Silêmanî’deki çatışmanın özüne odaklanmak 

Dünya Haberleri —

Silêmanî/Foto:AFP

Silêmanî/Foto:AFP

  • Başûrê Kurdistan’da partiler arası çelişkilerin temelinde siyasi güç ve iktidar savaşı yatıyor. Bir anayasa, ortak bir siyasi akıl ve işleyen bir parlamento yok. Siyasi partilerin demokratik bir sistem oluşturma amacı hiçbir zaman olmadı. Burada sermaye siyasi gücün mutlaklaştırılmasında bir kaldıraç rolünde.

HALİT ERMİŞ

Silêmanî asayiş güçleri ile Lahur Şêx Cengi güçleri arasında, şehir merkezinde Cuma sabaha doğru çatışmalar yaşandı. 4 saat süren çatışmalar sonucunda Lahur ile kardeşleri Aso ve Polad gözaltına alındı. Ancak taraflar arasındaki çelişkiler, daha uzun süre Kürtlerin gündeminde yer almaya devam edecektir.

Bir dönem YNK’nin eşbaşkanlığını Bafil Talabani ile Lahur yapıyordu. Ancak ikili arasındaki gerilim sonraki süreçlerde daha da tırmandı. Zaten bu çelişki ve güç paylaşımı sorunundan dolayı iki erkek partinin eşbaşkanlığını geçmişti.  Gerilim derinleşince Lahur, YNK’den ayrılarak Bereyi Gel (Halk Cephesi) adıyla yeni bir siyasi parti kurdu. 2024 yerel seçimlerinde büyük bir başarı sağlamasa da 2 milletvekilini parlamentoya yerleştirmeyi başardı. Ancak Lahur ile Talabaniler arasındaki gerilim bitmedi. İki taraf da sürekli birbirini suçladı. Lahur’un YNK’den ayrıldıktan sonra partisini Hewlêr’de kurması ise önemli bir detay olarak gözden kaçmadı.

Temel çelişkiler

Silêmanî asayiş güçleri operasyona başlamadan bir gün önce mahkemeden çıkardığı kararla Lahur’un teslim olmasını istedi. Gerekçe ise Lahur’un darbe hazırlığında olma iddiasıydı. Ancak Lahur kendisine bir mahkeme kararının ulaşmadığını açıkladı.

Elbette işin iç yüzünü tam olarak bilemeyiz. Fakat bir süredir Lahur’un partisine bağlı bir peşmerge gücü oluşturmaya çalıştığı, YNK’nin de bundan büyük bir rahatsızlık duyduğu kulislerde konuşuluyordu. Her iki taraf da basın üzerinden zaman zaman karşılıklı karalama propagandası yürütüyorlardı. Ancak işin bu raddeye varacağını yakın döneme kadar kimse tahmin etmiyordu. Son günlerde kulislerde sıkça konuşulmaya başka bir iddia ise Lahur Şex Cengi’nin darbe yapacağıydı. Hatta Başûr siyasetinde tanınan bazı isimler de Lahur’la birlikte anılıyordu. Hamleyi karşı taraf yapınca Lahur ve kardeşleri öne çıktı, diğer isimler en azından şimdilik konuşulmaz oldu.

Çelişkiden çatışmaya

Bugün itibariyle artık kulis bilgileri, gerilim vs. değil de taraflar arasında yaşanan çatışmadan söz ediyoruz. Silêmanî, Perşembe gecesinden Cuma sabaha kadar adeta savaş alanına döndü. Akşam saatlerinde şehrin giriş çıkışlarında arttırılan güvenlik tedbirleri şehir içine taşındı. Saatler sabah 03:30’u gösterdiğinde gergin bekleyiş yerini çatışmalara bıraktı. Silêmanî semaları silah sesleriyle yankılanırken, barut kokusunun sinmediği sokak arası, ev kalmadı. Lahur’un Serçinar Mahallesi’ndeki evi ve aynı alanda bulunan Lahur’a ait Lalezar Oteli de asayiş güçleri tarafından kuşatmaya alındı. Çatışmalar Lahur’un bulunduğu alan üzerinde yoğunlaşınca, karşı hamle olarak Lahur’a bağlı güçler Talabanilerin evinin bulunduğu Dabeşen mevkiine dronlu saldırı gerçekleştirdi. 4 saat boyunca devam eden saldırılarda şimdiye kadar yapılan resmî açıklamalarda 4 asayiş üyesi yaşamını yitirdi. Lahur’a ait güçlerden ölü veya yaralı sayısına dair ise açıklama yapılmadı.

Demokratik sistem kurma amacı yok

Paylaşılmayan ne? Başûrê Kurdistan’da partiler arası çelişkilerin temelinde siyasi güç ve iktidar savaşı yatıyor. Sermaye siyasi gücün mutlaklaştırılmasında bir kaldıraç rolünde. Yanına bir de silahlı güç monte edildi mi yaşamın her alanına yayılmış bir iktidar durumu kaçınılmaz oluyor. Öyle ki, siyasi partiler arasındaki gerilimin temelinde daha demokratik bir sistem oluşturma amacı hiç olmadı. Kaldı ki, federal bir statüsü, parlamentosu olmasına rağmen güç, partiler arasında paylaşılmış, dolayısıyla bölge yönetiminde hâkim olan parlamento değil, gücü elinde bulunduran siyasi partiler oluyor.

