Tüm erkekler değil ama her zaman erkekler!

Kadın Haberleri —

Kadın eylemleri/Bern

Kadın eylemleri/Bern

Sınır tanımayan direniş-2

  • “İsviçre’de bu yıl 20 kadın öldürüldü, Almanya’da neredeyse her gün bir kadın cinayeti işleniyor. Şiddet tesadüf değil, sistemdir; ekonomik, tıbbi, cinsel ve ölümcül.”

FRANZİSKA STİER

Ataerkil şiddet doğanın bir kanunu değildir. Yaratılır, öğrenilir ve unutulabilir. 25 Kasım’da sokağa çıkacağız. Şiddetten uzak bir yaşam için. Sudan, Filistin, Kürdistan ve diğer yerlerdeki ataerkil savaşın kurbanı olan kadınları anıyoruz. Evde şiddete maruz kalan kadınları, kamusal alanda cinsel saldırılaraya uğrayan kadınları anıyoruz. Ve tüm bunları dünya çapında yapıyoruz; Basel’den Panama’ya kadar, orada da kız kardeşlerimiz 25 Kasım’da Kadın Bakanlığı’nın kapatılmasına karşı protesto gösterisi yapacaklar.

Franziska Stier

Şiddetin bir sistemi vardır

Hepimiz ataerkil şiddeti biliyoruz. Hepimiz hissediyoruz. Kadınlar aynı iş için daha az kazanıyor. Onlar ücretsiz veya düşük ücretle bakım, yetiştirme ve hizmet sağlıyor. İsviçre’de kadınların geliri, ücretsiz çalışma nedeniyle erkeklerden yüzde 43 daha düşüktür. Bu ekonomik şiddet tesadüfi değil, sistematiktir. Kadınları bağımlı kılar.

Eşitsizlik tıp alanında da kendini gösteriyor. Kadınlar acil serviste ortalama 30 dakika daha fazla beklemekte ve güçlü ağrı kesiciler alma olasılıkları daha düşük. İhtiyaçlarımız ciddiye alınmıyor. Erkek bakış açısı-Male Gaze- toplumumuzu şekillendiriyor. Erkekler için, erkekler tarafından yaratılmış bir dünya: İlaç araştırmalarından şehir planlamasına kadar.

Ve sonra cinsel şiddet var. Müstehcen bağırışlar. “Kazara” kalçalara değen eller. Erkekler arasındaki “komik” şakalar. Tüm bunlar, ölümcül şeylerin inşa edildiği temellerdir. Hemen hemen her kadının aile içi şiddete maruz kalmış bir tanıdığı vardır. Bu konuda konuşmak zordur. Benim için de. Ben de bundan bahsetmekten utanıyorum: Partner şiddetinin getirdiği acı, psikolojik çöküntüler, (kendini) yıkan dinamikler oluşumu. Yıllarca kocası tarafından uyuşturulan ve bu süre zarfında 51 erkek tarafından tecavüze uğrayan Fransız aktivist Gisèle Pelicot, mahkemede, “Utanç taraf değiştirmeli” dedi.

Utanın!
Erkekler sokakta kadınlara “arkan güzel” diye bağırdıklarında veya istenmeyen cinsel içerikli resimleri gönderdiklerinde ne düşünüyorlar? Bilmiyorum. Ama Salzburg Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırma, meselenin gerçek bir ilgi değil, hakimiyet meselesi olduğunu gösteriyor. Almanya’da yapılan temsili bir araştırma, 18-35 yaş arası erkeklerin üçte birinin partnerine yönelik şiddeti kabul edilebilir bulduğunu ortaya koydu. Yaklaşık yarısı kadınlara bağırmanın meşru olduğunu düşünüyor ve “tahrik edici” giyinen herkesin saldırıya davetiye çıkardığına inanıyor. Bu rakamlar şok edici ve erkekler için utanç verici. En kötü senaryoda ölümcül şiddet gerçek bir tehditken, biz veya kızlarımız erkeklerle nasıl endişelenmeden ilişki kurabiliriz?

Eylül ayı sonuna kadar İsviçre’de 20 kadın öldürüldü; çoğu eşleri veya eski eşleri tarafından. 2023 yılında Almanya’da hemen hemen her gün bir kadın veya kız çocuğu kadın cinayeti sonucu hayatını kaybetti.

Otoriter partiler şiddeti körüklüyor
Almanya Federal Kriminal Polis Teşkilatı, 2024 yılında 128 bin cinsel suç kaydetti. Gerçek sayının çok daha yüksek olması muhtemel. Sağ partiler bunun sebebini göçe bağlıyor. Ancak failler kökenlerinden değil, ataerkil toplumsal cinsiyet rollerinden etkileniyor. Ataerkil normlar tüm ülkelerde mevcuttur. Ve özellikle de özgürleşmemizi tehdit olarak algılayan muhafazakâr ve otoriter güçler tarafından savunulmaktadır.

Aynı partiler Avrupa’yı tecrit edip sığınma yasalarını sıkılaştırırken, refah devletini ortadan kaldırıyor, kadınlar ve kuir bireyler için koruma yapılarını zayıflatıyor ve nihayetinde buna güvenlik politikası adını veriyorlar. Alaycı bir şekilde şunu söyleyebiliriz: Kadınları taciz etme ayrıcalığını kendilerine ön görüyorlar.

 

Kadınlar daha solcu, erkekler daha sağcı oluyor

Çoklu bir krizin içindeyiz: iklim krizi, bakım krizi, savaşlar, toplumsal çöküş korkusu. Bu durum tüm cinsiyetleri zorluyor. Ancak kadınlar dayanışma arayışında olup sol partilere oy verirken, birçok erkek sağa, eski rol modellerine doğru kayıyor. Güç, kontrol ve üstünlük yanılsamasına. Gerekirse zorla da olsa, güçlerini onlara geri vermeyi amaçlayan dünya görüşlerine. Bu, artan şiddetin tetikleyicilerinden biri olabilir. Ama bu hiçbir şeyi mazur göstermez.

Kadına yönelik şiddete son vermek istiyorsak, bunun kökenleriyle mücadele etmeliyiz: ekonomik bağımlılık, erkek iktidarı iddiaları, bakım işlerinin değersizleştirilmesi ve özgürleşmemize karşı sağcı hareket. Dolayısıyla, kadınlar ve genderqueer bireyler olarak birincil görevimiz kendimizi örgütlemek, ataerkil zincirlerden kurtulmak ve gerçek insanlar olarak göründüğümüz karşıt perspektifler geliştirmektir. Ancak feminizm yalnızca bir kadın meselesi değil; toplumsal bir projedir. Asıl soru, erkeklerin bunun bir parçası olup olmadığı değil, ne zaman sorumluluk alacaklarıdır.

 

* * *

 

Franziska Stier kimdir?

Franziska Stier, gençlik yıllarından beri sosyal ve feminist hareketlerde yanısıra değişik sendikalarda çalışma yürüttü. Basel starke Alternative (BastA- Basel Güçlü Alternatifi) Genel Sekreteridir. Eylül 2025'ten beri Basel Kanton Meclisi üyeliğine seçildi. 2019'da İsviçre geneli yürütülen kadın grevlerinin örgütlenmesinde yer aldı. Bu kapsamında "Basel Kadın Grevi Hareketi" ve "Feminist Grevi" aktivistidir.

https://www.ozgurpolitika.com/haberi-dunyanin-guneyindeki-kadinlar-206553

https://justpaste.it/hd9t9

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.