Türk faşizmini yaşadık

Dünya Haberleri —

Göttingen'de panel

Göttingen'de panel

  • Türkiye’nin hukukun üstünlüğü lafının arkasına saklanmış keyfi bir devlet olduğunu söyleyen Yen Le: “AB'den gelen resmi ve meşru delegasyonları da şiddet kullanarak engelliyorlar. Ne yazık ki bunu ilk elden tecrübe etmek zorunda kaldık.”

Türk devlet şiddeti ve tacizci polislerinin muamelelerine maruz kalan Enternasyonalist Gençlik Delegasyonu üyeleri Almanya’nın Göttingen kentinde bir panelde yaşadıklarını anlattı: 

  • Ziyaretlerinin işkenceli bölümünün kötü bir anı olduğunu ama mücadele etmeye devam edeceklerini ve Kurdistan’a özlemini dile getiren Sabrina Krüger: “Bir gün tekrar buluşabilmeyi çok istiyorum. Ve umarım şiddet olmadan” dedi.
  • Kürt halkının yaşadığı fiziki, siyasi ve psikolojik şiddeti bizzat yaşadıklarını anlatan Anna Kirms: “Almanya, Kürt nüfusun siyasi muhalefetine dönük her türlü Türk faşist şiddetine ve savaşına dahil olmuş durumda.”
     

Enternasyonalist Gençlik Delegasyonu üyeleri Almanya’nın Göttingen kentinde düzenledikleri bir panel ve basın açıklaması ile Türk polisince Riha’da gözaltına alınmaları esnasında ve üç günlük gözaltı sürecinde tacize varan işkenceli süreç anlattı. Türk faşizminin uygulamalarının Alman devleti ile siyasi-ekonomik ilişkilerin dışında tutulamayacağını söyleyen delegasyon üyeleri, her şeye rağmen Kürt halkı ve Kürt kadın hareketinin katettiği mesafeyi gördüklerini anlattı. Kendilerinin de içinde olduğu 35 kişilik Enternasyonalist Gençlik Delegasyonu'nun Yeşil Sol Parti (YSP) Gençlik Konseyi tarafından davet edildiğini ve AB’nin resmi delegasyonu olduklarını söyleyen Yen Le, Sabrina Krüger ve Anna Kirms zorla alıkonulduklarını hiç bir hukuki haklarının kullandırılmadığını anlattı. Delegasyon üyeleri, “Almanya, Kürt nüfusun siyasi muhalefetine dönük her türlü Türk faşist şiddetine ve savaşına dahil olmuş durumda” dedi. 
Enternasyonalist Gençlik Delegasyonu Riha'da HDP, DBP ve YSP'nin düzenlediği bir basın toplantısında taciz edilip gözaltına alındıklarını, üç günlük işkenceli gözaltı ardından 14 Ekim’de sınır dışı edilişlerini tekrar vurguladı. 

AB’nin resmi delegasyonuna saldırdılar 
Türk devletinin, faşizme muhalefet eden her girişime şiddetle saldırdığını anlatan gençlik delegasyonundan Yen Le AB’den gelen resmi delegasyonların da bundan nasibini aldığını anlattı. Yen Le; "Enternasyonalist gençliğin Avrupalı delegeleri olarak bizler, seyahatimiz sırasında Türk devleti tarafından birkaç gün boyunca alıkonulduk ve hukuksuz bir şekilde sınır dışı edildik. Bu süre zarfında taciz edildik, aşağılandık ve kötü muameleye maruz kaldık” dedi. “Bu, hukukun üstünlüğünün sadece bir paravan olduğu keyfi bir devletin kanıtıdır” diyerek tanımladığı Türk devlet yapılanması için de Le: “ Türk hükümeti ve yetkilileri, faşizme karşı her türlü muhalefeti ve direnişi orantısız yollarla engellemek istemektedir; öyle ki artık AB'den gelen resmi ve meşru delegasyonları da şiddet kullanarak engelliyorlar. Ne yazık ki bunu ilk elden tecrübe etmek zorunda kaldık ve Türk devletinin bu adımını yeni bir tırmanma düzeyi olarak değerlendiriyoruz. Buna rağmen heyetimizin büyük bir bölümünü önceden tamamlayabildik. Hiçbir devlet sahada edindiğimiz bilgi alışverişini ve deneyimleri elimizden alamaz.”
 
Şiddetsiz bir Kurdistan’da görüşmek 
Panelistlerden Sabrina Krüger’de Kurdistan’a gidiş öncesi beklentilerinin tekniki ama sonrasının derin duygusal olduğuna vurgu yaparak; "Gençlik delegasyonundan önceki fikrim teknik konularla sınırlıydı. Sahadaki siyasi durumu deneyimlemek ve yeni bağlantılar kurmak gibi. Şimdi on gündür eve dönmüş durumdayım. Sonu hepimiz için kötü bir anı olsa da, tutuklanmadan önceki zaman tüm beklentilerimi aştı” dedi.  Krüger, “Yeni arkadaşlar edindik ve onlara büyük bir güven besliyorum. Birlikte verdiğimiz mücadele sayesinde birbirimize karşı derin bir bağlılığımız gelişti. Kurdistan halkına ve o özel yere duygusal olarak çok bağlı hissediyorum ve bir gün tekrar buluşabilmeyi çok istiyorum. Ve umarım şiddet olmadan” temennisinde bulundu. 
 
Yerelde özgürleşmiş bir toplum
Göttingen'deki panele katılan delegasyon üyelerinden Anna Kirms’de yerelde özgürleşmiş bir toplumun kendisine kattıklarını anlattı. Basın toplantısı sonrası Kirms: "Kürt Özgürlük Hareketini ve sahadaki durumu anlamak için delegasyona katıldım. Bu anlayış bana enternasyonalist bir bakış açısıyla mücadeleleri bir araya getirme, küresel, kolektif bir etki geliştirme ve yerelde özgürleşmiş bir topluma yönelik yaklaşımları anlamama yardımcı oldu. Yaşadığımız bu olayla, Türkiye'de faşist rejimin baskı araçları ile yarattığı derin uçurumları ve Avrupa'daki kapitalist ve ataerkil rejimlerin uyumunu bizzat tanımak zorunda kaldım. Almanya bu konuda ayrı bir rol üstlenmiyor. Almanya, Kürt nüfusun siyasi muhalefetine dönük her türlü Türk faşist şiddetine ve savaşına dahil olmuş durumda. Grup olarak, Kürtlerin yaşadığı siyasi, fiziksel ve psikolojik şiddeti bizzat yaşamak zorunda kaldık. Uğradığımız aşırı şiddete rağmen, kolektif olarak yönetilen yapılara derin bir güven, feodal, cinsiyetçi ve faşist devletlere karşı güçlü bir red ile kadınların ve dolayısıyla tüm toplumun özgürleşmesi yoluyla yeni umutlarla güçlenmiş olarak döndük." GÖTTİNGEN/ANF-DEUTSCH

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.