Tarih bizi yazacak

Dosya Haberleri —

Mazlum Doğan

Mazlum Doğan

PKK'nin öncü kadrolarından Mazlum Doğan'ın ablası Serap Mutlu Doğan, kardeşini gazetemize anlattı.

  • İlk katıldığında, babamın onu yine vazgeçirmeye çalıştığı bir gün, sustu, sustu ve sonunda, 'göreceksiniz, tarih bizi yazacak' dedi.
  • “İki yüz-üç yüz kişiyi işe almam Kürtlerin kurtuluşu değil. Bizim topyekûn kurtulmamız lazım. Ben, yoksul halkıma hizmet edeceğim.”

EYLEM KAHRAMAN

Amed Zindanı'nda PKK'li tutsaklara dayatılan teslimiyet, ihanet, imha ve inkâr politikalarına karşı 21 Mart 1982 günü gerçekleştirdiği eylemle Kürt halkına direniş mesajı veren Mazlum Doğan'ın üç kibrit çöpü ile yaktığı isyan ateşi özgürlük mücadelesinin dönüm noktası oldu.

Bu eyleminden sonra “Çağdaş Kawa” olarak anılan Mazlum Doğan, Newroz'un önemli simgelerinden biri oldu. Hakkında şiirler, stranlar, kitaplar yazıldı. Binlerce aile, tarihi eyleminden etkilenerek çocuğuna onun adını verdi. Duruşu ve direnişi dilden dile dolaştı.

PKK'nin öncü kadrolarından Mazlum Doğan'ın ablası Serap Mutlu kardeşini gazetemize anlattı.

Evde Mako derler

Birçok kimse Karakoçanlı olarak bilse de, Mazlum Doğan 1956 yılında Dersim'in Mazgirt ilçesine bağlı Goman köyünün Seyidan mezrasında doğar. Üçü kız üçü erkek olan kardeşlerin sondan ikincisidir. Mazlum'un evdeki adı Mako, kardeşi Delil'in ise Beran'dır. Yaşadıkları mezra, okulun bulunduğu köye uzak olduğu için çocuklar okul çağına geldiğinde aile Karakoçan'ın Karşıyaka Mahallesi'nde bir ev yaptırır ve oraya taşınır. İlk seneler her yaz köylerine gelseler de, sonrasında genellikle Karakoçan'da kalırlar. Tüm kardeşler ilk ve ortaokulu burada okur. 

Serap Mutlu Doğan

Kavgadan uzak dururdu

Mazlum, küçüklüğünden beri kendisini belli eden bir çocuktur. Ablası Serap, onu şöyle anlatıyor: “İlkokulda dersleri çok iyiydi. Sakin, kendi halinde biriydi. Kavgadan uzak dururdu. Kavga kaçınılmaz olduğunda ise kendisini koruyamazdı. Çocukken dili biraz tutuk olduğu için derdini de anlatamazdı çok zaman. Biri onu sinirlendirdiğinde yapışır, hırsını almaya çalışırdı. Okulda Mazlum'u dövdüklerinde arkadaşları bir alt sınıfta okuyan en küçük kardeşimiz Delil'i çağırırmış. Delil, güçlü ve kavgacıydı. Mazlum'u hep korurdu. İkisi birbirine çok bağlıydı. Babamın adetiydi. Çocukların harçlığını bol verirdi. Mazlum, tüm parasını kitaplara yatırırdı. Delil'e ne kadar para verirsen ver, bir, bilemedin iki günde harcar, bitirirdi. İkisi çok farklıydı. Mazlum, çok fedakâr, çok yardımseverdi. Her şeyini paylaşırdı. İnce düşünen, kibar, mütevazı biriydi. Düşmanını bile incitmezdi. Onu anlatmak çok zor. Çok özel biriydi.”

İlk gözaltı

Mazlum'un siyasete ilgisi ortaokuldayken başlar. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel bir gün Karakoçan'a miting yapmaya gelir. Mazlum, o esnada arkadaşlarını örgütleyerek durumu protesto eder. Demirel'i taşlarlar. Demirel, şapkasını bırakıp kaçar. O gün, Mazlum ile birkaç kişi gözaltına alınır. İki ya da üç gün sonra bırakılırlar. “Siyasete ilgisi lisede de devam etti. Ortaokuldan sonra Dersim Öğretmen Okulu'na gitti. Orada da faaliyetlerini sürdürdü. Bir gece vakti arkadaşlarıyla kentte kalamayacak şekilde sokağa atılıyorlar. Dersim'den yürüyerek Karakoçan'a geliyorlar” diye belirtiyor abla Serap.

Sağ-sol olaylarının çok yoğun yaşandığı Dersim'de okurken işkence görür, ölümle burun buruna gelir ve okuldan uzaklaştırılır. Ailesinin araya girmesiyle tekrar okula alındıktan kısa bir süre sonra, Balıkesir-Savaştepe Öğretmen Okulu'na sürgün edilir. 

Yazı senin olmayabilir, ama…

“Mazlum'dan önce onunla ilgili bir dosya gidiyor” diye anlatıyor ablası Serap o günleri ve ekliyor: “Urfalı bir arkadaşı babama mektup yazıyor. 'Gelin, Mazlum'u kendiniz götürün. Yoksa burada onu öldürebilirler' diyor. Babam, okula gidiyor. Müdür ile görüşüyor. Sağ görüşlü müdür, 'Mazlum benimle çok uğraştı. Milli Eğitim Müdürlüğü'ne şikayet etti sürekli' diye belirtiyor. Babam, 'Mazlum öyle bir şey yapmaz' deyince, kasasından bir mektup çıkarıp gösteriyor. Mazlum'u çağırıyor sonra. Mazlum, mektubu kendisinin yazmadığını söylüyor. Bunun üzerine müdür, ‘Yazı senin olmayabilir, ama fikir senin. Böyle bir mektubu bu okulda senden başka hiçbir öğrenci yazamaz' diye konuşuyor.”