Rîm, Nadiye ve Hêva devrimle büyüdüler

Kadın Haberleri —

Rîm, Hêva,Nadiye

Rîm, Hêva,Nadiye

  • Devrim başladığında henüz çocuk olan Rîm, Nadiye ve Hêva’nın hikayesine dokunduğumuzda yeni bir çağın başladığını, direniş mirasının yüz yıllar geçse de süreceğini  görüyoruz.

FELEKXAN SERHAT

“Bedenlerimiz bedel olacak elbet. Bulutsuz, masmavi göğün müjdesi için, Olsun be yoldaşım!” 19 Temmuz Devrimi’ni tanımlarken Şehit Atakan Mahir’in şiirinden bu kesiti anımsıyorum her defasında.

Kurdistan’da ilk defa bir devrimin her aşamasını görmek, karanlığı getiren DAİŞ kardeşlerine tüm vahşetiyle saldırırken sınırda etten duvar örmek ve yeni bir çağın başlamasına şahit olmak bugün hala kalp atışlarımı hızlandıran bir duygu.

Devrimde doğmak, devrimle büyümek ve devrimi anlamak eşsiz bir güzelliğin ötesinde her birimizin bir sonraki nesillere aktaracağı bir miras. Bu mirası aktarırken tanıklarının hikayesini dinlemek hem şehitlerin anılarını ölümsüzleştirmek hem de toplumsal bir hafıza oluşturmak için hayati.

Devrim başladığında henüz çocuk olan Rîm, Nadiye ve Hêva’nın hikayesine dokunduğumuzda yeni bir çağın başladığını, direniş mirasının yüz yıllar geçse de süreceğini ve ‘Bedenlerin masmavi bir göğün müjdesi için’ bedel olduğunu görüyoruz.

Kuzey-Doğu Suriye’de kadın örgütlenmesi çalışması yürüten Genç Kadınlar Birliği (Yekîtiya Jinên Ciwan) üyesi 3 genç kadın, devrim başladığında henüz birer çocuktu. Kurdistan’da ilk defa bir devrimde büyüyen genç kadınlar şimdilerde ise başka kadınların sesi oluyor, toplumu dönüştürüyor ve dünyada baskı altında olan tüm kadınlara mücadele çağrısı yapıyor.

Devrimde büyüme şansı

2004 yılında Efrîn’de 5 çocuklu bir ailede dünyaya gelen Rîm Dede, “Devrim başladığımda henüz çocuktum fakat ailem bu devrimin kimin ve ne için olduğunu anlattı” sözleriyle gidiyor devrimin ilk gününe.

Rîm, büyük abisi Şeho Peyman’ın devrime katılması ve babası Mihemed’in YPG’de çalışma yürütmesiyle bu büyülü yolculuktan bir an olsun uzaklaşmadığını belirtiyor gülümseyerek. 4 yıl boyunca mevziden mevziye koşarak işgal saldırılarına karşı direnen Şeho Peyman, 2016 yılında Şehba’da şehit düştü.

“Şüphesiz benim gibi devrimin içinde büyümek ve yaşamak büyük bir şans” diyen Rîm Dede, aynı şekilde buna tanıklık etmenin de farklı bir ruh olduğunu ifade etti.

Kadın kimliğinin anlam bulması

Toprağına bağlı olmayı öğrenmenin kendisi için en büyük kazanım olduğunun altını çizen Dede, devriminden önceki ve sonraki yaşamı şöyle anlattı: “Evet devrimden önce de yaşıyorduk fakat zaman geçtikte önceleri ne kadar kör bir karanlık içinde olduğumuzu anlıyorum. Hiç beklemediğimiz bir anda bir kıvılcım çakıldı ve yeni bir kapıs aralandı.”

Devrimin kendisiyle birlikte hem ailesi hem de yaşadığı toplumda değişimler yarattığını kaydeden Dede, “Toplumsal, kültürel ve ahlaki değişimlerin yanında özgür bir toplum içinde kadın kimliğimiz ve dilimizle yaşadığımızın bilincindeyiz” sözleriyle kadın kimliğinin yeniden anlam kazandığına işaret etti.

