Tavuğun İpek Yolu serüveni

Doğan Barış ABBASOĞLU Haberleri —

  • Tavuk diğer evcil hayvanlara göre çok sonra evcilleştirilmiş bir canlıdır. İlk önce egzotik bir kuş olarak görülen tavuk, özellikle Avrupa’da bir dönem eğlence ve kültür yaşamında önemli hale gelmiş ancak kısa sürede etinin lezzeti nedeniyle statüsünü kaybetmiştir.

İnek, domuz ve koyun ve hatta buğday aşağı yukarı aynı dönemde evcilleştirildi. Tahminen bundan 10 bin sene kadar önce. Birçok insan tavuğun da yakın bir dönemde evcilleştirildiğini düşünülebilir. Ama yeni bir araştırma bugün Dünyanın dört bir köşesinde besin değeri nedeniyle beslenen tavukların evcilleştirilmesinin nispeten çok yeni olduğunu gösteriyor.

Kısa bir süre öncesine kadar araştırmacılar tavukların Batı Avrupa ve Kuzey Afrika’ya 8 bin yıl kadar önce getirildiğini düşünüyordu. 2022 yılından önce birçok noktada bulunan tavuk kemikleri üzerinde yapılan radyokarbon tarihlendirmesi bu sonucu ortaya çıkarmıştı. Ancak İngiltere’deki Bournemouth Üniversitesinden Julia Best’in başında olduğu bir grup 23 tavuk kemiği kalıntısı üzerinde bir araştırma yaptı. Bunun sonucunda tavuk kemiklerinin tarihlendirmesinin bazılarında 5 bin yıla varan hatalı ölçümler tespit edildi. Hatta Bulgaristan’da bulunan ve 7 bin 500 yıllık olduğu söylenen bir parça kemik 50 senelik çıktı.

Başka bir araştırmaya göre tavuğun Mezopotamya’ya gelişi M.Ö. ikinci bin yılda gerçekleşti. Avrupa’daki en eski tavuk kemiği ise 2 bin 500 yıllık.

Günümüzde milyarlarca insanın beslenmesinde kilit öneme sahip olan tavuğun nasıl evcilleştirildiği sorunu düşünüldüğünden biraz daha karmaşık.

Tavuğun atası Güney Asya ormanlarından

Bilim insanları tavuğun Güney Asya’daki kızıl orman tavuğundan geldiği konusunda hemfikir. Kurtlardan köpekleri, dağ keçilerinden koyunları evcilleştiren ilk tarım toplumlarının, Güney Asya’ya ulaştıklarında ormanda buldukları kızıl orman tavuğunu, seçici üreme teknikleriyle evcilleştirdikleri düşünülüyor. Tavukların ortaya çıkışının sıfır noktası günümüzde Tayland’ın olduğu bölge olarak işaretlenmiş durumda.

Araştırmalar tavuğun evcilleştirilmesiyle, insan toplumlarının pirinç, darı, mısır gibi ürünleri yetiştirmesi arasında bağ kuruyor. Bu üretimin orman tavukları için bir mıknatıs fonksiyonu görmüş olabileceğini söyleyen araştırmacılar bunun ardından tavuğun evcilleştirildiğini söylüyor.

 

 

Evcilleşme hikayeleri benzer

Bu hikaye benzer bir şekilde kediler için de yaşanmıştı. Tahıl üretimiyle birlikte insanların yaşam alanlarında fare nüfusu artmış ve fareleri de kediler takip etmişti. Tavuklar da benzer bir şekilde insanlara yanaşmıştı ancak bu buluşma kedilerin evcilleşmesinden çok sonra gerçekleşmişti. Kediler bu buluşmadan yumurtlamaladıkları ve etleri yenmediği için oldukça karlı çıktı. Tavuklar için ise pek aynı şey söylenemez.

Yeni araştırma Orta Asya'da yaklaşık M.Ö. 400'den M.S. 1220'ye kadar uzanan 12 arkeolojik alanda, protein analizinin de yardımıyla tavuk yumurtası kabuklarının kategorik olarak tanımlanmasına dayanıyor. Bu alanlardan daha eski olan arkeolojik bölgelerde tavuk yumurtası kalıntıları bulunduğuna dair bir kanıt yok. Fakat araştırmalar 2.500 yıl öncesinden itibaren yumurta kabuklarının Orta Asya'daki İpek Yolu boyunca her yerde bulunduğunu gösteriyor.

Antik Roma ve Yunan dönemlerinde de tavuk oldukça yaygın bir şekilde beslenmeye başlamıştı. Hatta Roma’da horoz dövüşleri oldukça popüler bir halk eğlencesiydi. Tavukların bu bölgelere taşınmasının da Pers, Makedon ve Roma İmparatorluklarının genişlemesiyle yakından bağı olduğu da düşünülüyor.

