Savaşta ölen ama ‘şehit’ ilan edilmeyen askerler

Forum Haberleri —

'Şehit sayılmayan şehit aileleri derneği'

'Şehit sayılmayan şehit aileleri derneği'

  • Çocuklarınızın intihar ettiğine, kayadan düştüğüne, kaza geçirdiğine, çocuklarınıza yıldırım çarptığına, yılan soktuğuna ve bu nedenle öldüklerine ilişkin söylenenlerin tümü yalandır. Hepsi de savaşta öldüler.
  • Kısacası her koşulda çocuklarınızı Kürtlerin kökünü kazımak için en insanlık dışı seferlere gönderenler suçludur. Çocuklarınız intihar etmedi. Çocuklarınızın ölümünden kayalar, yılanlar, yıldırımlar değil, onları bu soykırım savaşına sürenler sorumludur.

İSA TAŞÇI

Soykırımcı TC’nin 14 Nisan’da Zap, Avaşîn ve Metîna’ya yönelik başlattığı işgal saldırısı, bu saldırıyla neyin amaçlanmak istendiği, işgal saldırısına karşı nasıl bir direnişin sergilendiği çokça yazılıp çizildi, konuşulup tartışıldı. Şimdilerde ise işgalci ordunun ardına bakmadan kaçtığı yerlerin görüntüleri ile söz konusu savaşta ölen asker ailelerinin çocuklarının akıbetini netleştirme çabaları gündemde.

En fazla bir ay içinde tümden işgal etmek üzere saldırı başlattığı Zap, Avaşîn ve Metîna’nın pek çok yerinden işgalci – soykırımcı TC direnişin sekizinci ayında kaçmak zorunda kaldı. Şimdi bulunduğu yerlerde ise tutunmaya çalışıyor. Pek çok yerden kaçıldığı için şimdilerde savaşın dozu biraz azalsa da savaş, hala bütün şiddetiyle sürüyor. TC girdiği yerlerde kalmaya çalışırken, Kurdistan özgürlük gerillası ise kalan yerlerde de işgalci TC ve çetelerini söküp atmak için fedai çizgide savaşıyor. Kurdistan özgürlük gerillasının işgalci TC ordusunu pek çok yerden söküp atmış olması, kalan yerlerde de süpürüp atacağını gösteriyor.

İşgal saldırısının başladığı günden bugüne HPG günlük savaş bilançosunu hep açıkladı. Savaş KDP kuşatması ve TC’nin saldırıları nedeniyle sivillerin gidemediği gerilla alanlarında yaşandığından HPG’nin yaptığı açıklamalar oldukça önemli oldu. HPG gerillaları gerçekleştirdikleri eylemlerin görüntülerini çekmeye ve bu görüntüleri çok büyük riskleri göze alarak kamuoyuyla paylaşmaya büyük özen gösterdiler. HPG gerillalarının ve bu savaş ortamında bulunan birkaç cesur gazetecinin yaptıkları, doğru haber almak adına oldukça anlamlı ve önemliydi. Ama bu hakikatler ne yazık ki özel savaş rejiminin etkisi ve baskısıyla özellikle Türkiye toplumuna yansımadı. Erdoğan – Bahçeli faşist ikilisinin TV kanalları her biri birer Cüneyt Arkın olan Türk askerinin kahramanlıklarını anlatan tarihi ve güncel dizilerle dolup taştığından ve topluma hakikatmiş gibi bunlar aşılandığından Türk savaş bakanlığının verileri öne çıktı.

Buna aykırı bir ses yaz aylarında Antep’ten geldi. Video çeken bir vatandaş, Antep şehir mezarlığında bir gecede açılan onlarca mezarın ne için açıldığını sorguluyor, benzer mezarın Türkiye’nin pek çok yerinde açıldığını belirtiyor ve buralara sessiz sedasız bir şekilde savaşta ölen askerlerin gömüldüğünü söyleyerek, iktidarın savaş politikalarını eleştiriyor ve isyan ediyordu. Hükümetten hesap soran bu kişiye ne olduğunu bilemiyoruz, ama şimdi onun gibi isyancıların sayısının artmış olması, vakti zamanında bu kişinin sesinin pek de duyulmadığını ortaya koyuyor.

