Özgürlük mücadelesi Haki Karer’in anısına verilen cevapta gizlidir

Forum Haberleri —

DALYAN DENİZ

Tarihin gördüğü büyük devrimci karakterler, kolay kolay yetişmezler. Onlar bir dervişane yaşamın sahibi ve toplumsal değerlerde mayalanmış kişiliklerdir. Dil, ırk, din farklılığı demeden mazlumların yanında yer alarak hakkın yanında durmuş, hakikatin en soylu ve anlamlı savaşımını veren insanlardır. Bu hakikat savaşçılarından bir tanesi ise Karadeniz’in dağları gibi asi ve heybetli bir duruşa, akan ırmakları ve deryası gibi pak bir yüreğe sahip olan Haki Karer’dir.

Orta halli bir aileden olan Haki Karer, ilkokul, ortaokul ve liseyi kendi memleketi olan Ordu’da okumuş, üniversiteyi de Ankara Fen Fakültesi’nde okumaya başlamıştı. Daha lise yıllarındayken ilerici düşünceler taşıyan ve sol eğilimli bir yapıda olan Haki Karer, Ankara’da olduğu dönemde de herhangi bir siyasi grup içerisinde olmamasına rağmen, genelde devrimci bir düşünce taşıyor. Eylemlere aktif olarak katılıyor ve Marksizm-Leninizm’in yoğun bir araştırmasını yapıyordu. 1973’lerde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’la tanışmış ve Ankara’da devrimci öğrencilerin kurduğu ADYÖD’ün üyesi olan ve bu dernek içerisinde yürütülen faaliyetlerin organizatörlüğünü yapan Haki Karer, aynı dönemde ulusal sorun konusunda araştırmalar yapan grup içerisinde de yer almıştır.

Kürt halkını tanıdıkça ve tarihin en büyük sömürü ve köleliğine maruz kalan bu halka anlam verdikçe Haki Karer; “Türkiye özgürlük devrim yolu, Kürdistan’ın ulusal kurtuluş mücadelesi ile başlar” diyerek çantasını almış ve Kürdistan’ın yolunu tutmuştur. Yolcu yola koyulduğunda, yola ışık tutan ve yolu açan anlam deryasında olan öncüyü kabul eder. Onun için Önder Apo, “O benim ikiz ruhumdu, Kürdistan devriminin gereğini kavradığı andan itibaren, üniversitenin son sınıfını terk edip yatağını sırtladığı gibi, hiç tanımadığı ülkemize yönelmekte tereddüt etmedi. Beş kuruşu olmadığı zaman, hamallık yaparak mücadeleyi yürüttüğü günler az değildir. Kendisini yakından tanıyanlar en yırtık elbiseleri kendisinin giydiğini, aylarca tek öğün basit bir kahvaltıyla yaşadığını unutmazlar. Tüm olumsuzlukların aşılması için çevresine bir esin kaynağıydı. Yanında bulunanlar zamanın nasıl geçtiğini fark etmezlerdi. Onunla her zaman birlikte yaşamaya can atarlardı” belirlemesini yapmıştır. Bu yolda diline ve kültürüne yabancı olmasına rağmen sanki yüzyıllardır bu bölgenin çocuğuymuş gibi anlamlı çalışmalar yürütmüştür. Haki Karer şahsında PKK özgürlük mücadelesi içerisinde Kürt-Türk birlikteliği ifadeye kavuşmuştur. Dolaysıyla Haki, Türkiye’den Kürdistan’a kardeşlik ve insanlık köprüsünün erdemli temel taşlarını örmüştür.

‘Haki denince aklıma bir derviş gelir’

Karadeniz’in onurlu asi çocuğu artık Kürdistan’da büyük bir özveri ile kendisini bir halkın özgürlük davasına adamıştır. “İnsan suretiyle değil, siretiyle insandır” yaşamıyla büyük bir örnek sahibi olan Haki Karer, hakikati yaşayarak içi dışı bir olması ve dürüst kişiliği ile Kürt halkının bağrında anlam dolu bir yer sahibi edindi. PKK kurucularından Mustafa Karasu, Haki Karer için şunları dile getiriyor:

“Haki’nin tarzı dinlerin, felsefelerin, ilk öncülerinin tarzına, üslubuna, yaşamına benzerdi. Bir nevi hareketimizin dervişi gibiydi. Davaya adanmış, saçından tırnağına maneviyatla yüklenmiş bir kişilik olarak çalışmalarını yürütürdü. Onun duygularında, düşüncelerinde, yemeden de içmeden de hiçbir maddi imkan olmadan da yaşanabilirdi. Zaten arkadaşların içinde, en eski eşyaları o giyerdi. Bir yerden bir yere giderken, eğer şehir içindeyse arabaya binmezdi yol ne kadar uzun olursa olsun. Yemede içmede de azla yetinirdi, yanındaki arkadaşları da hep böyle bir kültürle yetiştirirdi. Haki denince aklıma bir derviş gelir. Kişiliği o kadar etkiliydi ki, Haki ismini her duyduğumuzda, andığımızda bir sıcak gülümseme belirirdi yüzümüzde. İnsan O’nu gördüğünde, değerli bir şeye kavuşmanın, uzun ayrılıktan sonra en sevdiği insanlarla buluşmanın ya da bir hazine elde etmenin sevincini duyar ve tebessüm ederdi.”

Kürt halkının bağrında büyük bir yer edinmiş, Batman’dan, Antep’e tüm zorluklara göğüs gererek erdemin, ahlakın, azmin, cesaretin adeta tüm anlamlı duyguların bütünü olan Haki Karer, başarılı bir pratik sergileyerek hareketin gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Artık zamanında ve mekanında çarpıtılmış tarihin değişimine öncülük eden Karadeniz’in hırçın çocuğu, barbar tanrıların ve onların karanlık işbirlikçi güçlerinin hedefi olmuştu. MİT’in kontrolünde kurulmuş olan “Sterka Sor” adlı kontra örgüt devreye sokulmuş ve tarih 18 Mayıs 1977’yi gösterdiğinde, bir hakikat savaşçısı hakikatin yolunda haince katledilmiştir.

Kürdistan Özgürlük Hareketinin bugünkü gelişimi ve özgürlük sesinin, bugün dünyanın her bir köşesine ulaşmasında Haki Karer’in anısına verilen intikam cevabında gizlidir. Evet, kendisini bu halkın özgürlüğüne adamış bu büyük enternasyonalist devrimci insana, bu halkın onurlu evlatları da, şehadete büyük bir bağlılıkla tarihi değiştirecek büyük bir cevap vermişlerdir. Onurlu ve anlamlı yaşamlarıyla özgürlüğün savaşçılığını yapan büyük devrimciler şehadetleriyle, yeni yaşamın kapısını ve mücadele çizgisini belirlemiş olurlar. Haki Karer şehadetiyle Kürt halkının özgürlük kapısını aralamış ve bu kapının aralanmasıyla beraber bugün Ortadoğu ve tüm dünya halklarına özgürlük meşalesini armağan etmiştir. Karadeniz’in asi ve yiğit çocuğu bin yıllar geçse de unutulmadan, halkların aydınlık meşalesi olacaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.