Sorunun ana kaynağı bir anayasanın, ortak bir siyasi aklın, işleyen bir parlamentonun olmaması, ortak ülke ve halk çıkarlarına odaklanan bir siyaset ve zihniyetin olmamasıdır. Bu durum federal bölgenin kendi içinde de farklı yönetim merkezlerine bölünmesine neden oldu. Öyle ki birkaç yıl önce YNK Bağdat’a yaptığı başvuruda Silêmanî’nin özerk olmasını istedi. Bu parçalılığın sonucunda KDP-YNK fiili olarak iki hükümet şeklinde denetimlerinde tuttukları alanları yönetiyor. Kendilerine ait peşmerge güçleri, istihbarat servisleri, özel güçler, asayiş güçleri bulunuyor. Hal böyle olunca ortak hedeflere yönelmiş, kendi içinde yasa ve kanunlarla işleyen, hesap sorma ve denetleme merkezinin olmadığı, aksine partisel hakimiyet ve çıkarlara endeksli bir yapı ortaya çıkıyor. Sorunların giderek büyümesinde de bu parti hakimiyeti, ekonomik çıkar ve bunların zorunlu kıldığı askeri güç iktidarı kaçınılmaz oluyor. Dolayısıyla adil mahkeme ve yargının olmadığı bölgede giderek kendi içinde gücün iktidarını elinde bulundurma temelli gerilimler böylesi silahlı çatışmalara varıyor. Gücü zorla ele geçirmenin demokratik yöntemlerle olmayacağı hakikati, aksini zorunlu kılıyor. Bu durum da her türlü hizipleşme, cepheleşme, rant ve yolsuzluğun önünü açıyor. Siyasal yönetim erklerinin ahbap çavuşlar arasında bölüşüldüğü bir yerde sistemin demokratik olmayacağı, halk ve toplum çıkarını öncellemeyeceği kesindir.

Görünmeyen güçler

Yaşanan sorunlara bir de bağlantılı destek güçler açısından bakmak gerekir.  Silêmanî’de yaşanan sorun tüm Kürtler açısından üzücü bir durum oldu. Ancak buna sevinen kesimlerin de olduğu kuşkusuz. Peki kim bu güçler? İşte asıl sorulardan bir tanesi tam da bu.

Kürtlerin parçalı ve kendi içinde çatışmalı olmasından güç devşiren taraflar kuşku yok ki mevcut durumdan memnunlar ve bu tür çatışma durumlarını daha fazla tahrik ediyorlar. Başûr’da böylesi çelişkileri derinleştirip, çatışmaya evrilmesinden kendilerince güç devşiriyorlar. O halde çatışmaya varan siyasi çelişkilerin dış bağlantılarının olmaması gibi bir durum son derece zor görünmektedir. Aslında yukarıda sözünü ettiğimiz işlemeyen parlamentonun, yapılmayan anayasanın, derinleşen partizanlığın arkasında da bu güçlerin etkisini kesinlikle hesaba katmak gerekir. Başûr siyaseti bu iç parçalılığı aşmadığı sürece tahrik edilen bu tür çatışmalara hep gebe olacaktır.

Önce zihniyet sonra sistem değişmeli

Sonuç olarak Başûrê Kurdistan’da dün gece baş gösteren çatışmanın detaylarında boğulmaktan, ‘şu şöyle yaptı, bu böyle dedi’ gibi sorunun özünü gözden kaçıran bir duruma düşmektense işin zihniyet boyutuna, çarpık sistem ve yönetim yapısına odaklanmak, sorunun kaynağını buradan tespit etmeye çalışmak en doğrusu. Bu yapılmadığı, bölgede her partinin kendisine bağlı askeri gücü, kendisine bağlı yönetim erki olduğu sürece alternatif ve demokratik hiçbir gücün gelişme olanağı yoktur. Kaldı ki, sivil toplum örgütlerinin dahi partilere bağlı oluşumlar halinde vücut bulduğu bir sistem içerisinde halk adına bir hareketin gelişme olanağı mümkün değildir. Asıl mesele pastadan ki elde kalacağı garantisi dahi olmayan pastadan, pay kapma zihniyeti hâkim oldukça iç gerilimlerin daha büyük çatışmalara dönmesi kaçınılmazdır. Aksi eşyanın tabiatına terstir. Belki güç sahipleri yer değiştirebilir, bugün kendisine muhalefet diyen (ki bu kesinlikle halk adına bir muhalefet olma değildir) yarın iktidar olabilir, ancak yapısal sorunlar çözülmek bir yanda katlanarak, çetrefil hal alarak devam eder.

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.