Saray politikaları Almanya’da


Almanya Sol Parti Federal Milletvekili Sevim Dağdelen, Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’de ve Almanya’da demokratik kesime yönelik saldırgan politikasının, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in yaklaşımından güç aldığını söyledi.
Almanya Demokratik Kürt Toplum Merkezi (NAV-DEM) Eşbaşkanı Yüksel Koç, dün gazetemizde çıkan demecinde Erdoğan’a bağlı çetelerin, Almanya’da Kürt siyasetçilere yönelik suikastte bulunmak üzere bu ülkeye geldiğini belirtmişti. Bu yönlü bilginin kendilerine ulaştığını söyleyen Koç “Bir Kürt siyasetçinin burnunun kanaması durumunda sorumlu Almanya’dır” ifadesini kullanmıştı.
Suikast tartışmaları, Bremen Parlamentosu’nda CDU’lu Türk kökenli milletvekili Oğuzhan Yazıcı’nın, Almanya’da en büyük Kürt kurumu NAV-DEM’i Bremen Senatosu’na sunduğu soru önergesinin kriminal bir örgüt gibi yansıttığı döneme denk geliyor.
Biz de her iki konuda Almanya Sol Parti Federal Milletvekili Sevim Dağdelen’in görüşlerine başvurduk.
AB ve Almanya sessiz kalmasa...
Almanya’da Kürt siyasetçilere yönelik suikast girişimleri konusunda kendisine bir bilginin gelmediğini söyleyen Dağdelen, Erdoğan’a verilen desteğin bu gibi olumsuzlukları birlikte getirdiğini söyledi.
Dağdelen “Sonuçta Merkel Hükümeti politikasının, Alman hükümetinin yaptığı uluslararası anlaşmalarıyla Erdoğan’ı güçlendiriyorlar. Erdoğan daha fazla güç alarak daha saldırgan ve daha agresif politikaları devreye koyuyor. Sonuç itibariyle Avrupa Birliği ve Almanya sessiz kalmazsa, örneğin Kürtlere karşı katliamlara, basın özgürlüğünün ihlallerine karşı tavır belirlese Erdoğan’ın gidişatı böyle olmazdı” dedi.
Sevim Dağdelen, Bremen Eyalet Parlamentosu CDU Milletvekili Oğuzhan Yazıcı’nın, Bremen Senatosu’na sunduğu soru önergesi ile NAV-DEM ve Kürt siyasetçileri hedef gösterdiğini ve bunun çirkin bir politika olduğunu söyledi.
Hedef göstermek Erdoğan’ın tarzı
Dağdelen devamla şu ifadeleri kullandı: “Erdoğan hayranı CDU milletvekilleri, burada Erdoğan’ın politikalarını uyguluyor.
Türkiye’deki çatışma, özellikle iktidar partisinin Kürtlere karşı uyguladığı devlet terörü devamıdır. CDU’dan Erdoğan’a yakın milletvekilinin, Erdoğan’ın Kürtlere karşı yürüttüğü çirkin politikasını burada sürdürmesi kabul edilemez. Soru önergeleri verilebilir. Bunda sıkıntı yok. Fakat burada tek tek kişilerin hedef tahtası haline getirilmesi direk Erdoğan’ın politikasıdır. Kendisinin, beğenmediği insanları hedef tahtasına oturtması Erdoğan’ın tarzıdır. Bu durum demokrasiye yakışan bir tarz değildir. Örneğin bu tür politikaların nereye gideceğini en son Can Dündar ve Hrant Dink’te gördük.”
Oğuzhan Yazıcı, Bremen Eyalet Senatosu’na verdiği soru önergesinde NAV-DEM’in, PKK’nin bir kurumu olduğunu iddia etmiş, Kürtleri ve sol demokrat güçleri, Irak ve Suriye’deki toplumsal ve siyasal sorunları Almanya’ya taşıyarak burada huzuru bozmakla suçlamıştı. Yazıcı, derneklerde yapılan şehit anmaları, toplantılar, yasal izin alınarak yapılan yürüyüş ve gösterileri de suç gibi gösterip, neden bu gibi etkinliğe müdahale edilmediğini sormuştu.
Provokasyon peşinde
Kürdistan’da savaş geliştikçe Erdoğan ve AKP yönetimindeki Türk devleti terörü Avrupa’ya da taşırmak istiyor. Strasbourg ve Brüksel’de Kürtlerin demokratik haklarını gündeme getirmek için açtığı çadırı ortadan kaldırmak için AB’ye her türlü tazyiki uygulayan AKP ve Erdoğan son olarak 10 Nisan’da Almanya’daki faşist örgütlenmeler aracılığı ile Türkiyelileri sokağa çıkartıp büyük bir provokasyon girişiminde bulunmak istemişti. Ancak bu girişim başarısız olmuştu.
HABER MERKEZİ
