Şemdinli'de kimyasal korkusu

Haberleri —

Türk ordusu, karadan giremediği Yukarı Yiğitler (Nîrkola Seri), Orta Yiğitler (Nîrkola Navin), Aşağı Yiğitler (Nîrkola Binî), Çem (Navrezan) Mûşê, Beyteran Bağlar (Nehrî), Meşelik (Bimbatê), Turî ve Tuvê gibi yerleşim alanlarını sık sık savaş uçakları, helikopterler, obüs ve havan topları ile bombardıman altına alıyor. Burada yaşayan köylüler canlarını zor kurtararak bölgelerini terk etti. Nehrî, Bimbatê, Turî ve Tuvê köylerinde çocuklar Şemdinli ve Derecik'teki yakınlarının yanına gönderilirken, yaşlılar ise köylerini terk etmedi.

Renkli gaz atılıyor
Karadan girilemeyen alanın boşaltılarak kimyasal kullanılmak istendiğine dikkat çeken köylüler, önceki gün akşam saatlerinden Yiğitler (Nîrkola) Vadisi'ne beyaz, gri ve siyah renkler alan gazların atıldığı bilgisini verdi. Köylüler, gazların kimyasal içerik taşımasından endişeli.

'Kimyasal atacaklar'
Tuva Köyü'nden 80 yaşındaki Bahar Sakin, çatışmaların psikolojilerini bozduğunu çocuklarının katliamdan geçirilmesinden korktuklarını söyleyerek, "Devlet bu köyleri boşaltarak, tank topla giremediği bu bölgeye kimyasal atmayı hedeflemektedir. Allah rızası için kimse bizi duymayacak mı, buralar Halepçe gibi mi olacak" diye isyan etti.

'Canımızı zor kurtardık'
Yiğitler Köyü’nden İbrahim Kaplan ise, “Canımızı zor kurtardık” diyerek, şöyle devam ediyor: “Operasyonun dördüncü günü benim evime bir top mermisi isabet etti. Şans eseri o sırada evde kimse yoktu. Ama evim paramparça oldu. Jandarma yetkilileri bölgede can güvenliğimizin olmadığını söyleyince biz de apar topar köyümüzü boşalttık. Aileden yedi kişi yaya olarak Zorgeçit Köyü’ne gitti. Geri kalan dokuz kişiyle bir arabaya binip Şemdinli’ye geldik. Hayvanlarımız, eşyalarımız her şeyimizi orada bıraktık. Şimdi 16 kişi bu evde misafiriz. Toplam 22 kişi burada iki odalı evde kalıyoruz.’’

30 kişi bir evde yaşıyor
Yiğitler Köyü sakinleri olarak ilk defa bu kadar uzun süren bir çatışmaya tanıklık ettiğini söyleyen Tahir Yaşar da bir daha köye dönmek istemiyor: “Silah seslerinden dolayı geceleri uyuyamıyorduk. Can güvenliğimiz kalmadığı için köyden göç etmek zorunda kaldık. Benim 100 tane keçim vardı. Onları ahıra kilitlemeye bile zamanım kalmadı. 30 kişi üç odada yatıyoruz.”

Bombardıman korkutuyor
Gün boyu süren çatışmalardan en fazla etkilenen Tuva Köyü sakinleri, yaşananlar karşısında isyan etti. Köy 10 hanelik ve yaklaşık 100 nüfusa sahip. Köylülerden bir kısmı göç etmiş ama kalanlar da az değil. Bombalama sırasında basınçtan etkilen 9 yaşındaki Mervan Sakin kayadan düşerek yaralandı. Şemdinli Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Sakin'in beyin travması geçirdiği, burnunun kırıldığı, yüzünün zarar gördüğü öğrenildi.

