Tercih senin zalim!


Konuşmasının başında olayın nasıl geliştiğini anlatan ve devletin katliamdaki sorumluluğunun altını çizen Demirtaş, AKP Hükümeti'nin olayı kapatmak için büyük bir uğraş içine girdiğini ve Başbakan'ın A Takımı'nı bizzat bu işle görevlendirdiğini söyledi.
Senin Başbakanlığını tanımıyoruz
Türk medyasının olaydan 12 saat geçmesine rağmen 35 sivilin savaş uçaklarıyla katledildiğini vermediğini hatırlatan Demirtaş, bunun sebebini de açıkladı:"Başbakanlık bütün medya merkezlerini arayıp 'Bu haberi girmeyeceksiniz' diyor. Medya da talimatı yerine getirdi."
Olayı duyar duymaz yetkililere ulaşmaya çalıştıklarını ancak örtbas etme çabası hissettiklerini anlatan Demirtaş, bu nedenle hemen devreye girdiklerini söyledi:"Hükümetin olayı örtbas etmeye çalıştığını anladık. BDP bu nedenle olayı sahiplenmiştir, siyasi çıkar ya da oy için yapılmış bir davranış değildir. Köyler zaten partimize oy vermiş köylerdir. Bizim oy oranımız o köylerde yüzde 80-90 dolayında. Daha heyin siyasetini yapacağız? AKP ve devletin tavrı, Başbakan'ın Grup'taki konuşması katliam kadar acı olmuştur. Bilmeyen de katliamın sorumlusu BDP'dir, Başbakan da BDP'den hesap soruyor sanacak. Grup toplantısında göstermelik şahlanmayla bize hesap soruyor. Kanlı elleriyle kürsüye vurarak BDP'ye hakaret ediyor. Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Esad için söylemişti. Aynı sözü ben şimdi Başbakan için söylüyorum, Kendi halkını bombalayan bir Başbakan'ın meşruiyeti yoktur. Biz senin meşruiyetini tanımıyoruz. Kanlı ellerinin hesabını vereceksin. Haddine değil BDP'den hesap sormak. Çıkıp bu çocukları katlettiğin için özür dileyeceksin. Sen bizden hesap soramazsın. Sen bu katliamın baş sorumlususun. Önce bunun hesabını vereceksin. Öyle BDP'ye bağırarak bu işi kapatamazsın. Bu sayfa BDP'ye bağırarak kapanmaz. BDP istismar ediyormuş. BDP hangi ölümden sonra açıklama yapmadı bugüne kadar. Sen 35 kişinin katledildiği bir yerde BDP'ye saldırıyorsun. Sanki savaş uçaklarını kaldıran BDP'dir. Sanki bu savaş politikalarını yürüten, sınırötesi tezkereye 'evet' diyen biziz. Bu sayfa kapanmaz. Neye mal olursa olsun kapanmaz. Asla bunu aklından çıkarma. Hiçbir şeyden tereddüt etmeyiz. Oy, siyasi rant, elli bin defa bu anaların ayaklarının altına kurban olur. Sizin tehditlerinize boyun eğmeyiz. Bunu sen iyi biliyorsun ama aynı zamanda yalan konuşmayı çarpıtmayı ve öldürmeyi de iyi biliyorsun."
Acılarda ortaklaşmayarak ülkeyi böldünüz
"Ülkeyi bölüyorlar" sözlerine de yanıt veren BDP Eşbaşkanı, asıl kimin ülkeyi böldüğünü şu sözlerle açıkladı:"35 insan ölmüş, burada bir acı var, öbür tarafta eğlence var. Kimse bu acıyı görmüyor. 'Bu ülkeyi böyle böldünüz' diyorum. Kendisi çıkıp 'bunlar ülkeyi böldü' diyor. Lafı anlamıyor ama ne yapalım Başbakan yapmışlar. Zorla da olsa anlatacağız. Bu ülke duyguda bölündü. Çıkıp kürsüden bize oy veren milyonlara hakaret yağdırdınız. Duygu düzeyinde şu anda 2 ülke var. Kimse kimseyi kandırmasın. Cumhurbaşkanı 35 sivil bombalanmış, 2 gün boyunca açıklama yapmadı, Meclis Başkanı da keza öyle, muhalefet partileri mesaj yayımlamadı. Soruyorum, Allah korusun, Kayseri'nin bir köyünde 35 Kayserili savaş uçaklarınca öldürülseydi tepkiniz bu mu olurdu? Bizimle alay etmeyin. İlk saatlerden itibaren sahip çıksaydınız, özür dileseydiniz, sorumluları açığa alsaydınız sizin arkanızdan gelirdik. Ama siz örtmeye çalıştınız. Bundan dolayı herkes elini vicdanına koysun bir kez daha düşünsün. Bugünler iyi günler değil ama iyi günleri yakalama şansınıza sahibiz hala. Vicdanı olanlar anlar ancak. Bütün anaların canı yanıyor. Bu savaş bu nedenle bitmelidir."
