Tutsak mektuplarına sansür

Gülseren Yoleri
- İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri: "Özellikle Y Tipi, S Tipi ve Yüksek Güvenlikli cezaevlerinden gönderilen mektupların büyük kısmı hak ihlalleriyle ilgili şikayetler içerdiği için cezaevi idareleri tarafından sansürleniyor."
ERDOĞAN ALAYUMAT / İSTANBUL
İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, son dönemde gelen mektupların çoğunun, ya bir satırı ya da bir sayfasının sansürlenerek gönderildiğini belirterek, "Sansürlü kısımlar fotokopi çekilerek gönderiliyor veya karalanıyor” dedi.
Tutsakların yaşadığı hak ihlallerine her gün bir yenisi ekleniyor; ayakta sayım, askeri nizam, sağlığa erişim hakkının engellenmesi, çıplak arama, iletişim yasakları, yayın yasakları gibi yüzlerce hak ihlallerine maruz kalıyor. Yaşadıkları hak ihlallerini dışarıya duyurmak için ellerinde bulunan tek iletişim aracı olan mektuplar ise cezaevi idareleri tarafından sansürleniyor. Son dönemde özellikle Y Tipi, S Tipi ve Yüksek Güvenlikli cezaevlerinden İHD İstanbul Şubesi’ne gönderilen mektuplar sansürlenmiş şekilde geliyor.
Sansür, karalama ve fotokopi
Gazetemize konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, gönderilen mektupların çoğunun hak ihlali başvuruları olduğunu belirterek, içeride yaşanan sorunların ve hak ihlallerinin dışarıya yansımaması için mektupların cezaevi idareleri tarafından sansürlendiğini söyledi. Yakın zamanda gönderilen 5 mektubun fiziken sansürlendiği bilgisini paylaşan Yoleri, “Son dönemde hapishanelerde böylesi bir uygulama var. Bunlar genelde ya bir satırı ya da mektubun bir sayfası sansürlenerek gönderilen mektuplar. Sansürlenmiş kısımlar fotokopi çekilerek gönderiliyor. Mektuplar bazen de karalanıyor. Sansürlenen mektuplarda neler yazdığı bilemiyoruz” dedi.
Otosansür devreye giriyor!
Tutsaklardan, “Sorunlarımız var. Bunları mektupla aktarmamız mümkün olmadığından bizi ziyaret etmenizi istiyoruz” talebinin arttığını söyleyen Yoleri, bunda sansürün payının büyük olduğunun altını çizdi. Tutsak mektuplarının sadece sansüre değil otosansüre de uğradığını aktaran Yoleri, “Bazı mahpuslar yaşadıkları ihlalleri direkt anlatamadığı için mektuplarına otosansür uygulayarak daha yumuşak bir dil kullanarak anlatmak zorunda kalıyor. Bazen de yaşadıkları hak ihlallerine hiç değinmiyorlar. Herhangi bir engele takılmamak için kendilerine otosansür uygulamak zorunda kalıyorlar” diye konuştu.
Erişim zorluğu büyük sorun
Hapishanelerde sansür bariyerini aşmanın kolay olmadığını vurgulayan Yoleri, şöyle devam etti: “Gelen sansürlü mektuplarda mahpusların yaşadığı sorunlar ve yazdıkları hak ihlalleri okunmadığı için doğrudan cezaevine gidilmesi gerekiyor. Mümkün olduğunca gitmeye çalışıyoruz ama hapishane sayısı çok fazla olduğu için bu taleplerin çok azını karşılayabiliyoruz.”
Gerçekler duyurulmasın diye
Son dönemde sansürlenmiş mektuplar aldıklarını söyleyen Yoleri, “Kadın hapishanelerinden, F Tipi ve S Tipi hapishanelerinden gelen sansürlü mektuplar da var. Dışarıya çıkmasını istemedikleri bilgiler sansürleniyor. Özellikle yeni tip hapishanelerin nasıl yerler olduğu, yapılan uygulamaların ne şekilde gerçekleştiğine dair birtakım bilgilerin dışarıya çıkması engelleniyor” dedi.
Mektubun yarısına sansür
Yoleri, yakın zamanda cezaevindeki eşine para gönderdiği için dört yıl hapis cezası onanan ve tutuklanarak Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderilen İHD yöneticisi Hatice Onaran’ın yolladığı mektubun yarısının sansürlendiğine dikkat çekti. “Burada mesele mektupların içeriği” diyen Yoleri, “Mahpuslar idarelerin birtakım uygulamalarını mektupta deşifre ediyorlar. Cezaevi idareleri gizli kalmasını istedikleri birtakım uygulamaların dışarıya ulaşmasını istemediği zaman sansür yoluna başvuruyor” diye konuştu.
* * *
Tahliyeye 'açlık grevi' engeli
Tutsak Emrah Kandemir’in tahliyesi, açlık grevine katıldığı gerekçesiyle 6 ay uzatıldı.
Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde tutulan Emrah Kandemir, ceza infaz süresini 24 Aralık 2024'te tamamlamasına rağmen “iyi halli olmadığı" gerekçesiyle tahliye edilmedi. Kandemir, 2011'de “Örgüt üyeliği” iddiasıyla dört ay; 2012'de “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 8 ay tutuklu kaldı. Kandemir, tutuklu kaldığı dosyalardan beraat etti.
Kandemir, 2015'te Agirî’nin Bazîd (Doğubayazıt) ilçesinde yeniden gözaltına alındı ve tutuklandı. Ağrı 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Kandemir'e “Örgüt üyeliği” iddiasıyla 10 yıl 6 ay; “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 3 yıl 6 ay ceza verildi. Önceki davalardan beraat ettiği için 12 aylık tutsaklığı son cezasından mahsup edildi.
Kandemir, mahsup kararının ardından 24 Aralık 2024'te ceza infazını tamamladı. Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu, tecride karşı açlık grevine katıldığı gerekçesiyle Kandemir'in “iyi halli olmadığını" ileri sürdü. Kandemir'in tahliyesi 6 ay engellendi.
Anne Hamide Çelik, oğlunun tahliyesinin engellenmesine tepki gösterdi. Oğlunun sırasıyla Agirî, Konya, Erzîrom, Wan ve en son Xarpêt'te bulunan cezaevlerinde kaldığını aktaran Hamide Çelik, "Konya uzak olduğu için bir yıl ziyarete gidemedik. Tutsakları ailelerinden uzak kentlere götürerek onları yalnızlaştırmak istiyorlar. Bu yöntemle hem tutsağı hem de ailesini cezalandırıyorlar" dedi. Oğluna dönük uygulamanın hukuksuzluk olduğunu söyleyen Hamide Çelik, şöyle devam etti: "Bu sorunun çözümü Adalet Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığındadır. Onlar isterse bu sorunu çözer. Ancak yetkilerini cezaevi kuruluna vermiş durumdalar. Eğer bir ülkede adalet yoksa orada intikam devreye girer. Bundan dolayı bugün Emrah bırakılmıyor. Bu yıl, çözüm yılı olsun ve anneler çocuklarıyla kucaklaşabilsin." AGIRÎ