Türkiye'yi bu hale Kürt inkarı ve Kürtlerle savaş getirdi

Forum Haberleri —

.

.

  • Türkiyeli yurtseverlerin, kaynağını Kürt inkarcılığından alan demokratikleşme sorunlarını görememeleri, kendilerini süreçlerden koparttı. Kürt inkar ve soykırımının Türklere verdiği zarar Türk halkına anlatılmak durumundadır.

CİHAN EREN

Kürt siyasi hareketi ve Türkiye'deki yurtsever demokratlar, yıllardır AKP’nin bir proje olduğunu, ABD tarafından iş başına getirildiğini söylüyor. Türkiyeli solcular, sosyal demokratlar ve milliyetçi olmayan laikler, AKP’nin temel amacının Türkiye’deki laikliği ortadan kaldırmak olduğunu belirtiyor. Bu kesimler AKP’nin ılımlı İslam denilen ABD projesine Ortadoğu'da pratik öncülük yapması için iktidara getirildiğini dile getiriyor.

Kürt siyasetiyse, AKP'nin iktidara getirilmesinin asıl nedeninin Türk devletinin Kürt soykırımını İslami argümanlar kullanarak tamamlamak olduğunun söylüyor. Kürtler de AKP'nin ılımlı İslam projesine liderlik etmesi için desteklendiğini ifade ediyor. Kürt siyasi hareketi, AKP’nin Türkiye’yi İhvan çizgisine sokmak için çalıştığını kabul ediyor. Ancak bir kesim sol ve sosyal demokrat çevrenin iddia ettiği gibi Türkiye'de ortadan kaldırılacak bir laikliğin olmadığını, Türkiye'deki laikliğin anayasadaki cümlelerle sınırlı kaldığını, devletin ve sermayedarların istedikleri gibi kullandıkları bir argüman olduğunu belirterek, ‘AKP laikliği ortadan kaldırmak için iş başına getirildi’ iddiasını abartılı bulmaktadır. Baykal’ın Erdoğan ile yaptığı anlaşma, TSK içindeki laik Kemalistlerin tasfiyesine bir direncin gösterilmemesi vb… gerçeklikler, Kürtlerin daha doğru olduğunu göstermektedir.

İkincisi, Osmanlı’dan beri İstanbul gibi merkezlerde belli bir elit kesim zaten laik yaşıyordu. Bu elitlerin cumhuriyetle birlikte biraz daha genişlemiş ve görünür olmaya başlamış olmasına bildik anlamda özgürlükçü laiklik denilmesi abartılıdır, yanlıştır. Alevilerin durumu, Türkiye'de laikliğin yanlış bilindiği, tartışıldığı ve uygulandığı gerçeğini çok net göstermektedir.

Bir diğer önemli nokta, Türkiye'nin laik olup olmaması kendi başına özgür ve demokratik bir ülke olduğu anlamına gelmez. Özgürlük ve demokrasi bir bilinç ve kültür meselesidir. En başta da farklı kimlik ve kültürleri tanımaktır. Bu olduktan sonra Yıldız Sarayı’nda Abdülhamit’in torunları otursa da Türkiye demokratik olabilir. Eğer Türkiye AKP rejiminden önce laikti şimdi laik değil deniliyorsa o zaman Aleviler neden inkar edildi, merdiven altı binlerce tarikat evi, mescit, Kur'an kursu neden vardı? Diyanet neden kurulmuş ve devlet eliyle ne tür faaliyetler yapmış? Sorularına ikna edici cevaplar bulmak gerekecek. Dolayısıyla AKP laikliği ortadan kaldırmıyor. Çünkü Türkiye'de ortadan kaldırılacak laiklik hiçbir zaman olmadı. Cumhuriyet Türkiye'sini, laikleşmeye açık, dini felsefik ve ilmi tartışabilecek bir ortamın olduğu ülke şeklinde tanımlamak daha doğru olacaktır. AKP toplumdaki bu hoşgörüyü, değişik fikirlere açık ortamı, bilimsel tartışma yapabilecek zemini tümden ortadan kaldırmaya çalışıyor. Herkesi dinci ve milliyetçi ajitasyonla kendine bağlamak istiyor.