Tazminat değil onurlu barış
Hükümetin, ailelere tazminat ödeyerek işin içinden çıkmaya çalıştığına dikkat çeken Demirtaş, "Uludere'deki armağan edeceğimiz şey tazminat değil onurlu bir barıştır. Bu katliam iş kazası olarak geçiştirilemez. Soruşturma sonucunu beklemeden Başbakan Yardımcısı çıkmış hükmü açıklıyor, 'Ortada kasıt yok, tazminatlarınızı öderim' diyor. Yani 'Veririm paranı katlederim' diyor. Ortada ne görevden alma var ne bir şey var. Peki yargılama olmayacak mı. Dava açılmayacak mı? Açılacaksa niye sorumluları açığa almıyorsun" diye sordu.
Vuracağınız kimin çocukları?
Erdoğan'ın ''Terörle mücadele sonuna kadar devam edecek. Nerede saklanmışlarsa vuracağız" sözlerini hatırlatan Demirtaş, "Vuracağınız kimin çocukları? Onlar bu ülkenin vatandaşı değilmi? İşte anneleri de burada. Bu kez hangi annenin canını yakacaksınız? İkiyüzlü ve riyakarsınız. Hakkınızı teslim etmek lazım. Bu konuda da başarılısınız. Bir yandan zulüm yaparken üstünü örtüp öbür tarafta kendinizi insanmış gibi gösterebiliyorsunuz. Yavuz hırsız misali ev sahibini bastırmaya çalışıyor. Katliamı yapıyor, çıkmış bir de halka hakaret ediyor. Bu irade sana boyun eğmeyecek. Bazı Kürt kökenli kardeşlerin çıkarları yüzünden yanında durabilirler. Ama Kürt halkı senin yanında değil. O yüzden çıldırmış durumdasın. Daha çok çıldıracaksın."
Cemaatin köleleri bize hakaret ediyor
Erdoğan'ın “Silahlı efendileriniz ipinizi gevşetmediği sürece tuvalete bile gidemezsiniz” sözlerine karşılık Demirtaş, "Cemaatin izni olmadan nefes alamayanlar bugün çıkmış bize hakaret etmeye çalışıyor. Cemaatin köleleri çıkmış bu özgür insanlara hakaret ediyor. Pensilvanya bir şey demeden açıklama bile yapamadınız. Bu konuları önce Amerika ve İsrail ile görüştünüz. Ondan sonra oturup A Takımınız ile nasıl kapatacağınızı planlamadınız mı?" diye sordu.
Zalimin karşısında boyun eğmeyiz
Hükümetin baskısıyla BDP'ye sansür uygulandığını belirten Demirtaş, "Senin 30 kanalın olabilir bize bir tane de yeter. Bir kanalla da biz halkımıza ulaşırız. Ev ev gezeriz derdimizi anlatırız. Halkımız bizi anlar. Bunu örtemezsin işte. Senin gücün senin arkandaki holdinglerin, cemaatin, bu halkın direnişini kırmaya yetmez. Hiçbir halk hareketi zalimler karşısında boyun eğemez" dedi.
Kürt halkı için İsrail'sin
Filistin Başbakanı İsmail Haniye'nin AKP'nin Grubu'na girişinin şova dönüştürüldüğünü söyleyen Demirtaş, Erdoğan'a şu hatırlatmayı yaptı: "Bugün elinden tuttuğun Haniye gibi bütün Filistin halkı gibi biz de direniyoruz. Sen bu halk için İsrail'sin. Filistin halkı nasıl direniyorsa biz de öyle yapıyoruz. Savaş uçağı ile bir devlet kendi vatandaşını bombalıyorsa orada söylenmesi gereken ilk şey BDP'ye hakaret değildir. Senin bütün engellemene rağmen BDP bu ülkenin 4. büyük partisidir. Seni aşar BDP'ye laf etmek. Zekanı da siyasetini de aşar."
