ROJ TV
Okulların öğretmediği dili Med, Medya ve ROJ TV geleneği çocuklara, gençlere öğretiyor. Yaşlılarımız ise dillerinin ölmediğini ve daha diri hale geldiğini bu televizyon geleneği sayesinde görüyorlardı. Bu bir halk için mutluluk verici bir durumdu. Çünkü bu televizyonlar sadece Kürtçe’nin Kurmancî lehçesini değil, Kirtmançkî (Dimilkî), Soranî, Hewramanî gibi lehçelerini de yeniden toplumsal yaşamın içine sokuyorlardı. Yok olup gitmek üzere olan Süryanilerin dili için de dirilme merkezi haline geliyordu bu televizyonculuk geleneği. Sadece diller için değil, farklı inanç toplulukları da ROJ TV’nin televizyonculuk geleneği içinde kendilerini ifade etme şansına sahip oldular. Siz bakmayın bugünlerde Türkiye’deki yeni iktidar yapısının sahte açılım planlarına. Aleviler, Süryaniler, Ezidiler, İslam inancına sahip birçok topluluk ana dillerinde ibadetleri, bayramlarını, yas günlerini kısacası toplum için dini kutsallıklarını da bu televizyon geleneği içinde gördüler. Tabii ki ROJ TV sadece inkar ve asimilasyona uğratılan kültürel ve toplumsal yaşamın sesi olmadı. Bu halkların ve inançların siyasal mücadelesinin de sesi ve soluğudur.
Türkiye’deki yüzlerce ulusal ve yerel kanallar tek sesli yayıncılık yaparak, yayın politikası oluştururken ROJ TV, Kürtlerin dört lehçesi başta olmak üzere Türkçe, Arapça, Süryani dilinde, İngilizce -daha önceleri Farsça- yayınlar yapıyor. ROJ TV sadece dar anlamda Kürtlerin değil, Kürdistani bütün toplulukların ve hatta Ortadoğu’nun gerçek zengin kimliğini yansıtan bir televizyondur. Yani Demokratik Ulus karekterlidir. Hiçbir toplumun, ulusun ve inancın diğerleri üzerine egemen olmadığı bir yayın çizgisindedir.
İşte bu nedenle başta Türk devletinde iktidar olan yapıları ve onların kalemşörlerini fazlasıyla rahatsız ediyor. Kendilerini “tekçi” sistemlerin en faşistliğine alıştırdıkları için, kendileri dışında başka şeyler söylenmesini istemiyorlar. Her farklılığın ya Türklük içinde erimesini ya da Türklüğe hizmet etmesini istiyorlar. Bu nedenle dünyayı ve sahip oldukları imkanları daha çok baskı ve inkar için kullanmaktadırlar. Örneğin AKP’nin AB’den sorumlu bakanı Egemen Bağış’ın ROJ TV’nin kapatılması için çalmadık kapı bırakmaması bu nedenledir. AKP iktidarının ABD’nin gücünü de arkasına alarak gittiği her yerde televizyonumuzu kapattırmak istemesi ve bunun karşılığında akıl almaz bedeller ödemesi de bu nedenle anlaşılırdır. Çünkü ROJ TV Türk iktidarlarının yalanlarını açığa vuruyor, bu iktidarlara karşı toplumsallığın asıl gücünü, değişim dinamiklerini ortaya çıkarıyor. Yüzlerce televizyonun ve gazetenin söyleyemediğini, gösteremediğini gösteriyor. Hal böyle olunca da ROJ TV tekçi ve faşist siyasal iktidarların hedefi haline geliyor.
Ancak izleyicisi ile doğru bağ kuran, para kazanmak için değil toplumsal özgürlüğün değerleri ile kendisin var eden, toplumu alıklaştırmak yerine toplumu gerçek bilgiyle buluşturan, seçkin toplum mühendisleri yerine halkın sesine yer veren, yasaklı, asimilasyona uğratılan dilleri canlandırarn bir televizyon olarak ROJ TV başka bir şeydir. Cemaatin ulaklığının yapan Emre Usluların anlayamayacağı kapasitedir bu. 3. sınıf ABD akademilerinde toplum karşıtı medya teorileri ve özel savaşın polis komiseri kafası ile algılanabilecek bir durum değildir.
Özcesi ROJ TV başka, bir başka televizyondur. Sürüleşen ve sürüleştirilen karakterde değildir. Özgürleşen ve özgürleştiren gerçeği, hakiki gerçeği dillendiren, gösteren ve toplumla buluşturandır. Güzel ve hoş bir duygusu vardır ROJ TV’nin. Kendini küllerinden yeniden yeniden yaratan bir gelenektendir. Asi ve durdurulamaz bir akışkanlıktadır. ROJ TV “Başka bir dünya mümkündür” demiyor o dünyanın varolduğunu yaşamı ve yayını ile gösterendir. Açılan davalar, baskınlar ile susturulmak istense de susmayacak bir gerçeğin öyküsüdür ROJ TV.
