Şengal’de yenilenen eski konsept

Forum Haberleri —

Merwan Zerdeşt

Merwan Zerdeşt

  • Sudani hükümeti 9 Ekim Anlaşması’nın uygulanması için ABD ve Almanya ile anlaştı mı sorusunu sormak gerekecek. Gelişmeler bu konudaki bir anlaşmaya işaret etmektedir.

ÇEKO AGIR

Irak’ta diplomasi trafiği son iki ayda artmış durumda. ABD, aylar önce Kurdistan Bölgesel Hükümeti taraflarıyla bazı görüşmeler yaptıktan sonra son haftalarda da merkezi hükümet ile görüşmelerini yoğunlaştırmış görünüyor. Fakat bundan farklı olarak BM Temsilcisi ve Almanya başta olmak üzere bazı Avrupa devletlerinin Irak’taki diplomatik hareketliliği dikkat çekiyor. Özellikle Almanya’nın çeşitli düzeylerde, Şengal başta olmak üzere Irak’ın farklı yerlerindeki artan hareketliliği Irak ve Şengal’de bundan sonraki olası gelişmeler hakkında bazı ipuçları vermektedir.

Herkesin bildiği gibi Sudani hükümeti İran’a yakınlığı ile biliniyor. Hükümetin İran ile yakınlığı nedeniyle kurulma süreci oldukça sert iç çatışmalar ardından gerçekleşmişti. Yeni hükümet zaten İran ile olan yakınlığını hiçbir zaman inkâr etmedi. İnkâr etmek bir yana yeni hükümet ile beraber istihbarat başta olmak üzere devletin stratejik kurumlarına İran’a yakın elemanlar yerleştirildi. Dolayısıyla İran etkinliği devlet içerisinde artmış durumdadır.

Fakat buna karşı ABD, Sudani hükümeti ve hükümetin diğer bileşen partilerini etkileme, yapabilirse denetim altına alabilme çabalarını da son aylarda artırmış durumdadır. ABD bu vesileyle İran’ın Irak’taki etkinliğini azaltmaya çalışırken yapabilirse Irak sahasını İran’a karşı etkili bir cephe olarak kullanmaya çalışmaktadır.

Son dönemlerde BM Temsilcisi Guterres’in ve Almanya’nın Irak’taki diplomasi hamlesini ABD’nin etkinliğini arttırma çabalarından bağımsız ele almak mümkün değildir. Avrupa devletlerinin ABD ile tümüyle aynı amaçlarda birleştiklerini söylemek zor olsa da özellikle Irak’ta ve tüm Ortadoğu’da İran etkinliğini engelleme konusunda yakın noktada olduklarını belirtmek mümkündür.

Irak’ ta İran mı ya da ABD mi etkili olur, kim galebe çalar elbette ki süreç içerisinde belli olacak. Şimdiden net bir şey söylemek zor olur. Fakat bu iki gücün galebe çalma mücadelesinin Şengal alanına yansımaları nasıl ve ne şekilde olur, dikkat edilmesi gereken konu budur.

Hem Birleşmiş Milletler Temsilcisi’nin açıklamaları hem Almanya’nın Şengal ve Laleş’teki bir dizi görüşmeleri ve hem de Şengal’de Êzidilere dönük gelişen saldırı ve bu saldırılara karşı Irak hükümetinin içerisine girdiği tutum veya tutumsuzluk, Şengal’e dönük eski ama yenilenmeye çalışılan konsepte dair önemli bazı veriler sunmaktadır. Son iki ayda gelişen olayları ve açıklamaları kısaca hatırlayalım.

27 Şubat günü YBŞ komutanlarından Pir Çeko ve Agır Cefri Türk SİHA’ları tarafından vurulmuş, her iki Êzidi komutan da şehit edilmişti. İki gün sonra Êzidxan Asayişi yönetimi olan Şerzat Şemo’nun aracı patlatılmıştı. Bu saldırılardan bir iki gün önce Guterres, KDP yetkilileri ile yaptığı bir görüşme ardından 9 Ekim Anlaşması’nın uygulanması gerektiğini deklare etmişti. Saldırılar bu görüşme ve açıklamadan hemen sonra gerçekleşti. Tesadüf müdür, bilinmez.

Saldırılar sonrası Almanya’dan üst düzey bazı yetkililerin Şengal’e gidip Demokratik Özerk Yönetim dışındaki bazı kişilerle bir dizi görüşme yaptığı bilgisi yerel haber ajanslarına yansıdı. Alman yetkililer madem Şengal gibi yaralı bir coğrafyaya gidiyor neden Şengal’in en meşru yönetimi olan Demokratik Özerk Yönetimi veya Şengal’deki resmi devlet yetkililerle görüşme yapmıyor, bu dikkat çekici. Peki kimlerle görüşme yapılmış, sanırız ilerde ortaya çıkar. Şengal’deki bu tuhaf görüşmeler ardından Alman ordusundan bir heyetin geçen hafta Laleş’ te askeri güçlerle bazı görüşmeler yaptığına ilişkin bilgiler var. Bilindiği gibi, Laleş’te bulunan askeri güçler KDP’ye bağlı peşmerge güçleridir.

Tüm bu gelişmeler 9 Ekim Anlaşması’nı tekrar gündeme getirmiştir. Fakat görünen o ki, Şengal meselesinde Almanya inisiyatif almış durumdadır. Şayet Almanya’ya bu inisiyatif verilmişse Sudani hükümetinin bu durumdan pek fazla rahatsız olmadığı görülüyor. Zira Almanya’nın hem bu hareketliğine hem de tarafların 9 Ekim Anlaşması’nın uygulanmasına dönük açıklamalarına karşı sessizliğini korumaktadır. Kaldı ki Sudani hükümeti, önceki Kazımi hükümeti döneminde imzalanmış anlaşmaların bir çoğunu geçersiz saymış; fakat 9 Ekim Anlaşması’nı geçersiz saydığına dair herhangi bir söylemi yoktur. O halde Sudani hükümeti 9 Ekim Anlaşması’nın uygulanması için ABD ve Almanya ile anlaştı mı sorusunu sormak gerekecek. Gelişmeler bu konudaki bir anlaşmaya işaret etmektedir.

Yeni hükümetle beraber Irak’ta suların durulabileceği beklentisi içerisine girenler büyük ihtimalle yanılacaklardır. Gelişmeler bunu gösteriyor. Çünkü Irak’ta ki karışık durum yama yöntemleriyle çözülemez. Aradan geçen 20 yılda bunun görülmüş olması gerekirdi.

Sorunlar ancak demokratik ulus zihniyet politikalarıyla çözülebilir. Fakat hem ABD ve yandaşlarının hem de İran ve ona yakın hükümetin Irak’ı bir deneme tahtasına çevirme oyunları, kısa süre içerisinde yoğunluğu daha yüksek bir çatışmalı ortama sürüklemektedir.

Şengal’deki demokratik özerk sistem sadece Şengal için değil, tüm Irak için sorunların demokratik yöntemlerle çözülmesi için büyük bir fırsattır. Bu fırsat halen kaçmış değildir. Özellikle Irak hükümetinin, emperyalist oyunlara, KDP ve TC tehditlerine gelmeyeceği umudu ve beklentisi halen vardır. Aksi durumda Şengal’de 9 Ekim Anlaşması uygulanmaya çalışılırsa Êzidiler buna direneceklerini belirttiler. Zira Êzidiler bu anlaşmayı yeni ferman olarak tanımladılar. Irak hükümeti Êzidi toplumunda yeni yaralar açmamalıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.