Toplumsal yoksulluk derinleştiriliyor

Serhat Eren

Serhat Eren

  • İmralı tecrit sistemini, Kürt sorununun çözümsüzlüğünde ısrarın devamı olarak değerlendiren DEM Parti Amed Milletvekili Serhat Eren, savaş politikalarıyla toplumdaki yoksullaşmanın daha da derinleşeceğini söyledi.
  • Eren, Kürt halkının mücadelesinde yılmadığını, iktidarın türlü baskılarına karşı direnişinden vazgeçmediğini; Kürt sorununun demokratik çözümünde ‘Dolmabahçe ruhu’na geri dönmek kaçınılmaz olduğunu vurguladı.

DEM Parti Amed Milletvekili Serhat Eren, siyasi tutsakların her dönem olduğu gibi bugün de cesaretle özgürlük mücadelesine öncülük ettiğini ve barışçıl çözümde örnek olduğunu söyledi. Eren, “Tecrit, hukukun zerresinin uygulanmadığı bir sistemdir. Tecridin kara deliğine tüm Türkiye halkları düşmektedir” dedi.

PKK ve PAJK’lı tutsakların 4 Nisan’dan itibaren mahkemeleri boykot, telefon, aile ve avukat görüşlerine çıkmama kararını ANF’ye değerlendiren DEM Parti milletvekillerinden Serhat Eren, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın uluslararası hukuk kuralları yok sayılarak kaçırılması ve esir edilmesiyle hukuksuzluk sürecinin başladığını hatırlattı. Tutsakların, İmralı’da somutlaşan tecrit ve hukuksuzluk sistemini protesto ettiğini ve taleplerinin haklı olduğunu kaydeden Eren, Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ve hukuksuzluk sürecinin, Kürt halkının özgürlük mücadelesini ortadan kaldırmaya yönelik en önemli baskı mekanizması olarak işletildiğini söyledi. Eren, “Tutsakların sürdürdükleri bu kararlı mücadele, Kürt halkının mücadelesinde yılmadığını, iktidarın türlü baskılarına karşı direnişinden vazgeçmediğini gösteriyor. Kürt sorununun demokratik çözümünde Dolmabahçe ruhuna geri dönmek kaçınılmazdır. Siyasi tutsaklar, her dönem olduğu gibi bugün de cesaretle özgürlük mücadelesine sahip çıkıyor, bu mücadeleye öncülük ediyor ve çoklu krizleri aşmamızın tek reçetesi olan Kürt sorununun barışçıl çözümü noktasında tüm topluma örnek oluyor” dedi.

Halk daha da yoksullaşacak

İmralı tecrit sistemini, Kürt sorununun çözümsüzlüğünde ısrarın devamı olarak değerlendiren Eren, tecrit koşulları devam ettiği sürece savaş politikalarıyla toplumdaki yoksullaşmanın derinleşeceğini vurguladı. Eren, şöyle devam etti: “Tecrit devam ettiği sürece Kürt sorunu çözümsüz kalacak; devletin bütün politikaları bu savaş üzerinden şekillenecek ve birileri zenginliğine zenginlik katarken halk daha da yoksullaşacak. Bugün beyaz yakalı orta sınıf da işçi, emekçi yoksul halklar da bu gerçekliği kavramalıdır. Merkezi Londra’da bulunan Demokratik Gelişim Enstitüsü’nün (Democratic Progress Institute) 2022’de hazırladığı raporda, Türkiye’nin Kürt sorununda savaş politikalarını tercih etmesi nedeniyle son 40 yılda 3 trilyon dolar kaybettiğini hesaplanmıştır. Raporun açıklandığı 2022’de Türkiye’nin milli geliri 905,5 milyar dolar, kişi başına düşen milli geliri ise 10 bin 659 dolardı. Devasa bir meblağa tekabül eden 3 trilyon dolarlık maliyete, 2023 yılı dahil değildir. 3 trilyon dolar o kadar büyük bir rakamdır ki 2022’nin  verileri baz alındığında bu tutar Türkiye’nin yaklaşık 3,5 yıllık milli gelirine denk gelmektedir.

3 trilyon dolarla çok şey yapılırdı

Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü yerine savaş politikalarında ısrar edilerek harcanan 3 trilyon dolarla neler yapılabilirdi;

* 16 milyon emeklinin her birine bugünkü kurla yaklaşık 190 bin dolar, yani 6 milyon lira ödeme yapılabilirdi.

* Savaş için harcanan 3 trilyon dolar, şayet 85 milyon olan Türkiye nüfusuna paylaştırılmış olsaydı kişi başına 35 bin 295 dolar, yani 1 milyon 125 bin lira ödeme yapılabilirdi.

Türkiye vatandaşlarının artık savaşa ve Kürt sorununun çözümsüzlüğündeki ısrara dur demesi gerekiyor. Bunun için de tecridin kalkması gerektiğini, herkesin yüksek sesle dile getirmesi gerekiyor. Türkiye toplumuna çağrımız, devletin ‘dokunma yanarsın’ tehditlerine ve pratiklerine boyun eğmeden, Kürt halkının demokratik taleplerinde yanında olmaları. Biz bu yolu birlikte yürümezsek Türkiye’de hiçbir halk kendi kimliğiyle, inancıyla var olamaz, hiçbir hak ve özgürlüğümüz güvence altında olamaz.”

