Siyaset ve üretim iç içe

Kadın Haberleri —

Sevda Yıldız

Sevda Yıldız

  • Sevda Yıldız, pandemi sürecinde köyüne dönerek iki arı kovanı ve 10 koyunla başladığı hayvancılığı ekonomik gelire dönüştürdü. Ayrıca, DEM Parti Qaxizman ilçe eşbaşkanlığı da yapan Yıldız, siyaset ve üretimi birlikte yapıyor. 

Kimi dönemler insanların hayatında dönemeçler oluşturur. 2020 yılında tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını da Sevda Yıldız’ın hayatında yeni bir dönemeç oluşturmuş. İstanbul’da ailesiyle yaşayan Sevda Yıldız, salgınla birlikte yüzünü Qers’in (Kars) Qaxizman (Kağızman) ilçesine bağlı Qewekom (Kuruyayla) köyüne dönmüş. Köye ilk gelişinde iki kovan arı alan Sevda Yıldız, sonrasında bir akrabasını tavsiyesiyle de 10 koyun satın alıyor ve 5 yıldır tek başına büyük bir mücadele ve emekle hayvancılık yapıyor. 10 koyun satın alarak hayvancılığa başlayan Sevda Yıldız’ın şu an yaklaşık 70-75 koyunu var. Beslediği koyunlardan et, süt, yağ, bahçesinden de meyve, sebze ihtiyaçlarını karşılıyor.

Sevda Yıldız, bu emek ve yaşam mücadelesinin yanında aynı zamanda siyasetin içinde de yer alarak Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Qaxizman ilçe eşbaşkanlığı da yapıyor.

Sevda Yıldız’ın evine giderek yaşamından bir kesite tanıklık ettim. Evine gittiğim zaman bahçesindeki kocaman ceviz ağacı ve etrafındaki çeşit çeşit meyve ağaçları en dikkat çeken şeylerdi. Bahçe, yağan karla insana huzur veriyordu. İçeri girdiğimde salonda bahçeyi gören kocaman bir pencere hemen yanında yanan soba, pencerenin kenarına konulan koltuk, sehpa ve sehpanın üzerinde duran Jineolojî Dergisi gözüme çarpıyor. Ardından yaşam serüvenini ondan dinlemeye başlıyorum.

İki kovan ve 10 koyunla başladı

2019 yılında pandemiden sonra köye gelen Sevda Yıldız, uzun süre içeride kalmanın verdiği sıkıcılıktan dolayı tekrar İstanbul’a dönmek istemiyor. Köyde kalınca da uğraşacak bir şeyler arıyor ve ilk olarak iki arı kovanı alıyor. Böylece hayvancılık yapma serüveni başlıyor. İki arı kovanının kendisini tatmin etmediğini ve başka bir şeyler yapmak istediğini ifade eden Sevda Yıldız, “Bir akrabam koyun almak istiyordu. Ve bana ‘gel beraber alalım ben bakarım’ dedi. Ben 10, o ise 40 koyun aldı. Birkaç sene beraber sürdürdükten sonra akrabam kendi koyunlarını sattı Ancak ben tek başıma devam etmek istedim. Yaklaşık üç senedir hayvancılık yapıyorum. 10 taneyle başladığım hayvanlarım şu an kuzularla birlikte 70-75 civarı. Aldığım arı kovanları ise bazen 10-12 kovana çıkıyor, sonra tekrar düşüyor. Şu an yedi tane arı kovanım var” sözleriyle anlatıyor.

 

 

Her işin altından kalkıyor

Yaz aylarında hayvanları yaylaya gönderen Yıldız, çobanı olan birilerinin sürüsüne kendi koyunlarını da katıyor. Hayvancılığın yanı sıra bahçe, bostanla uğraşıyor, ekim yapıyor. Bahçesinde kayısı, kiraz yetiştiren Yıldız, “Onları kurutuyor, reçelini yapıyor ve buzdolabında saklıyoruz. Aynı zamanda DEM Parti Qaxizman ilçe eşbaşkanlığı da yapıyorum. Tabi bazen aksaklıklar oluyor. Her şeye yetişebilmek zaman zaman zor oluyor çünkü yalnız yaşıyorum” diyor.

Yıldız, hayvancılığa ilk başladığı zamanlarda yakınlarından “duygusal bağ kuracaksın” sözlerini çok duyduğunu söylüyor ve zamanla o canlılarla duygusal bağ da kurduğunu belirtiyor: “Bu işin zevkli yanları da çok ama zor yanları da bir o kadar fazla. Yaptığım işin güzel yanları, bir şeyler üretmek. Aynı zamanda ekonomik anlamda da bir sorun yaşadığımda bir koyunumu satmak beni oldukça rahatlatıyor. Yani hayvanın etinden ve sütünden de faydalanabiliyoruz. Bu sene Kasım, Aralık aylarında hayvanları kendim otlatmak zorunda kaldım. Çünkü çoban yoktu. Yani aslında meşakkatli bir iş.”

 

 

Gelir kapısına dönüştürdü

Köyde yaşamanın ekonomik katkısı da olduğunu belirten Yıldız, “Yazın bahçede yetişen tüm meyvelerden reçel yapıyorum. Bir kısmını da kurutuyorum. Kuruttuğumuz meyvenin ise kışın kompostosunu yapıyorum. Sofra kurduğum zaman kendi yaptığım şeyi sofraya koyunca mutlu oluyorum. Yediğim çoğu şeyi kendim yapıyorum” diyor.

Her gün sabah saat 07.00’de kalkan Yıldız, sobasını yaktıktan sonra çayını sobanın üzerine bırakıyor ev üstüne iş kıyafetlerini giyip evden çıkıyor.  Hayvanların suyunu, yemini veriyor. Bu işleri yapmak yaklaşık kırk dakika sürüyor işini bitirdikten sonra ise eve gidip kahvaltı yapıyor.

Yıldız’ın bir günü

Yıldız, bir gününü şöyle anlatıyor: “Sabah işlerini hallettikten sonra bazen keyif kahvemi yapıp içiyorum. Televizyon izliyorum, kitap okuyorum. Öğlen saatlerinde tavukların yemini veriyorum. Saat 15:00-16.00 gibi tekrar gidip hayvanların yemini, suyunu veriyorum. Kuzuların bulunduğu yeri kurutmak için gübre serpiyorum. Onların da yemini verdikten sonra o günkü işlerim bitiyor. Sonra eve gelip yemek yapıyorum. Yemeğimi yiyorum. İlçeye her zaman gidemediğim için arkadaşlarımdan o gün ilçede olanları konuşuyoruz, tartışıyoruz. Köy şartlarından kaynaklı her gün ilçeye gidemiyorum.”

Her zaman kadınların üretmelerinden yana olduğuna dikkat çeken Yıldız, bunu bütün arkadaşlarına da söylediğini belirtiyor: “Bir şeyler yapmak, üretmek insanı mutlu ediyor. Kazancımla elimden geldiğince tutuklu ailelerine de yardımcı olmaya çalışıyorum. Kimseden istemek, almak zorunda kalmıyorum. Bir kadın isterse hayatı her anlamda güzelleştirebilir.”

NESLİHAN KADAŞ/ JİNNEWS

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.