Üç ülke sınırında emek sömürüsü

Kadın Haberleri —

Panik köyü / Iğdır

Panik köyü / Iğdır

  • Ermenistan, İran ve Azerbaycan’la sınır olan Îdir’de yaşayan kadınlar sınır ticaretinin olmamasından dolayı tarla ve bahçelerinde ektikleri ürünleri ucuza satmak zorunda kalıyor. Emeklerinin görülmemesine tepki gösteren kadınlar, kapıların açılmasını ve kentin durumunun düzeltilmesini istiyor.

Ekonomik kriz halkın belini bükmeye devam ediyor. Bilmediğimiz yerlerde, tanımadığımız kadınların hikayesinde dokunduğumuzda derinleşen krizle birlikte kadının emek sömürüsüne tanık oluyoruz.

Yakından bakacak olursak; Ermenistan, İran ve Azerbaycan sınırında olan Îdir’da (Iğdır) sınır ticaretinin yapılmaması ekonomik çöküşü getirdi. İran ve Ermenistan sınır kapıları kapalı iken, Azerbaycan kapısı ise sadece belirli aralıklarla açık. Yani üç ülkenin sınırındasın ama krizden etkileniyorsun.

Jinnews’ten Rojda Aydın, Îdir’in Panik köyünde yaşanan kadınların sınır ticaretinin olmamasından dolayı ürettiklerini ucuza satmak zorunda kalmasını ve yaşadıkları sorunları dinledi.

 

Helen Kızılay

 

Bahçeden tarlaya emek

Helen Kızılay, geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlıyor. Emeğinin karşılığını alamamasını şöyle anlattı:

“Bahçemizde domates, biber, salatalık, patlıcan ekiyoruz. Bunun dışında da mısır, buğday, arpa ve yonca ekiyoruz tarlalarımızda. Yine meyve ağaçlarımız var. Sonbahar geldiğinde bu sebze ve meyvelerimizi şehre götürüp satıyoruz. Geliri ile de geçimimizi sağlıyoruz. Ancak çok bir şey kazanamıyoruz. Çünkü çok ucuza satmak zorunda kalıyoruz.”​

Kaderine terk edilmiş gibi

Üç ülkeyle sınır oldukları halde ticaretten yaralanamadıklarına işaret eden Kızılay, “Ticaret kalmadı artık. İran ve Ermenistan kapıları kapalı. Sadece Nahçivan açık. Ancak sadece Îdir’egidip, elimizde kalmasın diye çok ucuza satıyoruz. Bir yandan kriz bir yandan sınır kapısı kapalı. Nasıl yapacağımızı bilmiyoruz. Her iki sınır kapısının da açılmasını, kentin durumunun düzelmesini istiyoruz ve artık emeğimiz görülsün istiyoruz” dedi.

 

Bahar Kesen

 

‘Yaylaya gitmesek geçinemeyiz

Bahar Kesen, çiftçilik yapıyor ve yazın da yaylaya giderek krizle baş etmeye çalışıyor. Yazın ektiklerini ise sonbahara doğru topluyor.

“Köyde yaşamımız böyle. Eğer yaylaya gitmesek geçinemeyiz. Süt satarak geçinmeye çalışıyoruz. Yine köyde sebze ekiyoruz, meyve ağaçlarımız var. Bu ürünleri satıyoruz ancak ucuza gidiyor. Kapılar açık olsaydı daha çok satılırdı. Bunun dışında yapacak işimiz yok. Çünkü Îdir’de iş yok. Meyve sebzelerimiz değersizleşmiş. Mazot almak zorundayız. Marketlerde küçük bir kutu peynir 20 liraydı şimdi 100 lira olmuş. Şehre bir şey almaya gittiğimizde alamadan dönüyoruz.”

 

Fazile Kızılkuş

 

Bin TL’ye çay ve yağ alabiliyorlar

Ekonomik krizin etkisini köylerde de hissettirdiğine dikkat Fazile Kızılkuş, tarım ve hayvanlık yapıyor. Önceleri pamuk ektiklerini ancak üretimleri maliyeti karşılayamayınca bu işi bıraktıklarını ifade den Kızılkuş, Îdir’da yaşamanın verdiği zorlukları şöyle sıraladı:

“Sınır kapısı da kapalı olduğu için ürünlerimizi şehirde ucuza satıyoruz. TIR’ları olanlar var. Onlar Nahçivan’a gidiyor ve ürünlerini satıyor. Ancak diğer kapılar kapalı olduğu için biz gidemiyoruz. Sebzelerin kilosunu 2 liradan sattık. Yaşam zor. Bir torba un 600 TL olmuş. Bir torba pirinç alıyoruz 270 TL.  Her şey pahalı. Bir yandan bu kriz de bizi etkiliyor. Bin liraya ancak bir çay ve yağ alabiliyoruz.”

 

Şenhaz Gülcan

 

‘Büyük emek veriyoruz, görünmüyor’

Aslen İranlı olan Şenhaz Gülcan ise, yaylada besledikleri hayvanlar ve ektikleri ürünlerle geçindiklerini söyledi.

“Emeğe karşılık eline bir şey geçmiyor. Îdir’de ürünlerimizi satamıyoruz. Ancak İran ve Ermenistan’a da götüremiyoruz. Çünkü her iki kapı da kapalı. Sadece Nahçıvan açık. Kapı kapalı olduğu için ailemin yanına da gidemiyorum. Burada büyük bir emek verip çalışıyoruz ama kadınların emeği görülmüyor.”

 

Dilber Gülcan

 

Kapılar açılsa….

Dilber Gülcan da yaşadıklarını şu sözlerle dile getirdi: “Kadınlar köyde ekim yapıyor. Ancak bu da para etmiyor. Çünkü satılmıyor. Şehirde çok ucuza satıyoruz. Ucuz satıldığı için de ihtiyaçlarımızı alamıyoruz. Yoksul olanlar geçinemiyor. Bazen meyvelerimizi satıyoruz bazen de kurutup satıyoruz. Ancak yine de para etmiyor. Kapılar kapalı olduğu için nerede satacağımızı bilmiyoruz. Sınır kapılarının açılmasını istiyoruz. Bu şekilde az da olsa geçinebiliriz. Şehirde iş yok gençler çalışamıyor. Kapılar açılırsa ticaret yapabiliriz. Hayat çok pahalı. Küçük bir su bile 10 lira olmuş.” IDÎR

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.