Xıyar bahçesinden gelen adam!
**
AKP 2013 yıkama ve yağlama çalışmaları tam gaz devam ediyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, ‘Benim AK Parti’ye gelmemdeki en önemli neden, milletin namusunu kendi namusu bilen bir Başbakan ve kadro var’ demiş. Bakın size daha taze bir “namuslu” örnek vereyim. Geçenlerde Başbakan Silopi’de idi. Kendisine bir konuda itiraz eden bir adama sahneden aynen şöyle seslendi: “Nankörlük yapma, sus nankörlük yapma. Ekmek bulamazsınız yemeye, ekmek gelince de tepersiniz. Bu ülkede taş üstüne taş koyana teşekkür ederiz biz. 800 milyon Dolarlık yatırım geliyor. Teşekkür edeceğinize başka şeyler konuşuyorsunuz.”
Süleyman Soylu bence her şeyi bırakıp kendi “namus ayarına” bir göz atsın. Ya da beynini fabrika ayarlarına geri getirsin…
**
Tam olarak İdris Naim’i özlediğimi itiraf edecektim ki, Erdoğan’ın koltuğu boş bırakmadığını fark ettim. Haber aynen şöyle: “Etnik milliyetçiliğe karşı olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, “Ben Kürt, Arap ve Türk kardeşimi de seviyorum. Ayrım yapmıyorum. Ayrım yapsam Siirt’ten bir Arap kızıyla evlenmezdim” dedi.”
İnsanın “Abi seviyorsan git konuş” diyesi geliyor. Mantığa bakar mısınız? Arap kızı ile evlendiğine göre ayrımcı, ırkçı değilmiş. Ee ona bakarsan Hitler de Eva ile baya iyi geçinmişti ve kadınları, hatta çocukları çok sevdiğini her fırsatta söylüyordu. O zaman kadın-çocuk kıyımından sorumlu olmuyor bu analojiye göre. Ya da Ortadoğu’lu pek çok diktatörün Avrupalı eşlerinin olmasına ne diyordur Erdoğan?
Bir an düşündüm de! İyi ki Kürt ile evlenmemiş. O zaman başımıza gelecekleri düşünün! Atom bombasından bomba beğenirdik herhalde. Akıl fikir ve kendisine en az 50 çocuk diliyorum.
Çocuk demişken, unutmadan belirteyim. Erdoğan Siirt konuşmasında vasiyetini açıkladı. “Benim vasiyetim en az 3 çocuk yapmanız” dedi. Şahsen ben çocuk ile bu kadar kafayı bozmuş birini daha tanımıyorum. Aramızda para toplayıp ona bir çocuk kreşi açsak olur mu?
**
TRT, Suriye meselesinde Esad karşıtı yayın yapmak konusunda sınır tanımıyor. Kanal bu sefer de Meksikalı uyuşturucu çeteleri arasında yaşanan katliam görüntülerini mozaikleyerek Suriye’de gibi göstermeye çalışmış. Tebrik ediyorum….
Geçtiğimiz hafta yazdıkları şey ise daha manyak bişiydi. Haber şöyle “Öcalan’ın yazdığı meltuplara Kandil ve İmralı’dan cevap gelmedi” … Evet, yanlış okumadınız. Sn. Öcalan İmralı’dan yani kendinden kendine mektup bekliyormuş. Kürtlerin işi gerçekten zor. Çünkü düşman hem ahmak hem ahmak ötesi.
**
Antalya’da düzenlenen Emniyet Müdürleri toplantısında maaş ve mesai tartışması çıktı. Bursa Emniyet Müdürü de “eşit işe eşit ücret” verilmesini istedi. Bursa Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya, İl Jandarma Komutanı’nın aldığı maaşı hatırlatıp ‘Aynı işi yapıyoruz ama benden 2 bin 200 TL fazla alıyor’ demiş.
Buradan sesleniyorum. Gel Kürt hareketine katıl ve sende hakkını ara müdürüm. Öyle çemkirme boş yere. Sana yapılan bu büyük “maaş” haksızlığını kınıyor, Kürt sorununa yapılan bir darbe olarak gördüğümü belirtmek istiyorum! Yersen….
**
Geçen gün ilginç bir “kaygıya” denk geldim. Haz ve bilgi karşılığında ruhunu şeytana veren Faust üzerinden Kürt hareketine gönderme yapılmış. Kür hareketinden Faust çıkıp çıkamayacağı sorulmuş.
Kürtleri bu kadar düşünmek veya güncel bir mesele üzerinden “kaygıya” düşme yerine Kürt hareketinin son yüzyılına bakılsa dahi cevap bulunabilir. “Sol” kendini harap bitmesin bunu düşünerek…
**
Son olarak mini bir duyurum olacak. İsviçre Kürt Kültür günlerine katıldım. Final günü bir söyleşim oldu. Güzel anlar yaşadık zahmet edip teşvif eden değerli dostlarla. Kürt Kültür günlerini düzenleyen Med Kültür Merkezi’ne teşekkürü borç bilirim. Vize’de sorun çıkaran Ankara Konsolosluğunun da Allah belasını versin. Verilmeyen vizeyi ellerinden alan Sami ve Peter’i de yürekten kutlar teşekkür ederim. Oscar konuşması gibi olmadan altını üstünü çizerek tekrar vurgulamakta gerek var: Konsolosluk! İnsan mısın?.. Tahmin ettiğiniz üzere çikolata falan getirmedim. O oyuna düşmedim!
