4 Ocak mitingine çağrı

ÖHD Amed Şubesi'nden miting çağrısı

ÖHD Amed Şubesi'nden miting çağrısı

  • Özgürlük için Hukukçular Derneği, Amed'de 4 Ocak'ta gerçekleştirilecek mitinge katılım çağrısında bulundu ve ekledi: "Umut hakkını savunmak, barışı savunmaktır"

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şubesi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle 4 Ocak’ta İstasyon Meydanı’nda gerçekleştirilecek “Umut ve Özgürlük” mitinge dair açıklama yaptı.

Metnin Kürtçesini ÖHD Amed Şube Eşbaşkanı Muhittin Muğuç, Türkçesini ise ÖHD Genel Merkez Yöneticisi Adile Salman okudu.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Türkiye’de hukuk devleti ilkesinin sistematik biçimde aşındırıldığı, istisnai ve olağanüstü uygulamaların kalıcı hale getirildiği bir dönemde; barışın, demokratik toplumun ve eşit yaşamın inşası artık ertelenemez bir hukuki ve siyasal zorunluluk haline gelmiştir. Barışın, demokratik çözümün ve toplumsal adaletin hukuki zemini kurulmadan; Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun derinleşen siyasal, toplumsal ve insani krizlerden çıkması mümkün değildir. Bugün ihtiyaç duyulan; hukukun istisna değil kural, keyfiyetin değil insan haklarının belirleyici olduğu bir düzenin inşa edilmesidir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), başta Öcalan/Türkiye (No.2) kararı olmak üzere verdiği kesin ve bağlayıcı kararlarla; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının koşullu salıverme imkânı olmaksızın uygulanmasını, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3. maddesi kapsamında işkence yasağının ihlali olarak tespit etmiştir. AİHM, bu ihlalin giderilmesi için “umut hakkını” güvence altına alacak yasal düzenlemelerin zorunlu olduğunu açıkça belirtmiştir. AİHM kararının üzerinden 11 yılı aşkın süre geçmesine rağmen Türkiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına ilişkin umut hakkını tanıyacak yasal düzenlemeleri yapmamış; binlerce mahpusu kapsayan yapısal ve sistematik ihlali sürdürmüştür. Avrupa Konseyi (AK) Bakanlar Komitesi (BK), 15–17 Eylül 2025 tarihli toplantı sonucunda AİHM kararının halen yerine getirilmediği tespitini yenilemiş ve Türkiye’nin yükümlülüklerini tam, etkin ve gecikmeksizin yerine getirmesi gerektiği çağrısında bulunmuştur. Komite keza meclise sunulmuş yasa tekliflerinin kabul edilebileceğini önerdiği gibi Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nde kurulan Meclis Komisyonundan da yararlanılabileceğini vurgulamıştır.

Buna rağmen ne Meclis bünyesinde ne de Meclis Komisyonunda umut hakkına dair tartışmalar ilerletilmiştir. Ayrıca komisyon tarafından sürece dair ortak raporun hazırlandığı bugünlerde gerek siyasal bağlamda gerekse de anayasal ve uluslararası hukuk bağlamında umut hakkının yasal çözümüne dair herhangi bir irade veya teklife işaret edilmemiştir.

Umut hakkı güvence altına alınmalı 

Özgürlüğü mutlak biçimde inkâr eden bir infaz rejimi, barışın hukukunu imkânsızlaştırmakta; hukuku ise cezalandırmanın bir aracına indirgemektedir. Süresiz infaz rejimleri ve ağır tecrit uygulamaları, insan onurunu zedeleyerek özgürlüğü istisna, cezalandırmayı ise kural haline getirmekte; bu yönüyle hukuku, barışı ve toplumsal çözüm imkânlarını sistematik biçimde tahrip etmektedir. AK’nin çağrıları ve AİHM’nin bağlayıcı kararları, bu tabloya son verilmesi için özgürlüğü esas alan bir hukuki çerçevenin kurulmasını zorunlu kılmaktadır. Bu sorumluluğun yerine getirilmesi ise açıktır: Meclis, umut hakkını güvence altına alan ve özgürlüğü hukukun merkezine yerleştiren yasal düzenlemeleri gecikmeksizin hayata geçirmekle yükümlüdür.

Sayın Abdullah Öcalan’ın ifade ettiği gibi; ‘Umut ilkesi devletin atması gereken bir adımdır. Bu bagajı kaldırması lazım. Bu, binlerce insanı etkileyen bir meseledir. Nereden bakarsanız bakın bunun kaldırılması gerekir. Hukuk açısından bunun yapılması gerekir. Politika da adalet de bunu gerektiriyor.’ Umut hakkının hayata geçirilmesi; Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması; Kürtlerin ve tüm toplumsal kesimlerin hukuk dışı bırakılmasına son verilmesi ve demokratik entegrasyon hukukunun inşa edilmesi, gerçek ve kalıcı barışın temel koşuludur.

4 Ocak mitingine çağrı 

Bu tarihsel sorumluluk bilinciyle, 4 Ocak’ta Amed İstasyon Meydanı’nda gerçekleştirilecek ‘Umut ve Özgürlük Mitingi’, umut hakkının hukuki ve toplumsal bir yükümlülük olarak hayata geçirilmesi, barış ve demokratik çözüm iradesinin güçlendirilmesi bakımından önemli bir kamusal çağrı niteliği taşımaktadır. Miting, hukukun üstünlüğü, insan onuru ve özgürlük ilkeleri temelinde demokratik bir toplumun inşası yönündeki ortak talebin görünür kılınmasını; barışın ancak hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı bir hukuki zeminde mümkün olabileceğinin güçlü biçimde ifade edilmesini amaçlamaktadır.

Bizler ÖHD olarak; ‘umut hakkı’nın derhal uygulanmasını, AİHM ve Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Komite kararlarının eksiksiz ve gecikmeksizin yerine getirilmesini, Meclis’in ‘umut hakkı’na ilişkin mevcut yasa tekliflerini ivedilikle gündemine alarak yasalaştırmasını talep ediyoruz. Bu bilinçle; umut hakkının yaşama geçirilmesi ve Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanmasını, barışın hukuki güvencelerle inşa edilmesi talebiyle; tüm hukukçuları, demokratik kurumları ve halkımızı 4 Ocak Pazar günü Amed İstasyon Meydanı’nda bir araya gelmeye, hukuka ve barışa sahip çıkmaya, sorumluluk almaya çağırıyoruz. Umut hakkını savunmak, barışı savunmaktır.” AMED

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.