Yumurta için tavuk besisinin ilk adresi

Bilim insanları tavukların seçici üretme yoluyla ne zaman ve nerede yumurta makineleri haline geldiği konusunda ise çok net konuşamıyorlar. Tavukların atası olan kırmızı orman tavuğu sadece 6 yumurta verip kuluçkaya yatıyordu. Günümüzde ise Rhode Adası tavuğu senede 300 kadar yumurta verebiliyor. Ancak tüm bulgular yaygın bir şekilde tavukların yumurtaları için beslenmesinin günümüzde Hindistan ve İran arasındaki coğrafyada olduğunu gösteriyor.

Hindistan’dan Mezopotamya’ya

Bir teoriye göre tavuğun Asya’dan Mezopotamya ve Avrupa’ya taşınması, İndus Vadisi Uygarlığının son dönemine tekabül eder. Antik Mezopotamya’da bazı tabletlerde tavuğa benzer bir canlı “Meluha Kuşu” olarak tasvir edilir. Meluha kelimesinin Sümerler tarafından İndus Vadisi Uygarlığını tanımlamak amacıyla kullanıldığı düşünülüyor.

Babiller döneminde ise bölgeden çok sayıda horozun teknelerle Hindistan’dan Mezopotamya’ya taşındığı biliniyor. Mezopotamya’dan da Mısır’a geçirilen tavuklar buradan da Roma’ya oradan Avrupa’nın geri kalanına yayıldı.

Med Kuşu

Yunanlılar ise antik dönemde tavukları Mezopotamya’dan aldılar. Özellikle Perslerle olan mücadele sırasında egzotik bir kuş olarak tavukların Yunanistan’a giriş yaptığı düşünülüyor. Hatta Aristophanes’in “Kuşlar” adlı oyununda tavuk “Med Kuşu” olarak nitelendirilir. Yunanlıları özellikle horozları mitolojilerinde birçok hikayede kullandı. Kimi Yunan kaynaklarında horozlar “Pers Kuşu” olarak da nitelendirilir.

 

* * *

Ruhani bir rehber olarak tavuk

İnsanları neyin tavukları evcilleştirmeyi teşvik olabileceği çok belirgin değil. Yapılan araştırmalarda Avrupa’ya ilk getirilen tavukların etleri için kesildiğine ilişkin çok az kanıt bulundu.

Bir görüşe göre tavuklar tıpkı kazlar gibi bir alarm sistemi görevi görüyordu. Ya da yumurtaları özel bir yemek olarak düşünülüyordu. Ama bildiğimiz tek şey o dönemdeki birçok kültürde tavukların egzotik hayvanlar olarak görüldüğü. Özellikle Avrupa’daki arkeolojik kayıtlar MÖ kıtada bulunan tavuk kemikleri onların gelişigüzel değil, dikkatlice gömüldüğünü gösteriyor. Özellikle yaklaşık 2000 yıl önceye ait İngiltere’de görülen insan-tavuk ortak gömülerinin, kuşların insan ruhlarını öbür dünyaya götürebilecek ruhani rehberler olarak görüldüğünün kanıtı olabileceği bile düşünülüyor.

Avrupa'da tavukların yemek masalarına girmesi ve statülerinin düşmesi, bu hayvanların ortaya çıkışından sadece birkaç yüzyıl sonra gerçekleşti.

 

* * *

Roma dönemindeki kutsal tavuk

Roma dönemindeki kutsal tavuk

Antik Roma döneminde, seçkin devlet adamları tavukların yemek davranışlarından gelecekle ilgili çıkarımlar yapan kahinlere sık sık danışırdı.

Birinci Pön Savaşı sırasında Publius Claudius Pulcher, Drepana limanındaki Kartaca filosuna sürpriz bir saldırı düzenleme planını onaylatmak için kutsal tavuklara başvurdu. Tavuk gözcüsü Pulcher'e tavukların yemediğini ve bunun kötü bir alamet olduğunu bildirdiğinde, Pulcher "Madem yemek istemiyorlar, bırakın içsinler!" diye cevap verdi ve tavukları denize attırdı.  Bunu izleyen deniz savaşında Roma donanması neredeyse yok edilmişti. Pulcher bu yenilginin ardından Roma’da dinsizlik suçlamasıyla yargılandı, sürgün cezasına çarptırıldı daha sonra ise beraat ettirildi.

Bir başka olayda, Gaius Hostilius Mancinus Numantialılara karşı yapacağı sefer hakkında onlara danışmaya hazırlanırken kutsal tavuklar ormana kaçtı. Tavuklar her yerde arandı ama asla bulunamadı.

Tiberius Gracchus ise Senatoda bir siyasi toplantıya katılma konusunda evindeki kutsal tavuklardan gelen olumsuz bir kehaneti dikkate almadı. Gracchus Senato’ya gitti ve burada öfkeli senatörler tarafından linç edilerek öldürüldü.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.