Tecridin kara deliğine tüm Türkiye düşer

Tutsakların açlık grevi ile tüm toplumun İmralı tecrit sistemine ses çıkarması gerekliliğine dikkat çektiğine vurgu yapan Eren, şunları söyledi: “Gelinen aşamada mahkemelere çıkmama kararları, tarafsız ve bağımsız olmayan yargıya karşı bir direniştir. Türkiye’de bugün tüm yargılamalar şekli yargılamalardır. Bunun en iyi örneği Kobanî Kumpas Davası’dır. İktidarın talimatıyla rehin tutulan on binlerce yoldaşımız hapishanede. Tecridin sözde yasal zemini de talimatla çalışan, siyasi bir merciye dönüşmüş yargı eliyle oluşturulmakta. Sayın Öcalan ve arkadaşlarına verilen aralıksız disiplin cezalarıyla aile ve avukat görüşmeleri engellenmekte. Bu kararlar, avukatlarına tebliğ bile edilmiyor, itiraz mekanizmaları gerektiği gibi işletilmiyor, bu hâkim ve savcılar hakkında yapılan şikayetler de sonuçsuz kalıyor. Hukukun zerresinin uygulanmadığı bir sistem tecrit. Hukuktaki bu kara boşluk, gitgide büyüyerek tüm hallerde olağanüstü ve istisna durumlar yaratılarak yayılmaktadır. Hukuksuzluğa alıştırılmış bir toplumda artık tüm ihlaller sıradanlaşmakta. Tecridin kara deliğine tüm Türkiye halkları düşmektedir.” AMED

 

* * *

Devletin borcu riskte attı

Hazine, ekonomik göstergeler bozulduğu için yüksek faizle ve kısa vadeyle daha pahalı borçlandı.

Sözcü’den Erdoğan Süzer’in Hazine ve Maliye Bakanlığının verilerine dayalı haberine göre; son bir yılda faizlerin yükselmesi, dövizin artması ve ekonomiye ilişkin belirsizliklerin artmasıyla Hazine’nin iç borçlanma kalitesi daha da bozuldu. Geçen yılın Şubat ayı sonunda iç borç stokunun yüzde 85.6’sı sabit faiz, yüzde 14.4’ü her an artma riski taşıyan değişken faizli borçlardan oluşuyordu. Bu yılın Şubat sonunda enflasyon riski taşımayan sabit faizli borçların oranı yüzde 54.6’ya düşerken, değişken faizli riskli borçların stok içindeki payı yüzde 45.4’e fırladı. Benzer bozulma iç borcun TL ve yabancı para pozisyonunda yaşandı. Şubat 2023'ün sonunda iç borç stokunun tamamı TL cinsi paralardan oluşuyordu. Geçen bir yılda TL’ye güven azaldı, Hazine’ye borç verenlerin talebi üzerine dövizle borçlanma yapıldı. Böylece bu yılın Şubat sonunda iç borç stoku içindeki yabancı para borçların payı yüzde 30.5’lik orana çıktı. TL cinsi borçların payı ise yüzde 100’den yüzde 69.5’e geriledi.

Faiz riski ve yabancı para riski artan Hazine’nin iç borçlanmalarının ağırlıklı ortalama vadesi de son bir yılda 65.1 aydan 51.6 aya düştü. Hazine, belirsizlik yüzünden daha kısa vadeyle borçlandı. TL cinsi sabit faizli iç borçlanmanın ağırlıklı ortalama maliyeti de (bileşik getiri oranı) 2023’teki yüzde 20.6 seviyesinden 2024’te yüzde 32.7 seviyesine çıktı. Böylece Hazine, aynı borç için daha yüksek faiz ödedi. Vadesi 12 ayda dolacak borcun iç borç stokundaki payı da bir yılda yüzde 22.5’ten yüzde 23’e çıktı. ANKARA

 

* * *

Avrupa’yı 30’a katladı

Türkiye’de et fiyatlarındaki artış, Avrupa Birliği (AB) ortalamasını 30’a katladı.

Avrupa Birliği’nin İstatistik Ofisi Eurostat’ın Şubat ayına ilişkin raporuna göre; AB’nin 27 ülkesinde et fiyatları, geçen yılın Şubat ayına göre ortalama yüzde 3.3 yükseldi. Türkiye’de de et fiyatları Şubat’ta yıllık bazda yüzde 100.4 arttı. Böylece et fiyatlarındaki artış AB ülkelerini yaklaşık 30’a katlamış oldu.Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre; Mart’ta aylık enflasyon yüzde 3.1 olurken et fiyatları hızla arttı. Kuzu eti yüzde 18.8, dana eti yüzde 14.7, tavuk eti yüzde 12.2 zamlandı. Bir başka ifadeyle Türkiye’de aylık et enflasyonu, Avrupa ülkelerinin yıllık enflasyonunu geçti. ANKARA

 

* * *

Tatilin trafik bilançosu: 38 ölü, 5 bin 26 yaralı

Türk İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, bayram tatilinin 3. günü olan önceki gün 618 trafik kazasının meydana geldiğini, 339 bin 285 aracın denetlendiğini, 21 bin 807 araca hız ve radar, 16 bin 650 araca ise diğer işlemlerin yapıldığını aktardı. Yerlikaya, bayram tatilinin ilk 5 gününde (Cumartesi, Pazar, Pazartesi, Salı ve Çarşamba) 3 bin 71 trafik kazası meydana geldiğini, 38 kişinin hayatını kaybettiğini, 5 bin 26 kişinin ise yaralandığını bildirdi. ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.