Roj TV'yi canlı tutmalıyız
Yeni uydusuyla Roj TV'nin tekrar yayına dönmesine rağmen, Eutelsat'ın hukuki olmayan kararına tepkiler devam ediyor. İtalyan yönetmen Caterina Monzani, "Roj TV'yi canlı tutmak için savaşmak gerek" derken, Dr. Seda Altuğ ise bu olayla Özgürlük Mücadelesi'nin Batı devletleri tarafından nasıl iç politika malzemesi yapıldığını dile getirdi.
Roj TV Kürtler arası bir köprü
Roj TV'nin yayınının Eutelsat tarafından durdurulmasın tepki gösterenlerden biri de çok sayıda belgesele imza atan İtalyan yönetmen Caterina Monzani.
Monzani ayrıca, şu anda Sicilya'da yerel mafya ile sürekli sorun yaşayıp kapatılmakla yüz yüze kalan bir televizyon kanalı üzerine belgesel yapıyor. Monzani, Roj TV'ye ilişkin şunları dile getiriyor: "Kısa zaman önceye kadar Roj TV hakkında fazla bir şey bilmiyordum. 0İtalya'da medyanın özgürlüğü üzerine bir belgesel film üzerine çalışıyorum şu anda. İfade ve basın özgürlüğü açısından Avrupa'da en kötü dereceye sahip ülke İtalya. Merkezi Washington'da olan ve sayılı ülkelerde şubeleri bulunan, kar amacı gütmeyen, hükümet dışı düşünce kuruluşu olan Freedom House (Özgürlük Evi) tarafından hazırlanan 2004 Basın Özgürlüğü Global Anketi, eski Başbakan Berlusconi'nin İtalya'daki halk televizyonları üzerindeki etkisi yüzünden, İtalyayı ‘özgür' mertebesinden indirdi. Türkiye'de 2005 yılında benzer bir tabloyu paylaşmıştı. Bu anlamda Roj TV'nin şu anki durumu bana tanıdık geliyor. Roj TV, öncelikle bütün Kürt halkının sesidir. Roj TV, sadece Kürdistan'da değil, bütün Avrupa'daki Kürtlerin de sesidir. Avrupa'daki Kürtler için Roj TV kendi ülkeleriyle bağlantı içerisinde olmasını sağlamakla birlikte, bütün dünyaya kendilerini anlatma fırsatı veriyor. Sadece Kürtler için değil, genel olarak hepimizin ifade ve basın özgürlüğünün muhafazası ve Roj TV'yi canlı tutmak için savaşmalıyız."
'Çıkarlar insan hak ve özgürlükleri üzerinde'
Hollanda'nın Utrecht Üniversite'sinde Fransız Mandası dönemindeki Suriye üzerine doktorasını tamamlayan akademisyen Dr. Seda Altuğ'a göre ise, tepkisini şöyle dile getiriyor: "Bu kararlar kendilerini demokrasinin timsali olarak gören devletlerin en nihayetinde birer devlet olduğunu, kendi çıkarlarının, güvenliklerinin ve jeostratejik kaygılarının her türlü insan hakkı ve ifade özgürlüğünün üzerinde olduğunu gösteriyor. Bu tespit anti terörizm söyleminin güç kazandığı 11 Eylül sonrası, bilhassa da Arap devrimleri sonrası Türkiye'nin Ortadoğu üzerindeki ideolojik ve siyasi egemenlik yarışına batının yanında bir güç olarak girme iddiasında olduğu günümüzde daha da geçerli. Bu karar aynı zamanda, batı dışındaki özgürlük mücadelelerinin veya diğer siyasi meselelerin Batı devletlerinin iç siyasetinde bir malzeme olarak nasıl kullanıldığını ve iktidarın muhafazakarların elinde olduğu durumlarda, ibrenin nasıl bizim aleyhimize dönebileceğini gösteriyor."