Birkaç gündür savaşta ölen ama ‘şehit’ ilan edilmeyen, ‘intihar etti’ denilen askerlerin aileleri adına çıkıp konuşanların sayısı giderek artıyor. Aileler savaşa gönderdikleri çocuklarının akıbetini ve tabi ki hakikati haklı olarak öğrenmek istiyorlar. Yavrularının intihar ettiklerine inanmadıklarını, peşine düştüklerinde gerçeği öğrendiklerini ama bu hakikatlere ulaşmada çok zorlandıklarını belirterek isyan ediyorlar. Evet, tepeden tırnağa yalanlar üzerine kurulu olan bir özel savaş rejiminde hakikatleri açığa çıkarmak zordur. Ama önemli olan hakikatin nerede arandığıdır.

Gerçekler ortadadır. HPG’nin kamuoyuyla paylaştığı günlük bilançolarda her şey vardır. Orada bütün hakikatler yer almaktadır. HPG ‘şanlı’ Türk ordusunun savaşta ölen ‘şehit’lerinin üzerine benzin döküp nasıl yaktığının görüntüsünü dehşet içinde kamuoyuyla paylaştı. 2007 yılında gerillaya esir düşen askerler için ‘keşke ölselerdi de ele geçmeselerdi’ diyen M. Ali Şahin’in emrini tatbik eden TC ordusunun gerillanın eline geçmesin diye cenazelerini nasıl savaş uçaklarıyla bombaladığını gösterdi. Hatta  savaşan gerillalar kokan asker cenazeleri nedeniyle açık alanda olunmasına karşın nefes almakta zorluk çektiklerini belirttiler. Yetmedi ellerindeki asker cenazelerinin görüntülerini çekerek künyeleriyle birlikte ilan ettiler.

Kısacası savaşta ölen askerlerin aileleri çocuklarının akıbetini o yalancı, faşist, istismarcı, kalleş işgalci ordunun komutasından değil, Kurdistan özgürlük gerillasından öğrenebilirler. Evet, aileler bilmeliler ki ne yazık ki kendilerine ulaşamamış ve akıbetini merak ettikleri tüm çocukları bu savaşta öldü.

Çocuklarınızın intihar ettiğine, kayadan düştüğüne, kaza geçirdiğine, çocuklarınıza yıldırım çarptığına, yılan soktuğuna ve bu nedenle öldüklerine ilişkin söylenenlerin tümü yalandır. Hepsi de savaşta öldüler. Kaldı ki intihar bile etmişlerse bu TC ordusunun bünyesinde gerçekleşmiştir ve intihara götüren manevi boşluğun savaştan kaynaklandığı açıktır. Çocuğunuz kayadan düşmüşse, kaza geçirmişse, çocuğunuza yıldırım çarpmışsa, yılan sokmuşsa bile bu ‘şanlı’ orduda askeri disiplinin, askerde ve komutada bir yeterliliğin olmadığını gösterdiği gibi bunların tümü de savaş esnasında olmaktadır.

Kısacası her koşulda çocuklarınızı Kürtlerin kökünü kazımak için en insanlık dışı seferlere gönderenler suçludur. Çocuklarınız intihar etmedi. Çocuklarınızın ölümünden kayalar, yılanlar, yıldırımlar değil, onları bu soykırım savaşına sürenler sorumludur.

Görülen o ki sayıları binleri bulan bu asker aileleri özel savaş rejiminin verdiği gözlükleri bırakmış durumdalar. Ama ne yazık ki adına muhalefet denen partiler hala aynı gözlükle dünyaya bakıyor…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.