QSD'nin entegrasyonu için çalışıyor
Dünya Haberleri —

Michael Erik Kurilla
- General Michael Erik Kurilla, Temsilciler Meclisi’nde yapılan oturumda, QSD ile Şam arasındaki entegrasyon için çalıştıklarını söyledi. Kurilla, İran’la nükleer görüşmelerin başarısız olması durumunda, Başkan Trump ve Savunma Bakanı Pete Hegseth’e “geniş bir yelpazede” askeri seçenekler sunduğunu doğruladı.
ABD Temsilciler Meclisi'nin Silahlı Hizmetler Komitesi’ndeki oturumunda değerlendirmeler yapan ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) Başkanı General Michael “Erik” Kurilla, birçok soruya yanıt verdi.
Askeri seçenekler sunuldu
Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komitesi Başkanı Mike Rogers'ın “Başkan talimat verirse CENTCOM, nükleer silahlı bir İran’ı engellemek için ezici bir güçle yanıt vermeye hazır mı?” şeklindeki sorusuna Kurilla, “Evet. Savunma Bakanı ve Başkana geniş bir yelpazede seçenekler sundum” yanıtını verdi. General Kurilla, İran’ın yüzde 60 saflıkta uranyum stoklarını artırmaya devam ettiğini ve bunun meşru sivil kullanımları olmadığını belirtti. Kurilla, İran’ın 7 Ekim öncesine göre daha zayıf bir stratejik konumda olduğunu, ancak uzun menzilli silahlar açısından halen önemli operasyonel kabiliyetlere sahip olduğunu söyledi.
Trump daha önce uyarmıştı
Trump, İran’la diplomatik görüşmelerin sonuçsuz kalması ve bir anlaşmayla sonuçlanmaması durumunda askeri güç kullanılabileceği konusunda daha önce uyarıda bulunmuştu. ABD ve İran, bugüne kadar Umman’ın başkenti Maskat’ta sonuncusu gerçekleşen 5 tur nükleer görüşme yaptı. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Baghayi, İran’ın önümüzdeki günlerde Ummanlı arabulucular aracılığıyla ABD’ye bir karşı teklif göndereceğini belirtti. ABD’nin teklifi, Trump’ın Ortadoğu Temsilcisi Steve Witkoff tarafından hazırlanmıştı. Tahran’ın ekibine ise İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi liderlik ediyor. İsmail Baghayi, Pazartesi günü ABD teklifinin “bizim için kabul edilemez. Teklifimizi, tamamlandıktan sonra Umman aracılığıyla karşı tarafa sunacağız” dedi. 6. tur görüşmelerin Cuma veya Pazar günü Maskat ya da Norveç’in başkenti Oslo’da gerçekleşebileceği belirtildi. Baghayi, Salı günü bir sonraki turun Pazar günü planlandığını doğruladı.
Kurilla’dan Çin uyarısı
General Kurilla, Çin’in İran’ın ihraç ettiği petrolün büyük kısmını satın alarak “İran’ın kötü niyetli davranışlarını fiilen desteklediğini ve finanse ettiğini” söyledi. Yönetimin Çin’deki “teapot” rafinerilerine yönelik yaptırımlarının önemli bir adım olduğunu ifade etti. Kurilla, İsrail’in İran’ın nükleer programına tek taraflı bir saldırı düzenlemesinin, bölgedeki ABD güçlerine yönelik saldırı riskini artıracağını belirterek, “Her gün, duruşumuzu ve güçlerimize yönelik riski değerlendiriyoruz ve buna göre ayarlamalar yapıyoruz. Yeni sistemler ve ekipmanlar sahaya sürüyoruz ve her gün ayarlamalar yapıyoruz” dedi.
Temel iki hedef
Bir soru üzerine Savunma Bakan Yardımcısı Katherine Thompson da “Başkanın hedeflerini destekliyoruz; öncelikle İsrail devletini savunmak ve ikinci olarak İran’ın nükleer silah elde etmesini engellemek. Buna yüzde 100 bağlıyız. İran’la müzakere edilmiş bir çözümle barış arayışı stratejisi başarısız olursa askeri seçenekler hazır” diye ekledi.
