Özgürlüğe dair bir kaç söz…

Forum Haberleri —

.

.

  • Rojava Kurdistan’ında zihne ve bedene kavuşan özgürlük kavramı son bir haftadır başta Rojhilat Kurdistan’ı başta olmak üzere tüm İran’da yaşamsal kılınmaya, toplumsallaştırılmaya çalışılıyor.
  • “Jin Jiyan Azadî” sloganları etrafında kenetlenen Kürdistan ve Ortadoğulu kadınlar, özgürlüğün tarihini yazarak, gerçek anlamda toplumsal olan özgürlüğün bedenselleşmesi ve somut olarak yaşanması için büyük direnmektedirler.

 

FIRAT DİCLE

Dünyada birçok düşünür özgürlüğün tanımına ilişkin çokça yazmış, kafa yormuşlardır. Tüm ezilen sınıfların, kadınların, etnik kökenlerin ve inançların uğruna şehit düştüğü kavram olan özgürlük için farklı tanımlamalar yapılmıştır. Bu  tanımlamalar insanlık açısından ortak değerler oluşturmuştur. 

Özgürlük her dönem ihtiyaç duyulan ve özlenen umut kaynağı bir kavramdır. 

Oysa özgürlük sadece soyut bir anlam veya bir kavram mıdır? Özgürlüğün zaman ve mekân içerisinde soyut tanımlamaları yapıldı. Ancak toplumsallaşmadığından, sosyolojisi yapılmadığından hep eksik kaldı. Ve sisteme hizmet etti. Tarihte de buna benzer bir çok durum yaşandı. Sovyet deneyimi, Paris Komünü vb. birçok deneyimler yaşandı. Ancak toplumsallaşmayan, bedenselleşmeyen ve soyut ele alındığından kaynaklı kapitalist modernitenin maalesef gazabına uğrayarak, sisteme entegre oldu. Çünkü özgürlüğü zaman ve mekân içerisinde soyut ele alan bu değerli düşünürler, özgürlüğü tanımlarken eskiyi yıkıp, yeni kurmayı soyut bıraktı. Bu tanımlama toplumu ve bireyleri bir bütün olarak özgürleştirmedi. Toplumda iktidar olgusunu ortadan kaldırmadığı için özgürlük bir rejim değişikliğinden, yapısal değişiklikten öteye gitmedi. Yani tüm toplumsal yapıları içine almadığından dolayı belli bir süreden sonra sistemin çarkına dahil oldu. 

Bunun için özgürlük kavramını tekrardan doğru bir temelde ele almak lazım. Özgürlük kavramını sosyolojisini ortaya koymak gerekir. Soyut kavramdan çıkarıp, somutlaştırmak ve toplumsal bedende vücut bulmasını sağlamak gerekir. Bunun için eskiyi yıkıp, yeniyi kurmakla özgürlük tanımlanamaz. Böyle olsaydı o zaman neye göre eski veya neye göre yeniyi kurmak diye birçok soru sorulur. Bu sorular da özürlüğü, sadece iktidarın el değiştirmesinden öteye götürmez. 

Bunun için Önder Apo, bugüne kadar var olan özgürlüğe dair değerlendirmeleri eleştirdi. Ve özgürlüğün sadece soyut ele alınmayacağını, somut olarak sosyolojisinin yazılması gerektiğini ve toplumsallaştırılması gerektiğini belirtti. Bu çerçevede çok değerli savunmalarının içerisinde olan “Özgürlük Sosyolojisi” adlı savunmayı yazdı. Yani özgürlüğün artık somut yaşanması gerektiğini belirtti. Yani zihniyet ve bedene kavuşması gerektiğini ifade etmiştir. Hem zihniyette yaşanacak hem de her yeni gün yaşamsal kılınacaktır. Ancak bu şekilde sisteme entegre olmaz ve sistemi ortadan kaldırabilir. O zaman eskiyi devirmek, yeniyi kurmak bu gerçek tanımlama eksenin de hayat bulmaya, bedenleşmeye başlar. İktidar olgusunu ortadan kaldırarak, köklü yapısal bir değere kavuşarak, toplumsallaşır. Bunun için bazı kavramları doğru ve yerinde ele almak gerekir. Önder Apo, bu çerçevede 5. Savunmasında bu kavramları yeniden ele alarak doğru ve hakkı olan bir tanımlamayla buluşturdu. Ancak bu gerçek tanımlamalar nezdinde Kapitalist Modernite köklü bir yıkılışı yaşar ve Demokratik Modernite ışığında halklar özgürleşir. Bunun için özgürlüğü zihnen oluşturup, her gün yaşamsallaştırmak gerek.

Bugün özgürlük kavramı, Önder Apo’nun ortaya koyduğu paradigma ve özgürlüğe biçtiği hakikat doğrultusunda başta Kürdistan olmak üzere tüm Ortadoğu ve dünyada yaşamsal kılınmakta ve toplumsallaşmaktadır. Özellikle Rojava Kurdistan’ında zihne ve bedene kavuşan özgürlük kavramı son bir haftadır başta Rojhilat Kurdistan’ı başta olmak üzere tüm İran’da yaşamsal kılınmaya, toplumsallaştırılmaya çalışılıyor. Bu kutsal kavramın yaşamsallaştırılmasını özgür kadın iradesi yapmaktadır. 

İran molla rejimi tarafından 16 Eylül’de katledilen Kürt kadını Jîna Amînî ardından kadınlar öncülüğünde başlayan özgürlük direnişi yayılarak büyümektedir. Artık iktidar olgusunun ilk çıktığı günden itibaren tüm insanlığın peşine düştüğü özgürlük, bugün Rojhilat Kurdistan’ında somut bir ifadeye kavuşarak, toplumsal bir boyut kazanmaktadır. Bunun öncülüğünü de Rojava’da ve bugünlerde Rojhilat ve İran’da gördüğümüz gibi kadınlar yapmaktadır. 

“Jin Jiyan Azadî” sloganları etrafında kenetlenen Kürdistan ve Ortadoğulu kadınlar, özgürlüğün tarihini yazarak, gerçek anlamda toplumsal olan özgürlüğün bedenselleşmesi ve somut olarak yaşanması için büyük direnmektedirler. Ve bu direnişe başta tüm dünya kadınları olmak üzere tüm demokrat, devrimci kesimleri davet etmektedir. Gün özgürlüğü toplumsallaştırma günüdür. İktidar bilgeleri tarafından çalınan ve tekrardan Kürdistan’da yakılan bu özgürlük ateşini gürleştirme günüdür. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.