Suruç’u unutturmayacağız

.

.

  • Suruç Aileleri İnisiyatifi olarak Türkiye, Kürdistan ve Avrupa’nın birçok kentinde etkinlikler gerçekleştireceklerini belirten Hacer Elçin, “Suruç’u unutturmamak için ne yapabiliyorsak her yıl büyüterek yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz” dedi.

MASİS HESKİF / ANKARA 
Urfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015'te DAİŞ’in bombalı saldırısı sonucu 33 kişinin katledildiği Suruç Katliamı’nın 7. yılında Suruç Aileleri İnisiyatifi’nden Hacer Elçin ile konuştuk. Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın her gün büyük bir zevkle 'Kobanê düştü düşecek' sözlerini zikrettiğini hatırlatan Elçin, “Uluslararası enternasyonal devrimciler Kürtlerle dayanışmak için Kobanê’ye giderek, kenti savundu. Kent düşmedi ama büyük zarara uğramıştı, yıkılmıştı. Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu da (SGDF) ‘Beraber savunduk, beraber inşa edeceğiz’ sloganıyla her kesime çağrı yaparak, yıklan bir kenti ziyaret etmek istedi. En azından dayanışma amacıyla bile olsa, birkaç günlüğüne oraya gitmek, kentteki insanlara destek olmak için çağrı yaptı. Bu çağrı karşılık buldu ve 300’den fazla insan Kobanê’ye gitmek için Amara Kültür Merkezi’nde buluştu. Yalnızca halklar arasındaki dayanışmaya bir köprü olmak, Kobanê halkı ile dayanışmada olduklarını belirtmek istediler, ancak katliamla karşı karşıya kaldılar” dedi. 

Hacer Elçin

Katliamların failleri aynı

Suruç Aileleri İnisiyatifi olarak her ay gerçekleştirdikleri eylemlerle adalet talebinde bulunarak, 'Suruç İçin Adalet Herkes İçin Adalet' sloganı ile seslerini haykırıyor. Elçin, sloganı ve platformu şöyle anlatıyor: “Biz ilk günden itibaren ‘Suruç İçin Adalet Herkes İçin Adalet' dedik, bunun sebebi ise birinci olarak; Türkiye ve Kürdistan’da 100 yıllık Cumhuriyet tarihi ve öncesinde halklar, inançlar çoğu kez katliama uğradı. Suruç Katliamı’nın aydınlatılması, tüm katliamların aydınlatılması anlamına geliyor. Bizler katliam ve adaletsizliklerin ancak birleşerek aydınlatılabileceğine inanıyoruz. Özellikle o dönemde gerçekleştirilen Ankara, Antep Düğün Katliamı, Sultanahmet Katliamı’nın mağdur aileleri ve yakınlarıyla birleşerek bu katliamların aydınlatılması için ‘Suruç İçin Adalet Herkes İçin Adalet’ dedik. Gerçekten de Suruç Katliamı aydınlatılırsa Roboskî de diğer katliamlar da aydınlatılabilir. Çünkü biliyoruz ki bunların faillerinin hepsi aynı ve tüm toplumun bunu bilmesi lazım. Bugün Suruç davasına dair ilerleyen tek bir şey varsa o da Suruç gazilerine ve ailelerine dava açılıyor olması. Biz devletten adalet beklemiyoruz ama duruşmalara katılarak suçluları teşhir etmeye, adaletin sağlanması için son nefesimize kadar mücadele edeceğiz. Mücadeleyle katliamların aydınlatılacağını biliyoruz” dedi.  

Rojava bizden ayrı değil

Türk devletinin Rojava’ya dönük saldırı hazırlığına işaret eden Elçin, şunları dile getirdi: “Biz katliama uğramış aileler olarak savaşa karşıyız. Bence şu anda barış yanlısı bir eylem, platform, etkinlik tüm ülkede yapılmalıdır. Rojava’ya saldırı bizlere, Dersim’e, Amed’e, İstanbul’a saldırıdır. Bu saldırıları asla kabul etmiyoruz. Bugün 33 Düş Yolcusu yaşasaydı Rojava’daki saldırılara karşı inanıyorum ki sokaklarda, eylemlerde olup tepkilerini dile getirirdi. Çünkü oradaki savaş hepimizi etkiliyor. Rojava’daki insanlar kardeşlerimiz, çocuklarımız, bizden ayrı değiller.” 

Adalet mücadelesine devam

Elçin, 'Suruç İçin Adalet Herkes İçin Adalet' demeye devam edeceklerinin altını çizerek, şunları ekledi: “Bir yandan Suruç Aileleri İnisiyatifi, bir yandan gençlik örgütleri, bir yandan Suruç İçin Adalet Platformu olarak Türkiye, Kürdistan ve Avrupa’nın birçok kentinde etkinlikler gerçekleştireceğiz. Düzenli olarak yapığımız mezar ziyaretleri, basın açıklamaları, eylemler, adalet zinciri oluşturma, paneller, söyleşiler, sergiler, bellek hafızası, film gösterimleri… Suruç’u unutturmamak için ne yapabiliyorsak her yıl büyüterek yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Bizimle olan, katkı sunan tüm topluma teşekkür ediyoruz ve biliyoruz ki birlikte başaracağız.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.