Zihniyet 33 kurşuna benziyor
Demirtaş, olayın 33 kurşun olayına benzetilmesine kızan Erdoğan'a şöyle dedi: "Evet doğru 33 kurşun olayına benzemiyor. Orada en azından generali yargıladılar, cezasını da verdiler göstermelik de olsa. Sizin kadar yüzsüz değildiler. En azından bir generali hapse attılar. Ama geri kalan bütün yönleri ile o gün yaşanan ile bugün yaşanan devletin katliamcı zihniyetinin devam ettiğini gösteriyor. Irkçılık ve faşizm böyle başlar. Kimseye de yararı yoktur. Ölenler Kürtmüş niye söylüyormuşuz. Arap olsaydı Arap derdik. Ölenler Kürt ki Kürt diyoruz, ne diyelim? Ölenlerin cenazelerinin üzerine aileler neden AKP bayrağı atmamış. Herhalde söylemeye çalıştığı şey bu. Gerekeni yapmadığın sürece katliamın ağır lekesi alnında durmaya devam edecek."
BM'ye başvuracağız
Demirtaş, Hükümetin katliamı kapatma çabasına karşın bütün mekanizmaları kullanacaklarını, Birleşmiş Milletlere ve Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne başvuracaklarını söyleyerek, "Uludere olayının örtülmemesi kardeşliği güçlendirir. Orada olup biteni Kürt halkı biliyor. Üstünü örterseniz orada bölünme olur. Yoksa derdimiz devletle değil. Katliamcı zihniyet mahkum olmalı. Dert budur. AKP umurumuzda değil" dedi.
Dinlerken insanlığımdan utandım
Erdoğan'ın bombardıman emrini veren komutanlara teşekkür etmesine çok sert tepki gösteren BDP Eşbaşkanı, şöyle konuştu:"Başbakan komutanlara teşekkür ediyor, AKP Grubu ayakta alkışlıyor. İnsan olmaktan utandım Başbakan'ın konuşmasını dinlediğimde. Gerçekten de kan dondurucu bir görüntü. Bir insan bu kadar çıldıramaz. Durum kötüye gidiyor. Çılgın bir Başbakan tarafından yönetilen bir ülke iyi durumda olamaz. Tez elden vicdanı, haysiyeti, onuru önde tutan herkes tez elden harekete geçmelidir. Ak Parti'ye oy verenler akan kanın durması yanlıdır. Tez elden harekete geçin. Ben Ak Parti ya da Başbakan'a karşı bir şey yapalım demiyorum. Başbakan her ölümden sonra sorumluluğu bize yüklüyor. Bu durun Kürt toplumunda büyük bir öfkeye yol açmış durumda. Daha kötü olmaması için hep birlikte toplum el ele vermeli. BDP, Başbakan'ın tehditlerine pabuç bırakacak bir parti değildir."
ANKARA
Demirtaş, Haniye’yle görüştü
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Filistin Hükümeti’nin Başbakanı İsmail Haniye’yi Meclis’teki makamında kabul etti. Görüşme, 40 dakika sürdü. Görüşmeye Eşbaşkan Gültan Kışanak ile Amed Milletvekili Altan Tan da katıldı. Tan, Haniye’yi Arapça ‘’ehlen ve sehlen’’ sözleri ile karşıladı. Demirtaş, Haniye’yi Türkiye’de görmekten dolayı büyük bir memnuniyet duyduklarını belirterek, „Türkiye toplumu bütün bileşenleriyle ve elbette ki parlamentodaki partilerimizin birçoğu gibi bizlerde BDP olarak mazlum Filistin halkının 50 yıla yakındır devam eden onurlu haklı mücadelesini tümüyle destekliyoruz, yanlarındayız“ diye konuştu. „Çoğu zaman ezilenler adına mücadele eden bizlerin de yüreği Filistin halkıyla birlikte attı. Bütün ezilenlerin ve mazlumların dayanışması bizim açımızdan çok değerli çok anlamlıdır“ diyen Demirtaş, kritik bir dönemde, kritik bir siyasi süreçte Türkiye’ye ve BDP’ye yapılan ziyaretin anlamlı olduğunu söyledi.
ANKARA
