Sürece özgü geçiş hukuku

Vahap Çoşkun

Vahap Çoşkun

  • Hukuki altyapının hazır olması ve silah bırakanların hukuki olarak hangi pozisyonlara gireceklerinin belirlenmesi gerektiğini vurgulayan akademisyen Vahap Coşkun, PKK'ye ve sürece özgü bir geçiş hukukunun benimsenmesi ve özel yasanın yapılması gerektiğinin altını çizdi.

Meclis’te kurulan Komisyon'a önemli bir vazife düştüğünü ifade eden Doç. Vahap Coşkun, "Komisyon, bu geçiş hukukunun temel ilkelerinin neler olacağına dair bir raporu hazırlayıp Meclis'in önüne getirmeli. Yıl sonuna kadar hukuki bir çerçevenin belirlenmesi süreç açısından son derece önemli" dedi.

Kürt Özgürlük Hareketi’nin son aldığı kararı ve devam eden süreci MA'ya değerlendiren Doç. Dr. Vahap Coşkun, çekilme kararının iki açıdan önemli olduğunu belirtti;

* Birincisi Türkiye'de çözüm sürecine olan güvenin artması, insanların bu sürecin sonunda silahların tamamıyla ortadan kalkmasına olan inancının yükselmesini sağlaması açısından önemli.

* Bir diğer önemli nokta ise Suriye'deki gelişmeler. Türkiye'yle PKK'nin bu konuda bir noktaya varmaları Suriye'de de uzlaşma noktalarına varmalarını kolaylaştıracak unsurlardan bir tanesi.

Mevcut mevzuat imkan vermiyor

Kararın alınma gerekçelerinin de son derece önemli olduğuna dikkat çeken Coşkun, Kürt tarafının bu adımı atarak artık süreç içerisinde hukuki ve siyasal adımların atılmasının zamanın geldiğini belirlediğini vurguladı. Coşkun, "Elbette bu silah bırakmanın tam anlamıyla ortadan kalkması, ancak hukuki çerçeveyle mümkün. Şu andaki hukuksal mevzuatla silah bırakma sürecinin tamamlanması imkan dahilinde değil" dedi.

Özel yasa da yapılmalı

Hukuki altyapının hazır olması ve silah bırakanların hukuki olarak hangi pozisyonlara gireceklerinin belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Coşkun, bu kapsamda genel mevzuat içerisinde birtakım değişikliklere gidilebileceğini; Türk Ceza Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda bir düzenleme yapılabileceğini söyledi. Coşkun, PKK'ye ve sürece özgü bir geçiş hukukunun benimsenmesi ve özel yasanın yapılması gerektiğinin altını çizdi. Coşkun, "Bir taraftan dağdan inmenin mümkün mertebe hızlanması ve gerçekleştirilmesi, diğer taraftan dağdan inenlerin toplumsal ve siyasal hayata entegrasyonlarının hangi şartlarda gerçekleşeceğinin tespit edilebilmesi için spesifik bir yasaya, müstakil bir kanuna ihtiyacımız var. Büyük bir örgüt kapsamlı ve geniş bir düzenlemeyi gerektiriyor. O nedenle salt buna yönelik bir düzenlemenin yapılması gerektiğini savunuyorum" şeklinde konuştu.

Komisyon, raporunu yazmalı

Bu noktada bundan sonra Meclis’te kurulan Komisyon'a önemli bir vazife düştüğünü ifade eden Coşkun, "Komisyon, bu geçiş hukukunun temel ilkelerinin neler olacağına dair bir raporu hazırlayıp Meclis'in önüne getirmeli. Sürecin hızlanabilmesi için bu hukuki adımların bir an önce atılması gerekiyor. Özellikle yıl sonuna kadar hukuki bir çerçevenin belirlenmesi süreç açısından son derece önemli" dedi.

Güvenin inşasını hızlandırma

Yasal çerçevenin sağlanmasının ve somut adımların atılmasının, güvenin inşa edilmesini hızlandıracak unsurlar olduğuna işaret eden Coşkun, herhangi bir yasal hazırlık yapılmadan da devletin yapabileceği bazı işler olduğuna dikkat çekti. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmasının, bu bağlamda halen özgürlüklerinden mahrum edilen siyasal aktörlerin serbest bırakılmasının sürece olan güveni büyüteceğine dikkat çeken Coşkun, şunları söyledi: "Keza kayyum uygulamalarına son verilmesi, seçilmiş belediye başkanlarının görevlerine iade edilmeleri de yine sürece dair bir güven inşasına katkıda bulunacaktır. Aynı şekilde hasta tutuklu ve hükümlüleri hakkında gerekli düzenlemelerin yapılması veya cezaevi komisyonlarının sürelerini doldurmalarına rağmen bazı kişileri özgürlükten mahkum eden uygulamalarına son verilmesi yine sürece olan güveni arttıracaktır. Dolayısıyla eğer sürece olan güvenin arttırılması isteniyorsa bir taraftan bu yasal hazırlıklara hız verilmeli, diğer taraftan da herhangi bir yasal hazırlık gerektirmeyen, yasal bir değişikliği icap ettirmeyen idari bir takım pratiklerde bulunulmalı. Sürece güven ve başarılı bir şekilde sonuçlanacağına olan inanç oranının yükseltilmesi için pratik, güven arttırıcı adımlar atılması lazım.”  AMED

 

* * *

 

Süreci tıkayan iktidardır

Kürtlerin attığı adımlar karşısında iktidarın barış için gerekenleri yapmadığını belirten akademisyen Yasemin Özgün, “Sürecin tıkanmasının sebebi iktidarın gereken adımları atmaması” dedi. 

MA'ya konuşan Barış Akademisyeni Yasemin Özgün, Kürt Özgürlük Hareketi’nin barış konusunda kararlı ve ciddi olduğunu söyledi. Siyaset bilimci Özgün, “Bugüne kadar Komisyon'a iletilen pek çok talep oldu. Bizler siyaset suç olmaktan çıksın, hasta tutsaklar derhal serbest bırakılsın, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kaldırılsın, dedik. Tüm bunların hayata geçmesi gerekiyor. Kayyumların bir an önce çekilmesi ve bu uygulamaya son verilmesi gerekiyor. Hiçbir adım atılmaması gerçekten çok üzücü. Örgüt tarafından bu kadar adım atılmışken iktidarın da buna karşılık barış için gereken adımları atması lazım. Sürecin tıkanmasının sebebi, iktidarın gereken adımları atmaması” dedi.  

Tezkere, hayal kırıklığıdır

İktidarın barışa yönelik adım atmadığı gibi Meclis'ten savaş tezkeresi çıkardığını ve bu durumun barış konuşulan ortamda hayal kırıklığı yarattığını vurgulayan Yasemin Özgün, “2026 bütçesinde savunma adı altında savaş bütçesinin giderek arttığını görüyoruz. Oysa bu bütçeyle yapılabilecek çok acil işler var. Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu, insanların yokluk içinde var olma mücadelesi verdiği ortamda silahlara bu kadar bütçe ayrılmasını da doğru değil özellikle barış konuşulan ortamda” diye konuştu. 

Türk ve Kürt halklarının beraber, özgürce eşit koşullarda yaşamasının koşullarının sağlanmasını isteyen Özgün, şunları ekledi: "Öncelikle atılması gereken adımlar ve sonrasında oluşacak uzun soluklu bir mücadeleyle gerçekleşecektir.” ESKİŞEHİR

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.