Yarım asırdır direniyorlar

Fevziye Kolakan
- Adalet Nöbeti'nde olan 72 yaşındaki Fevziye Kolakan, kendisi ve 6 çocuğu Türk cezaevlerine atıldı. İki oğlu hale tutsak. Ahmet 29, Mahsun 9 yıldır tutsak.
- Fevziye Ana düşmanı tanıdığı gibi direnmenin zaruretinin de farkında. "Görmediğimiz zulüm kalmadı. Boyun eğmedik, eğmeyeceğiz de. Son nefesime kadar yanlarındayım" dedi.
MEDİNE MAMEDOĞLU / AMED
İlerlemiş yaşına rağmen nöbete katılanlardan biri de Fevziye Kolakan (72). Oğlu Ahmet Kolakan (47) 29 yıldır, diğer oğlu Mahsun Kolakan (28) da 9 yıldır tutsak.
Devlet baskısı sonucu 1980'de çocukları ile birlikte Silvan’ın Sêdeqnê (Bayrambaşı) köyünden Bismil ilçesine göç etmek zorunda kalır. Burada da aynı baskılara maruz bırakılan Fevziye Kolakan ve çocukları defalarca ölümle tehdit edilir. Bu süreçte evi yakılan Fevziye Kolakan, Bismil’den de taşınarak Bağlar ilçesine göç eder. Burada da aynı baskılar devam eder, Fevziye Kolakan’ın evi birçok kez basılır. Bu baskılar sırasında farklı tarihlerde 6 çocuğu cezaevine girer. İki çocuğu hala cezaevinde; 47 yaşındaki Ahmet 29 yıldır, 28 yaşındaki Mahsun ise 9 yıldır tutsak.
Adalet Nöbeti öncülerinden
İki çocuğu için yıllardır gitmediği cezaevi kalmayan Fevziye Kolakan’ın ömrü de yollarda geçer. Son yıllarda hastalıkları nedeniyle görüşlere gidemeyen Fevziye Kolakan, Kasım 2021'de başlayıp aylarca süren, tutsak yakınlarının hasta ve infazı yakılan tutsaklar için başlattığı Adalet Nöbeti’ne de öncülük eden isimlerdendi. Ayrıca yoğun saldırı ve baskıların devam ettiği 1994'te de kadınlarla birlikte girdiği süresiz açlık grevi eyleminde 23 gün kalmıştı. Bu açlık grevinden sonra kendisi de aylarca cezaevinde tutuldu.
Yapmadıkları işkence kalmadı
Yakın çevresinden de çok sayıda kişinin tutsak olduğunu belirten Fevziye Kolakan, “Ahmet, Bandırma'daki; Mahsun ise Siverek'teki cezaevinde kalıyor. İçeride görmedikleri zulüm, yaşamadıkları şey kalmadı. Benim eşim hastalandığında oğlunu son kez görmesi için dilekçe yazdık, Ahmet’in buraya getirilmesini istedik ama yok dediler. Eşim vefat ettikten sonra dahi getirmediler. Ahmet, Bandırma’ya sürgün edildiği günden bu yana hastalıklarım nedeniyle onu neredeyse hiç göremedim. Bize de çocuklarımıza da yapmadıkları işkence kalmadı. Bizler de bu işkenceye dur demek istiyoruz” dedi.
Son nefesime kadar çocuklarımlayım
Tutsaklarla birlikte kendilerinin de cezalandırıldığını söyleyen Fevziye Kolakan, şöyle devam etti: “Bizim görmediğimiz zulüm kalmadı. Yine de kimseye boyun eğmedik, şimdi de eğmeyeceğiz. Yıllardır direniyoruz, direnmeye de devam edeceğiz. Bugün çocuklarımız içeride, bizler dışarıda direniyoruz. Benim bu kadar hastalığım var, buraya gelene kadar 10 adımda bir dinlendim. Yine de son nefesime kadar onların yanında olmaya devam edeceğim. Bu nöbeti de onlar için yapıyoruz, onların sesini herkes duymalı.”
Bir 30 yıl daha sürmesin
Onlarca kadınla 1994'te Amed’in Ofis semtinde açlık grevini yaptıkları zamanın üzerinde neredeyse 30 yıl geçtiğini ancak baskıların bir an olsun bitmediğini vurgulayan Fevziye Kolakan, şunları ekledi: “Bizim yaptığımız grevlerde şimdi çocuklarımız var. Yıllardır barış barış diyoruz ama bizi duyan kimse yok. Bu grev devam ettiği sürece bizler de burada olacağız. Tecrit ancak ses çıkarılırsa, birlik olunursa kırılır. O yüzden bütün Kürt halkının birlik olması gerekiyor. Tek ses olmasak bu baskılar bir 30 yıl daha sürer.”