'Hayatımız risk altında'
Mevan'ın annesi Naime Sakin ise çatışmalardan dolayı tedirgin olduklarını belirterek, ''Gece gündüz korku içindeyiz. Ne yapacağımızı bilmiyoruz'' dedi. Can güvenliğinin olmadığını söyleyen Sakin, ''Bu savaş başladığı günden beri uçaklar ve atılan bombalar nedeniyle hayatımız risk altında. Gece gündüz saklanıyoruz. Geçmişte de benzeri durumlarda, özel timler gelirdi evlerimizin kapılarını kırardı, bizi tartaklardı. Hatta eşimi ve çocuğumu aldı 6 ay hapse koydular. Halen oğlum Muş Cezaevi'nde. Yine aynısını yaparlar diye kaygı içindeyiz. Yaşanan çatışmalar nedeniyle devlet bölgeye ambargo koymuş. Yiyeceğimiz bitti. Kalan bostanlarla açlığımızı gideriyoruz. Bugün sabah da (dün) karşıki ormanda çatışma çıktı, yangının evimize ulaşmasından korkuyoruz. Başbakan ve Cumhurbaşkanı bunları görmüyor. Çünkü çocukları Amerika'da el bebek gül bebek büyüyor. Onlar giden her candan adeta zevk alıyorlar" dedi.

Köylüler Erdoğan'a tepkili
Şeker hastası olan  50 yaşındaki Naime Sakin, ilaçlarının bittiğini söyleyerek, "Korkudan çıkamıyoruz ki ilaçlarımı alabileyim" dedi. Sakin bombardımana tepki göstererek, "Ben Erdoğan'ın telefonunu bilmiyorum, yoksa telefon açıp 'sen nasıl bir Müslümansın, bu mübarek ayda bomba yağdırıyorsun' derdim" şeklinde konuştu.

 DİHA/HAKKARİ




Canan'dan ziyaret


Hakkari’nin Şemdinli İlçesi'nde çatışmalar devam ederken, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) heyeti, bölgeden göç eden aileleri ziyaret edip sorunlarını dinledi.
Aralarında, BDP Hakkari Milletvekili Esat Canan ile belediye başkanları ve parti yöneticileri bulunun heyete yaşadıkları olayları anlatan aileler, artık barış istediklerini anlattı. Göç eden Kadriye Çiftçi, "Biz artık çözüm istiyoruz, anneler ağlamasın. Çocuklarımız hepsi korkudan hasta oldu, çaresiz kaldık bu Ramazan ayında. Evimizden edildik, çaresiziz. Bir çözüm bulun bize, evimiz yurdumuz sahipsiz kaldı. Korkudan evlerimizden gece gündüz çıkamadık. Çaresizce bu yollara düştük. Yetkililerden rica ediyorum bize bir çare bulun derdimize bir derman bulun. Yeter artık bu savaş dursun" dedi.

Atalay'ın açıklamaları talihsiz
BDP Milletvekili Canan ise, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve Hakkari Valisi'nin "göç eden kimse yok" açıklamalarını talihsiz bulduğunu belirterek, "Yukarı ve Aşağı Yiğitler mezrasından göç eden ailelerle görüştük köyleri boşalttıklarını ifade ettiler. Öyle görünüyor ki resmi açıklamaların gerçekle hiçbir ilgisi yoktur... Şu anda köylerini bırakan köylüler köyde hayvanlarını, bağlarını, bahçelerini büyük bir korku içinde bırakıp kaçtıklarını ifade ettiler. Ne Hakkari Valisi'nin ne de Beşir Atalay'ın bundan haberi var. O bölgeye halen giriş çıkışlar yasak, ilçeye bağlı bir mahalleye girişler bile yasaklanıyor" dedi.

Operasyon değil, savaş hali
Operasyon adı altında değerlendirilen durumun aslında ciddi boyutlara varan savaş hali olduğunu söyleyen Canan, "Bunun bir an evvel sona erdirilmesi ve Derecik yolunun açılması gerekmektedir. Gerçekten Şemdinli'nin ciddi bir sıkıntı içinde olduğunu belirtmek istiyorum. Bu kaygıların bir an önce sona erdirilmesini istiyoruz" diye konuştu.



