Umudun ve ısrarın anahtarı

Şêxa Xetîb Mano
- Serêkaniyê’den göç etmek zorunda kalan Şêxa Xetîb Mano: “Evimi satmayacağım, toprağımdan vazgeçmeyeceğim. Bir gün gelecek, bu anahtarla kapımı açacağım ve yine kapımın önüne yaseminler dikeceğim.”
Türk devleti ve ona bağlı çete gruplarının 2019 Ekim’inde Serêkaniyê ve çevresine yönelik işgal saldırıları, binlerce aileyi evlerinden kopardı. Altı yıl geçmesine rağmen, Cizîrê Kantonu’na bağlı Til Temir’deki bir okulda geçici barınağa dönüşen sınıflarda yaşam mücadelesi veren aileler, bir gün evlerine dönecekleri umudunu koruyor. Bunlardan birisi de Şêxa Xetîb Mano’dur. Enîq El Hewa köyünden 40 yaşındaki üç çocuk annesi Şêxa Mano, evinin anahtarını çantasında taşıyarak hem kaybettiklerini hatırlıyor hem de toprağına dönme hayalini canlı tutuyor.
Dakikalar içinde göç
Hayatını altüst eden o geceyi unutamayan Şêxa Xêtîp yaşadıklarını ANHA’ya şu sözlerle anlattı: “Akşam, aileme yemek hazırlıyordum, patlama sesleri duydum. Tüm evin sallandığını hissettim. Çocuklarıma ‘hemen çıkın’ diye seslendim. Evin anahtarını aldım ve çıktık; evi, duvardaki fotoğrafları, sıcak ekmek kokusunu ve ocakta kaynayan yemeği, her şeyimizi orada bıraktık.” Eşyalarını yanında getirme fırsatı olmadı. Dakikalar içinde, bombardıman yüzünden göç etmek zorunda kalan köylülerin arasında buldu kendini. O anda, o ve ailesi topraklarından göç ettirilmişti.
Zor ama irademiz kırılmıyor
Altı yılı aşkın süredir Şêxa ve çocukları, Til Temir’de barınağa dönüştürülen bir okulda yaşıyor. Odalar dar, duvarlar eski, yatak sayısı yetersiz. Yine de ailesine huzur hissi vermeye çalışıyor ve şöyle diyor: “Göç zor ama irademiz kırılmıyor. Ailemin ve komşularımın içinde umudu yeşertmeye çalışıyorum; onlara köylerimizi ve evlerimizi hep hatırlatıyorum.”
Şêxa’ya göre barınakta yaşam güç; su yetersiz, elektrik sık sık kesiliyor, yiyecek çoğu zaman yetmiyor. Buna rağmen Şêxa, göç eden kadınlar için bir moral kaynağına dönüşmüş durumda, onların direnişini anlatıyor ve umudu diri tutuyor.
Toprağımdan vazgeçmeyeceğim
Şêxa, köyündeki evinin anahtarını hiç kaybetmedi. Anahtarı çantasından ayırmıyor; ne zaman umudu azalsa çıkarıp eline alıyor. “Bu anahtar benim hayatım,” diyen Şêxa, şöyle devam ediyor: “Her elime aldığımda, sanki evimin kapısının önündeymişim gibi hissediyorum; kapıyı açıp içeri giriyorum, tıpkı eskiden her sabah yaptığım gibi.”
Artık anahtar Şêxa için yalnızca maddi bir nesne değil; göçün tanığı, dönüşün sözü ve çocuklarına verdiği “Göç ne kadar uzasa da toprak unutulmayacak” mesajıdır.
Yıllar geçti ama Şêxa umudunu yitirmedi. İşgal altındaki bölgelerden gelen haberleri izliyor; yarın yola çıkacakmış gibi dönüş gününe hazır. Elindeki anahtarı gösterip gözleri umutla parlayarak şu ifadeleri dile getiriyor:“Evimi satmayacağım, toprağımdan vazgeçmeyeceğim. Bir gün gelecek, bu anahtarla kapımı açacağım ve yine kapımın önüne yaseminler dikeceğim.” HASEKÊ