ÖZLEM GALİP
Kürdistanlılar Eutelsat şirketini protesto ediyor
Roj TV yayınını kesen Fransa şirketi Eutelsat’a tepki gösteren Kürdistanlılar, televizyonlarını bantlayarak internet aracılığıyla Roj TV izlemeye başladı. Avrupa’da yaşayan Kürdistanlılar, internet yoluyla Roj TV’yi izlemeye devam ediyor. Uydu yayını kesildikten sonra birçok Kürdistanlı evdeki televizyonlarına siyah perde, ya da çarpı işareti koyarak Eutelsat şirketini protesto ediyor. Kürdistanlılar, Roj TV uydu yayınına geçmeyene kadar normal televizyon izlemeyeceklerini söylüyorlar.
HABER MERKEZİ
Ceni’den Eutelsat’a mektup
Merkezi Almanya'nın Düsseldorf kentinde bulunan Kürt Kadın Barış Birosu(Ceni), Eutelsat'ın Roj TV'nin yayınını durdurma kararının ardından, uydu şirketine resmi bir çağrıda bulundu. Ceni'nin Eutelsat'a gönderidiği mektupta şunlara yer verildi: "Kürt Kadın Barış Bürosu olarak Roj TV'nin yayınını durdurma kararınızın adil ve yasal bir karar olmadığını düşünüyor, verdiğiniz kararı kuruluşumuzca kınıyoruz. Yayın şirketinizin verdiği bu karar, Türkiye, Kürdistan ve Avrupa'da bulunan toplam 40 Milyon Kürt'ün ifade özgürlüğüne uygulanan mevcut ihlal ve baskılara destek sunuyor. Roj TV her zaman Kürtlerin sesi olmuştur. Bunun yanısıra Roj TV ayrıca devlet baskılarından ve erkek hegemonyasından ötürü toplumda sesleri çıkmayan kadınların da sesi olmuştur. Gerek programlarıyla gerekse açtıkları tartışma platformlarıyla Roj TV, kadının özgürlüğüne fazlasıyla katkıda bulumuştur. Ayrıca Roj TV, kadınlara kendi seslerinin kendi anadilleriyle duyurmaları için gerekli imkan ve fırsatı sunmuştur.“
‘Konu pazarlama olunca işler farklı oluyor’
Konstantin von Stechow (Almanya RTL Televizyonu kuruluş şirketinin dışilişkiler sözcüsü ve editörü. Ayrıca RTL Deutschland Medya Grubu sözcüsü):
"Basın ve ifade özgürlüğü Almanya'da yasaların garantisi altındadır. Eyaletler bazında eyalet Medya yetkilileri (Landesmedienanstalten) tarafından lisansları verilir, kontrol edilir. Bir televiziyonu kapatmak, televizyonun var olan ve karşılıklı olarak imzalanmış lisans anlaşmalarına aşırı derece aykırı davranmak sonucunda ancak mümkündür.
Yani bu konuda ne Kürtçe ile yayın yapan, ne de farklı dillerde yayın yapan televizyonlar, yasalara aykırı davranmadıkça sansüre uğrayamazlar. Avrupa'nın medya kanunları da benzeri temelde işliyor. Eğer ortada rüşvetçilik gibi suçlar yoksa bir televizyon kanalı kapatılmaz. Bu tabii ki insani ve yasal bir bakış açısıdır. Geçmişte biliyorsunuz, Mısır'da 'Al Dschasira' kapatımak istendi. İngiltere'de İran dilinde yayın yapan 'Press TV' kanalının lisansı elinde alındı ve İngiltere TV kanalı listesinden silindi. Venezuela'da 'RCTV' isimli televiziyon kanalı... Listeyi daha da uzatabiliriz.
Bu televizyon kanalları, bulundukları ülkede devlet sistemlerine aykırı ya da o ülkelerde var olan basın yasalarına muhalif olmakla suçlanıyor. Ellerinden lisansı alınıyor, tümden yasaklanıyor. Roj TV'nin durumu da tahminen bundan farklı değildir. Konu pazarlıklar olunca bunlar oluyor. "
NİHAL BAYRAM
