Savaş ve siyaset

Suat BOZKUŞ yazdı —

  • Yerel seçimler önemlidir ama seçimleri de soruna çözüm olacak yönde değerlendirmek şartıyla. Yoksa bazı sol gruplar gibi at pazarlığı üzerinden siyaset yapmak atı da eyeri de kaybetmekle sonuçlanacak olan bir köylü kurnazlığıdır.

Yaklaşan yerel seçimler siyasi yaşama bir canlılık verirken esas canlılık savaş ortamında yaşanıyor. “Sınır ötesi operasyon” denilen askeri işgal ve katliam politikası tam gaz sürdürülüyor. Çünkü iktidardaki çete kendi bekasını savaşta ve kanda görüyor. Onlar için, gelen her asker ölüsü şehit-ezan-bayrak edebiyatı ve kışkırtmaları için yeni bir fırsattır. Halk böylece oyalanıp kandırılmaktadır. Can derdine düşen halka “Sus, beka sorunumuz var” denilmekte bütün itirazlar bu baskıyla susturulmaktadır. Artık sadece Türkiye’nin sınır ötesi operasyonları değil, satılan Bayraktarların başka yerlerdeki katliamları bile övünç ve uyutma aracı olmaktadır. Ne yazık ki Türk halkının önemli bir kısmı, belki de çoğunluğu bu yalanlara inanmaktadır.

Siyasi partiler seçimlere, adaylara ve alacakları oylara kilitlenmişken iktidar çetesi bir yandan her türlü seçim hilesini ve sandık gaspını organize etmekte diğer yandan da “sınır ötesi operasyon” dediği yeni işgal provalarına hazırlanmaktadır.

İşte bu kargaşada yapılan MGK toplantısı ve kararları kimsenin dikkatini çekmedi ve hiç gündem bile olmadı. Oysa MGK kararları ile ifade ve ilan edilen -seçimleri kim kazanırsa kazansın- devletin politikasıdır.

Medyadaki atanmış “gasteciler” ellerine bir çubuk geçirip savaş uzmanı edasıyla asıp biçmeye başladılar. Askeri uzmanlığı bir çubukla harita başında gevezelik yapmak zanneden bu şahıslar artık çubukta bir keramet olmadığını, bir çubukla meteoroloji raporu bile sunulamadığını hala anlamamış. Sınır neresi, ötesi berisi neresi gibi şeytani soruları bir yana bırakalım da şuna cevap arayalım:

Karadeniz’den Kızıldeniz’e kadar, Afrika’ya kadar her yerde ateşkes, diyalog ve çözüm öneren MGK, konu Türkiye’ye gelince sınır içi ve ötesi operasyon, kan ve savaştan başka bir şey demiyor.

Emekli askerlerin tecrübelerine dayanarak karşı çıkmalarına rağmen inatla Güney Kurdistan’a ve Rojava’ya yönelik işgal denemeleri sürüyor. Bu işgal saldırılarında acı kayıplar verilmesine rağmen iktidar çetesi bunlardan da ders almıyor. Bunun yerine asılsız suçlamalar ve kışkırtmalarla savaşı tırmandırmaya, yaygınlaştırmaya çalışıyor. Uluslar arası ve bölgesel savaş ortamından, kargaşadan yararlanıp işgal alanlarını genişletmek, oralarda kalıcılaşmak istiyor.

Türk ırkçıları bu politikayı geçmişte Turancılık olarak Orta Asya’ya yönelik gündeme getirmişti. Şartlar değişince bakiye topraklar, Yeni Osmanlı, Hilafet deyip DAİŞ ile işbirliği halinde komşu Müslüman halklara ve özellikle de Kurdistan’a yönelik olarak gündeme getirdi. Halkların direnişiyle her iki politika da çıkmaza girdi. Savaşın maliyeti ekonomiyi de iflasa sürüklüyor ama bu durum ırkçı-dinci-işgalcilere ders olmuyor. Hala ve inatla ırkçı saldırganlıklarını sürdürmeye çalışıyorlar. Çünkü varlıklarını ve ekonomik vurgunlarını bu savaş politikasına borçludurlar.

Yerel seçimler önemlidir ama seçimleri de bu temel soruna çözüm olacak yönde değerlendirmek şartıyla. Yoksa bazı sol gruplar gibi at pazarlığı üzerinden siyaset yapmak atı da eyeri de kaybetmekle sonuçlanacak olan bir köylü kurnazlığıdır.

Sol ve demokratik güçler sonuçta kaybedecekleri üç günlük kâr hesapları yerine bütün ezilenlerin kazanacağı demokratik siyasi dönüşüme kafa yorarsa halka daha yararlı olacaklardır.

Yerel seçimlerde halkın iradesini sandığa yansıtmak kadar esas olanın bu iradeye her alanda sahip çıkmak ve başarıya ulaştırmak olduğunu unutmamak gerekiyor.

Ya savaş, siyaseti silip süpürecek ya da siyaset, savaşı durdurup bir çözüm üretecektir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.