Dede, devrimden önce kadına dair en ufak bir şeyden dahi söz etmek mümkün değilken şimdi sosyal, siyasal ve kültürel her alanda öncü pozisyonunda olduklarının vurgusunu yaptı.

Toprağı işgal edilmiş Efrînli bir genç kadın olan Dede, en büyük hayalinin özgür bir Kurdistan’da yaşamak olduğunu ifade ederek, bu hayali için var gücüyle mücadele edeceğini ekledi.

Direniş mirasını ailesinden devraldı

Efrîn’de 2003 yılında doğan Nadiye Yûsêf, 5 çocuklu yurtsever bir ailede büyüdü. Kurdistan dağlarında PKK saflarında özgürlük için savaşan amcası Elî Kanîroj’un 2005’te Colemêrg’in Gever ilçesinde şehit düşmesi ailenin Kürt davasına olan bağlılığını derinleştiren ilk halka oldu.

Yaşı küçük olduğu için ‘Devrim oluyor’ sözlerini ilk başta korkuyla karşıladığını söyleyen Yûsêf, “Bunun Suriye savaşı olduğunu söylüyorlardı ve devrimin anlamını, niçin yapıldığını bilmiyordum. Ölüm, yıkım ve talan sanıyorum devrimi. Fakat günbegün aslında bunun tam tersi olduğunu anladım” dedi.

Yeniden doğuştan öncülüğe

Rojava Devrimi’nin bütün devrimlerden farklı olduğunu ve kadınların bu devrimde öncü rol oynadığını belirten Yûsêf, devrimin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın felsefesiyle başladığını ve kadınların yeniden doğduğunu ifade etti.

Konuşmasının devamında ailesinin tüm çocuklarına ülke sevgisini aşıladığının altını çizen Yûsêf, öte yandan, “İçinde yaşadığımız toplumun bir kısmı büyük bedeller öderken bir kısmı ise güzel bir gelecek adı altında ülkeden çıkmayı tercih etti” sözleriyle toprağını terk edenleri eleştirdi.

Dünyada baskı altında olan tüm kadınların sesi olmak istediğini kaydeden Yûsêf, aynı zamanda halası Jiyan Tolhildan’ın (Selwa Yusif) direniş mirasını örnek aldığını söyledi.

Kadın Savunma Birlikleri'nin (YPJ) kurucularından ve devrimin öncü kadın komutanlarından olan Jiyan Tolhildan, 22 Temmuz 2022’de Türk devletinin Qamişlo’da düzenlediği SİHA saldırısı sonucu şehit düştü.

Zulüm ve baskıya karşı nasıl savaşılır?

Hêva Bekir ise konuşmasının başında devrimde büyüdüğü için şanslı hissettiğini söyledi.

2003 yılında Halep’te 5 çocuklu bir ailede dünyaya gelen Bekir’in her iki erkek kardeşinin YPG’ye katılması, annesi Cîhan ve babası Fexir’in siyasi alanda çalışma yürütmesi devrimi anlamlandırmasını geciktirmedi.

Devrimin sesi dalga dalga yayılmaya başladığına daha önce hiç deneyimlemediğini bir duyguya kapıldığını belirten Bekir, daha sonra ‘İnsan zulüm ve baskıya karşı çıkmak için nasıl savaşır’ sorusunun yanıtını aradığını ifade etti.

Bugün genç yaşına rağmen mücadeleyi omuzlamak için çalışan Bekir, ailesinin yanı sıra direniş mirasını 1990’lı yıllarda Kurdistan dağlarında halkın özgürlüğü için yürütülen savaşta şehit düşen dayıları Celal ve Tekoşer’den aldığının altını çizdi.

Devrimin büyüyen çocukları Rîm, Nadiye ve Hêva, şimdi anlamlandıkları kadın kimliğini kendilerinden sonraki kuşaklara aktarmak, cinsel saldırı, şiddet ve baskıya karşı kadın dayanışma ağlarını örmek için çalışmalarını kesintisiz sürdürüyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.