Savur bizim, geri alacağız
Kadın Haberleri —
- Savur'un 26 yaşındaki DEM Parti Savur Belediye Eşbaşkan adayı Hatice Öncü, 31 Mart seçimlerinde Savur'u geri almakta kararlı olduklarını söyledi. Gençlere çağrıda bulunan Öncü, "Savur’da ilk kez genç bir aday oldu. Belediyemizle sizin aranızda bir duvar yok, gelin hep birlikte belediyemizi yönetelim" dedi.
Yerel seçimlere sayılı günler kalırken, belediye eşbaşkan adayları da çalışmalarına aralıksız devam ediyor. DEM Parti'nin Mardin Savur Belediye Eşbaşkan adayları Hatice Öncü ve Selahattin Önder de bu kapsamda ev ev çalışmalarını sürdürüyor. En genç adaylardan biri olan Hatice Öncü 26 yaşında. Daha önce Savur Belediyesi'nde yazı işlerinde çalışırken, 2019 yılında kayyum atanmasının ardından istifa ediyor.
Göçertildiler
Savur’un Pınardere köyünde doğan Öncü, 6 kardeşten beşincisi. Gazetemize konuşan Öncü, doğduğu köyden göç etmek zorunda kaldığını ve ardından yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Kurdistan’dan her ailenin yaşadığı acılardan yola çıkarak şöyle söyleyeyim yıllar geçtikçe sürekli eksilen bir noktaya geldik. Kaybedişler, gözaltı, tutuklama, sürgün derken şu anda annem, babam, ben kaldık. 90’lı yıllarda devletin politikasıyla göç ettirilen bir aileden geliyoruz. İstanbul’a göç ettik çocukluğum ve gençliğim İstanbul’da geçti. 2010 yılında Pınardere’ye geri döndük. Aynı zamanda şunu da belirtmek isterim metropollerde yaşamamım geçince Kurdistan’dan göç eden ailelerin asimile edilme politikaları aynı zamanda dillerini, kültürlerini, sanatını yaşayamadığını görünce ben de çeşitli sivil toplum örgütlerinde çocukların, özellikle kadınların pedagojik bakımı, asimile olmadan kendi dillerini, kültürlerini metropollerde nasıl ayakta tutabileceklerine dair çalışmalar ve projeler yürüttüm."
Bir ben kaldım
Birçok Kürt ailenin yaşadığına benzer bir hikayelerinin olduğunu belirten Öncü, "En büyük abim üniversite yıllarında özgürlük mücadelesine katıldı. Daha sonra şehit düştü. Onun bir küçüğü olan abim de 30 yılı aşkın bir süre ceza verilmesiyle yönünü özgürlük mücadelesine döndü. Sonra bir daha haber alamadık. Benim bir küçüğüm gençlik çalışmalarında yer alıyordu. Özel savaş politikalarına karşı direndiği için 20 yıl ceza verdiler. Bu da sistemin gençlere uyguladığı özel savaş politikasıdır. Ondan dolayı Avrupa’ya sürgüne gitmek zorunda kaldı. Bir ablam da Avrupa’da sürgünde. O nedenle şu anda ailemin yanında olan tek çocuğu benim" diyor.
Dönüm noktam Şehit Bêrîtan
Yurtsever bir aileden geldiğini vurgulayan Öncü, sözlerine şöyle devam ediyor: "Doğduğum aile tamamen özgürlük mücadelesinin gidip geldiği, hiç boş durmadığı ve onların anıları, hikayeleriyle büyüdüğüm bir aile. Ama aynı zamanda şunu görüyorum, Kürt halkının gördüğü zulümler, bu kaybedişler bizi nasıl ayakta tutuyor. Ama ben her kaybedişten sonra aslında kaybediş de demeyelim her zaman aramızdalar ve bizimle yaşıyorlar, yolları bize ışık tutuyor o yüzden de çok kaybediş olarak da adlandırmak istemiyorum. Daha çok umutla bağlanmamı sağladı. Yaşadıklarımız beni hiçbir zaman geri adım atmaya itmedi tam tersi beni daha çok kamçıladı. Hepsinin toplamı bende bütünleşti. Birinin umudu, birinin kararlılığı, birinin örgütlülüğü bende vücut buldu. Ağabeyimle bir anıma anlatmak istiyorum, Baran heval demek istiyorum artık bizden gittikten sonra bütün Kurdistan’ın yoldaşları oluyorlar. Baran heval ben daha 7 yaşındayken Bêrîtan filmini getirmişti. O zaman CD’ler vardı. Bêrîtan filmi de daha yeni çıkmıştı. Bütün aile oturduk bu filmi izledik. Tabi Baran o zaman özgürlük mücadelesine yeni katılmıştı. Ben Şehit Bêrîtan’ın mücadelesiyle daha 7 yaşında tanıştım. Okula gittiğim de bile o filmin etkisi vardı. Evet abilerim de özgürlük mücadelesine katılmıştı ama hiçbir şey şehit Bêrîtan’ın verdiği kararlılığı veremedi. O film bende dönüm noktası oldu diyebilirim. Aslında dönük baktığımda çok şanslı bir ailede büyümüşüm diyorum. 7 yaşında Kürt kadının özgürlük mücadelesiyle tanışmışım şimdi 26 yaşındayım. Bunların üzerine hep bir şeyler eklemeye çalıştım."