Nöbet için Bitlis'ten geldi
Nöbet eyleminin hem kent içinden hem kent dışından sık sık ziyaretçileri var. Aralarında şuan tutsak olan DBP eski Genel Başkan Yardımcısı Zekiye İlbasan’ın annesi Gülperi İlbasan da var. İlbasan, yaşadığı Bêdlis'in Tetwan ilçesinden sadece destek için kente gelenlerden. Yol boyunca yaşadığı duyguları diğer annelere anlatan İlbasan, dayanışmanın önemine işaret etti.
Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi'nde kalan Gülistan Al'ın annesi Emine Al ise "Kızım açlık grevine girdiğinden bu yana telefon hakkını engelliyorlar. 15 gündür kızımdan haber dahi alamıyorum. Evimizde oturamıyoruz. Haber alamasak da geliyoruz, burada direnişlerine ortak oluyoruz" derken, gözyaşlarını tutamadı.
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan hasta tutsak Şivekar Ataş’ın annesi Rabia Ataş, kızının hastalıklarına rağmen açlık grevi eylemine girdiğini belirterek, “Cezaevlerinde cenazelerin çıkmasını istemiyoruz" dedi.
Eşi yıllarca mücadele etti
Adalet Nöbeti’ne katılanlardan biri de 71 yaşındaki Mehmet Kaya. İlk barış annelerinden olan müteveffa eşi Ayşe Kaya’nın mücadelesini sürdüren Mehmet Kaya, Kürtler için her zaman çok acımasız süreçler yaşandığını hatırlattı. Kaya, “Eşim Ayşe Kaya da yıllarca zulme karşı mücadele etti. Eşim, barış anneleriyle birlikte köprüde Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için kendini zincirledi. Direndi. Kendini zincire vuran insanlar, ulusal bilinci, sınıfsal bilinci her şeyi biliyor. Polisler de onları gözaltına aldı, iki ay hapse girdi. Sonra mahkeme süreci oldu. Mahkemeye çıktı, Öcalan’a ‘bebek katili’ dediler. Eşim de bunu kabul etmedi. Mücadele ederken yaşamını yitirdi” dedi.
71 yaşım zulümle geçti
Kürtlere karşı kimyasal silah bile kullanıldığına dikkat çeken Kaya, şöyle devam etti: "Gençlerimiz Kürtlerin hakkını savunduğu için suçlanıyor, cezaevine atılıyor. Dövüyorlar. Hakaret ediyorlar, çıplak arama var. Onların hiçbir haklarını vermiyorlar. İnsanlar eziyet çekiyor, zulüm görüyor. Ben 71 yaşındayım, zulmün eksildiğini görmedim. Bir halk eğer direnmezse hiçbir hak sahibi olamaz. Sen güçlü olduğun zaman sistem seni dikkate alıyor, yoksa dikkate almıyor. Karar verenler mücadele eder, karar vermeyenler teslim olur. Bizim direnişten başka bir çaremiz yok. Biz direneceğiz. Biz 20-30 yıl çocuk büyütüyoruz, çocuklarımızı katlediyorlar.”
Birlik olalım, tecridi kaldıralım
Wan Tutuklu Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) öncülüğünde 4 Aralık’ta başlatılan Adalet Nöbeti eylemi de sürdürülüyor. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Wan İl Örgütü binasında devam eden eylemde yer alanlardan biri de Giresun Espiye L Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan ve açlık grevine giren ikinci grupta yer alan tutsak Metin Uyar’ın annesi Filiz Uyar. Uyar, "Ben sadece oğlum için değil, tüm tutuklular için buradayım. Birlik olmadan, omuz omuza vermeden özgürlük sağlanmaz. Ancak birlik sağlanırsa tecrit kırılır” dedi.
Evin tek çocuğu tutsak
Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 9 yıldır tutulan Cafer Kaçan’ın annesi Huriye Kaçan, Kürt halkının uygulanan tecrit politikalarına karşı birliğini sağlaması gerektiğinin altını çizdi. Kaçan, “Ne kadar oğlum evin tek çocuğu da olsa, o da diğer tutuklular gibi dirensin, onun canı kimseden daha değerli değil. Halkımız birliğini sağlamalı ve tecridi kırmalıdır. Herkes cezaevlerine destek çıkmalı ve çözüm için harekete geçmelidir” diye konuştu.