Türkiye'deki bir kesim sol ve sosyalistin, CHP tabanı olan ve değişik çevrelerden oluşan sosyal demokratların önemli bir bölümünün AKP okumasının eksik ve yanlış olması, AKP'nin ömrünü uzatan en önemli husus oluyor. Bu kesimlerin demokratik cumhuriyeti yeterince açık ve Türkiye gerçekliğine göre tanımlayamamaları kendilerini zorluyor, güçsüz bırakıyor. Bu da CHP gibi bir partinin muhalefet tarzını belirleyen etmenlerin başında geliyor. Türkiye'de cumhuriyeti demokratikleştirecek adımları hızla atmak gerekirken, bunu anlamak istememe ya da anladığı halde gereklerini yerine getirmeme, AKP'yi beslemeye devam ediyor. Türkiyeli sol ve yurtsever demokratik muhalefetin atıl kalmasının nedeni, kesinlikle demokratik cumhuriyeti açık ve net ifade etmemeleridir.

Belirtmeye çalıştığımız Türkiyeli demokrat ve yurtseverleri çözemedikleri için zincirleme yanlışlara sürükleyen sorunsa Kürt inkarıdır. Bu kesimin Kürtlere yaklaşımıdır. Türkiye'de kendisine sol ve sosyal demokrat diyen önemli bir kesim, kendilerini demokratça Kürt inkarından kurtaramadıkları için cumhuriyetin demokratikleşmesini doğru tartışamıyorlar. Kürt siyasi hareketiyle devrimci demokratik cephede bir araya gelip, demokratik cumhuriyet mücadelesi vermede zorlanıyorlar.

AKP-MHP kafası, Türkiye'nin siyasi, ekonomik ve toplumsal sorunlarını daha da derinleştirdi. Türkiye zengin ve kullanışlı dinamiklere sahip bir ülkedir. Buna rağmen sorun çözen değil ‘oyun bozan’ ise bunun da temelinde Kürt inkarını strateji kabul etmiş devlet aklı ve kurguladığı cumhuriyet vardır. Bu cumhuriyet aşılmıştır. AKP sahipleri bu gerçekliği fark eder etmez hızla harekete geçtiler. Türkiyeli yurtseverlerin, kaynağını Kürt inkarcılığından alan demokratikleşme sorunlarını görememeleri, kendilerini süreçlerden koparttı. AKP denilen proje, aşılan ancak kurduğu kimi yapıları hızla demokrat cumhuriyete dönüştürülebilecek eski cumhuriyet yerine, faşist ve dinci bir rejim kurma adımları attı. Atmayı sürdürüyor.

AKP faşist dinciliğe yeni Türkiye dese de bu çizginin sonu gelmiştir. Bu, demokratik cumhuriyet inşası için büyük imkandır. Bu imkanı kullanmanın yolu hızla ve korkmadan Kürt inkarından vazgeçmekten geçiyor. AKP denilen proje, Kürt soykırımı yaparak Türkiye’yi büyüteceğini, zenginleştireceğini iddia etti. Ediyor. Sonuç ortadadır. O zaman zihniyet devrimi yapar gibi ‘Türkiye Kürtleri kabul ederek, barışarak büyür’ siyaseti izlenmelidir. Kürtlere terörist denilirken iddia edilenlerin binlerce kat fazlasını yaptığı halde kendini doğru ve haklı gören devlet aklıyla yol almanın artık mümkün olmadığı daha açık ve cesaretli dilendirile bilinmelidir. Yurtseverler bunu devlete değil halka anlatmak durumundadır.

Yurtsever demokratlık, halkın sesine kulak vermekse, bütün yurttaşların çıkarlarını savunmaksa Kürt inkar ve soykırımının Türklere verdiği zarar Türk halkına anlatılmak durumundadır. Kürt halkının varlığı kanunlarla güvence altına alınacak denilip, şimdiye kadar yapılamayanların AKP-MHP rejimine güç verdiği her yerde dilendirile bilinmelidir.

Türkiye'nin ya Kürtlerle birlikte büyüyüp zenginleşmesi ya da Kürt düşmanlığına devam ederek batmasından başka yolu kalmamıştır. KCK’nin başlattığı ‘özgürlük zamanı’ hamlesinin Aleviler başta olmak üzere Türkiyelilerce bir de bu perspektiften ele alınması gerektiği ortadadır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.