoruz" şeklinde konuştu.
Süreç doğrudan etkiliyor
Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nin Kuzey ve Doğu Suriye’nin durumuna da etki ettiğini, hatta herkesten öte (Kuzey dışında) Kuzey ve Doğu Suriye’yi ilgilendirdiğini kaydeden Ebdî, şunları söyledi: "Şimdi burada Türk ordusuyla bir ateşkes söz konusu. Bu, sürecin sayesinde oluştu. Eğer bu süreç başarıya ulaşırsa bizdeki ateşkes de kalıcı olacak. Eğer biz bugün Türkiye ile ilişkilerden bahsediyorsak bu süreç sayesindedir. Bu sürecin başarıya ulaşması için bize düşen, QSD’ye düşenleri yapmak istiyoruz. Destek veren bir taraf olmak istiyoruz, engel olmak değil. Bu sürecin ilerlemesi en çok Kuzey ve Doğu Suriye’yi ilgilendirecek. Yine Kuzey ve Doğu Suriye’deki Kürt sorununun çözümü de barış sürecine katkısı olur."
Rêber Apo ile görüşme
Bu süreçte Rêber Apo ile iletişimin olduğunu, görüş alışverişinin yapıldığını paylaşan Ebdî, şöyle devam etti: "Bazı konular var; örneğin Kuzeyli bazı savaşçıların varlığından söz ediyorlar. PKK’lilerden bahsediyorlar. Bunu ancak İmralı çözebilir. Bunun çözümü İmralı’nın çağrısıyla bağlantılı. Bu nedenle bazı sorunların çözümü noktasında Rojava ve İmralı arasında görüşmeler olmalı. Görüşmelerin daha iyi bir şekilde yapılmasının, hem barış sürecine hem de Kuzey ve Doğu Suriye’nin sorunlarının çözümüne olumlu katkıları olacaktır. İmralı’ya giden heyetin bize söylediklerine göre Önder Apo da Rojava yetkililerinin orayı (İmralı) ziyaret etmesini istemiş. Biz de buna ihtiyaç duyuyoruz. Bu, hem sürece hem de Kuzey ve Doğu Suriye’deki sorunlarının çözümüne olumlu katkı sunacaktır. Türkiye bu durumdan korkmamalı. Bu Türkiye’nin çıkarına olacaktır."
Türkiye'yi ziyaret etmek
Türkiye’yi ziyarete ve Türkiye’deki yetkililerle görüşmeye açık olduklarını vurgulayan Ebdî, "Madem bu durum çözüme olumlu katkı sunacak neden gitmeyelim. Olumlu görüyoruz" dedi.
Nasıl bir Suriye?
Merkezi olmayan bir Suriye istediklerinin altını çizen Ebdî, bu merkezi olmayan sistem nasıl olacağıyla ilgili şunları dile getirdi: "Elbette mümkün olan bir şey söylüyoruz. Kurdî güçlerin bir konferansı oldu ve federalizm talebi ortaya çıktı. Kürt güçleri bunu istiyor. Biz buna karşı değiliz. Biz şu an mümkün olan şeyler üzerine çalışıyoruz. Uluslararası toplumun bunu kabul etmesini istiyoruz. Avrupalılar kabul etmeli. Şam hükümeti kabul etmeli. Biz şimdi böylesi bir arayışın içerisindeyiz. Bizim asıl hedefimiz bu halkın mücadelesini ve fedakarlığını korumaktır. Bizim için esas olan bu kazanımları korumaktır. Bu halkın emeği boşa gitmesin. Onlar da güçlü bir şekilde yerini almalı. Bunun için ne gerekiyor; bu halk yetkililerini seçebilmeli. Askeri, idari, güvenlik… Yetkililerini seçip kendilerini temsil edebilmeli. Kendi kendine seçmeli ve bu esas üzerinden Suriye devletine katılım sağlamalı. Bizim merkezi olmamasından kastımız budur. Bu konuda çok açığız. Bunu Şam hükümeti ve herkes ile paylaşmışız. Bu parçalanmak değildir. Suriye’yi zayıflatmaz, aksine güçlendirir." HABER MERKEZİ














