Türk ordusu tıkandı

Halk Savunma Merkezi Karargah Komutanı Murat Karayılan

Halk Savunma Merkezi Karargah Komutanı Murat Karayılan

  •  AKP-MHP hükümetinin kaderini Kürtlere karşı sürdürdüğü savaşa bağladığını belirten Halk Savunma Merkezi Karargah Komutanı Murat Karayılan, bunun için de NATO’nun ikinci büyük ordusu olmasına rağmen daha fazla dış destek hazırladığını; KDP ve korucuları aktifleştirdiğini, Suriye’den çeteleri tranfer ettiğini ve kimyasal dahil tüm araçları kullandığını söyledi. 
  •  Türk ordusunun 15 günde 300 civarında kaybına işaret ederek, Erdoğan ve Bahçeli’nin binlerce askerin ölümünü göze aldığını anlaşıldığını söyleyen Karayılan, “Mesela ısrarla indirme yapıyor. Askerler üslerine de dönemedikleri için ortalıkta bırakılıyor. Yani askerlere ‘ya ölün ya da yerleşin’ diyorlar. Geri dönüşleri yok. Düşman şu an tıkanmış durumda” dedi.

Gerillanın yükünün de öyle hafif olmadığını, herkesin elinden gelen her şeyi yapması gerektiğini kaydeden Karayılan, şunun altını çizdi: “Bu direniş, bütün Kürtler için onurdur. Biz, haklıyız. Kürt halkının özgürlük davasından daha haklı bir dava yok. Varlık, dil, ulus davasıdır. Bu yüzden zafer düşmanın değil, bizim olacak.”

Halk Savunma Merkezi Karargah Komutanı Murat Karayılan, Dengê Welat radyosunun sorularını yanıtladı. Söyleşinin bazı bölümleri şöyle: 

Herkes için hayati bir savaş

AKP-MHP hükümeti, bu saldırılarda Kürt halkına karşı başarılı olursa iktidarını kalıcılaştırır ama başarılı olamazsa yok olur. Bu savaş, onlar için hayatidir. Özellikle Erdoğan ve Bahçeli için durum böyledir. Başarılı olurlarsa sadece PKK’yi tasfiye etmekle kalmaz, Kürt halkının bütün kazanımlarını yok eder; Kürdistan’da soykırım siyaseti hakim olur. Kürt halkı için de Zap’ta, Avaşîn’de yürütülen savaş, ulusal ve geleceğini belirleyen bir savaştır. 

Türkmenistan’dan savaş elemanı

Düşman, son saldırıda hem daha fazla teknik kullanıyor hem de dış güçlerin daha fazla desteğini hazırladı. En önemlisi de Kürt iş birlikçi çizgisini daha fazla aktifleştirdi. Başûr hattından da saldırmak için KDP ile aralarında yapılan görüşmeler, verilen gizli sözler var. KDP, düşman için hazırlıklar yaptı. Düşman gerillayı Zap’ta kuşatmaya alıp başarılı olmayı hesapladı. Kürt iş birlikçi çizgisini sadece Başûr’da değil, Bakur’da da aktifleştirdi. Kürdistan’daki bütün korucuları toplayıp işgal saldırısına katıyor. Suriye’deki DAİŞ artığı çeteleri, özellikle de Türkmenistan’dan gelen çete elemanları dahil ediyor. Geliştirilmiş teknik, Kürt iş birlikçiler ve özellikle de kimyasal silah kullanarak sonuç almak istiyor.

Askerleri ortalıkta bırakıyor

Çok büyük bir savaş veriliyor. Düşman, her türlü silahla havadan ve karadan saldırıya geçti. 15 günü geride bıraktığımız bu savaşta Kürdistan özgürlük gerillası büyük bir başarı gösterdi. Düşman şimdiye kadar hiçbir şekilde mevzilere giremedi. Arkadaşlarımızın verdiği rakamlara göre ve takip ettiğimiz kadarıyla 300 civarında kayıpları var. Belli ki Erdoğan ve Bahçeli yüzlerce, binlerce askerin ölümünü göze almış. Mesela askerleri indirmek istiyor ama indiremiyor, helikopter geri dönüyor; 1.5-2 saat sonra tekrar askerleri indirmeye çalışıyor, arkadaşlar yine müdahale edip izin vermiyor. Askerler üslerine de dönemedikleri için ortalıkta bırakılıyor. Yani askerlere ‘ya ölün ya da yerleşin’ diyorlar. Geri dönüşleri yok. Büyük kayıplar verdikleri için tekrar kimyasal silah kullanmaya başladılar. Düşman şu an tıkanmış durumda.

Gerillanın yükü de ağır

Gerillanın yükü de öyle hafif değil. Bizim de her alanda Zap’taki kahramanlara destek olmamız lazım. Halkımız, bütün arkadaşlarımız, tüm Kürdistan eyaletleri, herkes rolünü oynamalı. Herkes elinden gelen her şeyi yapmalıdır. Kürdistan özgürlük gerillası savaş sanatında bir derinliğe ulaşmış durumda. Şüphesiz savaş, sadece cesaret, inanç ve iradeyle yürütülmez. Aynı zamanda savaş sanatında bir derinlik var, zengin taktikler var. Bütün bunlar birbirini tamamladığı için gerilla bu vahşi saldırılara karşı durabiliyor. Zaten kimyasal silah kullanmasa gerilla karşısında anında yenilirdi. Şu an kimyasal silah da düşman için çare değil. Bu, bütün Kürtler için onurdur. Kendisini NATO’nun en büyük 2. ordusu olarak gören bir orduya karşı böyle bir direniş sergilemek sıradan değil. Biz, haklıyız. Kürt halkının özgürlük davasından daha haklı bir dava yok. Varlık, dil, ulus davasıdır. Bu yüzden zafer düşmanın değil, bizim olacak.  HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.