Husiler ve İsrail
Kurilla ve Thompson, ABD’nin Husilerle ateşkesine ilişkin, ABD bombardıman kampanyasının Trump’ın Kızıldeniz’de ABD gemileri için seyir özgürlüğünü geri kazanma hedefini başardığını söyledi. Kurilla, ABD ve müttefik donanma gemilerinin Kızıldeniz’den yakın zamanda geçişini kanıt olarak gösterdi. Kurilla, Husilerin İsrail’e yönelik saldırılarını durduracak hükümler içermese de ABD’nin İsrail’de konuşlu bir THAAD füze savunma sistemi ve Husilerin ateşlediği füzeleri ve insansız hava araçlarını engelleme çabalarıyla İsrail’i savunmaya devam ettiğini vurguladı.
Thompson, ABD’nin Husi meselesinden tamamen çekilmediğini, grubun ABD tarafından hala 'Yabancı Terör Örgütü' olarak sınıflandırıldığını ve yönetimin İran destekli gruba karşı “bütüncül bir hükümet yaklaşımı” izlemeye devam ettiğini belirtti. ABD’nin, Körfez ortaklarının Husilere karşı daha büyük bir rol üstlenmesini ve “sorunun uzun vadeli unsurlarını ele almak için bölgesel bir çözüm geliştirmesini” sağlamaya çalıştığını ekledi.
Kurilla, Husi tehdidini kalıcı olarak sona erdirmenin, İran’dan Yemen’e gizli silah ve silah bileşenleri sevkiyatlarını durdurmayı gerektireceğini söyledi. “İran desteği olmadan ayakta kalamazlardı” dedi ve Devrim Muhafızları personelinin Yemen’de bu silahların montajına ve işletilmesine yardım ettiğini ekledi.
Husilerin ağı
Kurilla, Husilerin İran dronlarını yükselterek İsrail’e saldırmak için kazandıkları bilgi ve uzmanlığı bölgede yaydığını söyledi. Irak’ta varlık gösterdiğini; İran personeli ile Irak ve Lübnan’daki Hizbullah gibi İran vekil gruplarıyla teknik uzmanlık paylaştığını belirten Kurilla, ayrıca Husilerin Suriye ve Lübnan’da hücreleri olduğunu, üstelik Rusya ile Çin’e diplomatik erişim sağladığını ekledi.
Şii hilali çöktü mü?
Kurilla, İran’ın Ortadoğu’daki “Şii hilali” vizyonunun, Suriye hükümetinin devrilmesi, Hizbullah ile diğer İran vekillerinin zayıflamasıyla çöktüğünü söyledi. İsrail’in İran vekillerine karşı başarısını övdü, Hizbullah’ın parçalanmasını “müthiş” olarak nitelendirdi ve bunun dünyadaki her ordu tarafından incelenmesi gerektiğini belirtti.
Güvenlik entegratörü
37 yıllık askeri hizmetten sonra yakında emekli olacak olan Kurilla, ABD’nin Ortadoğu’da “güvenlik garantörü” olmaktan “güvenlik entegratörü” olmaya geçtiğini, bunun bölgede yeterli ve sürdürülebilir bir duruş ile bölgedeki ortaklara dış askeri satışları iyileştirmeyi gerektirdiğini söyledi.
Rojava'da güç tahkimi
Kurilla, ABD ortaklarının Suriye ve Irak gibi yerlerdeki terörle mücadele misyonlarında kritik olduğunu ve ABD’nin Ortadoğu’daki operasyonel gücünü nispeten küçük tutmasını sağladığını belirtti. Suriye’de, "QSD'yi yeni Suriye hükümetine entegre etmek için çalıştığını ve Türkiye’nin bu çabalarda olumlu bir rol oynadığını" söyledi. Mevcut Suriye hükümetinin küçük bir grup tarafından yönetildiğini ve istikrarı konusunda derin endişeleri olduğunu belirten Kurilla, Ahmed el Şara hükümetini iktidara getiren yabancı terörist savaşçıları dahil edebileceğini söyledi. ABD askerlerinin, oturum sabahı DAİŞ'e karşı gerçekleştirilen bir operasyon da dahil olmak üzere, terörle mücadele misyonları için ülkede kaldığını, ancak ABD’nin şu anda Suriye’deki güçlerini daha az sayıda üsse konsolide etme sürecinde olduğunu ekledi. “Bu entegrasyonun Dürziler, Hristiyanlar veya Aleviler gibi diğer azınlık milisleri de kapsayacağını düşünüyor musunuz?” sorusuna ise Kurilla, şu yanıtı verdi: “Kapsayabilir ama şu anda odaklandığımız, Kuzey ve Doğu Suriye'deki Kürt ortaklarımız.” WASHINGTON