MAZLUM-DER'den Şemdinli raporu


Şiddetli çatışmaların yaşandığı Şemdinli'ye gidip resmi yetkililer halkla görüşen MAZLUM-DER ön inceleme raporunu hazırladı. Raporda heyete bilgi veren Şemdinli Kaymakamı Mesut Gençtürk'ün ellerinde herhangi bir gerilla cenazesinin olmadığı belirtilirken, Savcı Oktay Akkaya'nın da kendilerine cenaze intikal etmediğini söylediği öğrenildi. Hazırlanan raporda, Şemdinli Belediye Başkanı Sedat Töre ile yapılan görüşmede çatışma alanında 4 gerilla cenazesinin olduğu, bölgede 5 mezranın boşaltıldığı, göç eden köylülere ilişkin kriz masası oluşturulduğu ve köylülere gıda paketleri hazırlandığının ifade edildiği belirtildi.

Köylüler çok zor durumda
Çatışma bölgesindeki köylülerin de ifadelerine yer verilen raporda, Yiğitler mezrası ve Çem mezrasının köylüler tarafından güvenlik nedeniyle tamamen boşaltıldığı, göç eden köylülerin yanlarına hiçbir eşyalarını alamadığı, köylülerin büyük çoğunluğunun değerli eşya ve hayvanlarını köylerinde bıraktığı, çok az sayıda ailenin az sayıda hayvanlarını beraberinde getirebildiği belirtildi. Raporda, göç eden köylülere şu ana kadar herhangi bir yardım da bulunulmadığı vurgulanarak, hem göç eden çocukların, hem de ilçe merkezindeki çocuklarının psikolojilerinin bozulmaya başladığı ve psikolojik desteğe ihtiyaç duyduğu ifade edildi. Ayrıca, çatışmalar halen devam ettiğinden bölgede arama ve tarama faaliyetleri yapılamadığı, bu nedenle can ve mal kaybına ilişkin hasar tespiti yapılamadığı, bölgede orman yangınlarının görüldüğü ve ekolojik dengenin ve yaban hayatının zarar gördüğüne de dikkat çekildi. Heyet, "Bölgede uzun yıllardır devam eden çatışmalar düşünüldüğünde bu kadar uzun süreli bir çatışmaya rastlanmadığı gözlemlenmiştir" dediği raporda, ilçeye giriş çıkışın yasaklandığına, Goman ile Efkar dağından yükselen dumanların ilçe merkezinden rahatlıkla görüldüğüne de dikkat çekiyor.


Bölge halkı barış istiyor
Raporun sonuç kısmında yapılan görüşmelerde halkın çatışmaların sona ermesini istediği, Kürt sorununun barışçıl yollarla çözülmesine ihtiyacın her geçen gün arttığı belirtilerek şunlara yer verildi: "Bölgede yapılan görüşmeler ve edinilen izlenimler değerlendirildiğinde bölge halkının çatışmalardan rahatsız olduğu, çatışmaların artık sona ermesini istediği ve bütün yüzlerde bıkkınlık hissinin göze çarptığı, Kürt sorununun barışçıl yollarla çözülmesine ihtiyacın her geçen gün arttığı görülmektedir.'' Kürt sorununun bir an önce çözülmesi gerektiğine işaret edilen raporun sonunda şu ifadeler yer alıyor: ''Yıllardır ülkenin en önemli sorunu olarak karşımızda duran 'Kürt Sorunu' daha fazla ertelenmeden barışçıl yollarla bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır. Diğer taraftan on günü aşkın süredir süren çatışmalara ilişkin kamuoyunun bilgilendirilmemesi, kamuoyunun bilgi edinme hakkının ihlali olduğu gibi kamu vicdanında tedirginliğe ve korkuya neden olan yanlış bir uygulamadır. Kamu otoritesi Şemdinli'de yaşanan olaylara ilişkin, yaşanan mal ve can kayıplarını da içeren detaylı ve şeffaf bir bilgilendirme ile kafalardaki soru işaretlerini gidermelidir."

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.