‘Yazmaya devam edeceğiz’


Kadınların, çocukların ve ezilen tüm kesimlerin sesi olma iddasıyla 8 Mart 2012’den beri yayın yapan dünyanın ilk kadın haber ajansı JINHA, kadın düşmanı AKP’nin çıkardığı ‘Kanun Hükmünde Kararname’ (KHK) ile kapatıldı. JINHA, “erkekler ne der” diye düşünmeden çıktıkları yola, “erkek ne hüküm verir” demeden devam edeceklerini açıkladı.
Dünyanın ilk kadın haber ajansı olma özelliği taşıyan Jin Haber Ajansı (JINHA), 4 yılı aşkın bir süredir ezilen, darp edilen, sokak ortasında öldürülen, giyiminden kahkahasına kadar müdahale edilen, nasıl yaşayacağına karar verilen, tecavüz edilen ve tecavüzü meşrulaşan, köle pazarlarında satılan, yakılarak katledilen ve tüm bunlara karşı mücadele eden, direnen, erk zihniyeti yırtan ve özgür yaşamı kendinde nakşeden, devrimi getiren tüm kadınların sesi oldu. Kendi sitesinde açıklama yayınlayan JINHA, “Biz Gurbetelli Ersözlerin, Deniz Fıratların ve Şilan Arasların ardılları olarak, onların kadın mücadelesini bıraktıkları yerden devam ettiriyoruz“ dedi.
‘Susturulanların sesi olmaya devam edeceğiz’
Muhabirlerinin hem kadın hem de devrimci duruşları nedeniyle birçok saldırıya maruz kaldığına dikkat çeken JINHA, “Sokaklarda bedenleri teşhir edilen kadınlardan cezaevlerinde işkence gören kadınlara, direniş alanlarında özsavunma gerçekleştiren kadınlardan sokakları terk etmeyen kadınlara, “Devlet kimdir” diyerek yeşili ve doğası için direnen kadınlardan sendikal mücadele veren kadınlara, cinsel saldırıya maruz bırakılan kadınlardan cinsel istismara maruz bırakılan çocuklara, katledilen LGBTİ'lerden onur mücadelesine, katledilen kadınlardan erkek şiddetine öz savunmada bulunan kadınlara kadar tüm çocukların, kadınların, LGBTİ'lerin ve tüm susturulan kesimlerin sesi olmaya devam edeceğiz“ dedi.
‘Bundan sonra her yerdeyiz’
KHK’lere boyun eğmeyecekleri mesajını veren JINHA’nın açıklaması şöyle devam etti: “JINHA, kadınların ve kadın mücadelesinin sesi olmaya devam edecek. Kadın düşmanı, kadınları yok sayan, cinsiyetçi ve eril AKP hükümeti ile erkek devletin karar verdiği hükümlere boyun eğmiyoruz. Erkekler ne der' demeden yazdık, şimdi de 'Erkekler ne hüküm verir' demeden yazmaya devam edeceğiz. Bu mücadele yeni başlıyor. Bundan sonra her yerdeyiz. Susmadık, susmayacağız. Biz elimize aldığımız kalemi yere düşürmek için almadık. Bundan sonra her kadını kendini bir JINHA muhabiri görmeye ve her yerde yazmaya çağırıyoruz. JINHA sizsiniz. “Yaşasın kadın dayanışması” diyoruz. Çünkü biz heyecanımızı kadınlara olan inancımızdan alıyoruz.”
Şimdilik sosyal medyada
Açıklamada son olarak haberlerin şimdilik Facebook’ta Jin Haber Ajansı, Twitter'da ise @jinhaberajans hesapları üzerinden paylaşılacağını duyurdu.
JINHA susturulamaz!
JINHA’nın kapatılmasına karşı tepki gösteren kadınlar, “JINHA’ya dokunmak, kadın mücadelesi yürüten tüm kadınları karşılarına almaları demektir. Ne JINHA ne de kadınlar susar. JINHA’nın susmaması için her türlü dayanışmaya varız” diyerek, dayanışma çağrısında bulundu.
Filiz Kerestecioğlu (HDP İstanbul Milletvekili): JINHA kadınların sesidir. En yetenekli, en genç kadın gazetecilerin olduğu ajansımız dünyada tektir! Kadınların mücadelesinin bunu alt edeceğini düşünüyorum. Asla susmayacağız!
İlknur Üstün (Kadın Koalisyonu Türkiye Koordinatörü): JINHA’nın kapatılması kadının sesini susturmaya dönük bir yaklaşımdır. Kararın ne demokrasi ne de insan hakları ile bütünleşen bir yanı yoktur. Asıl suç gazeteciliğin suç sayılmasıdır.
Ceren Sözeri (Akademisyen): JINHA’nın kapatılması kararı kabulenilemez. JINHA’ya dokunmak kadın mücadelesi yürüten tüm kadınları karşılarına almaları demektir. Kapatmalara karşı sesimizi daha gür çıkarmalıyız.”
Melek Özman (Filmmor Kadın Kooperatifi Kurucusu): JINHA, erkekler ne der diye düşünmeden yazdığımız, bizim haber ajansımız. Her şeye saltanatla sahip oldukları için bizim emeğimizin nasıl bir emek, kararlılığımızın nasıl bir kararlılık olduğunu bilmiyorlar. Ne JINHA ne de kadınlar susar.
Gülfer Akkaya (Feminist yazar): JINHA, erkeklerin iktidarını sarsıyordu. Kadınların sesini duyuruyor olmasından kaynaklı kapatıldı. JINHA’nın kapatılması kadınların susturulması eve hapsedilmeye çalışılması demektir.
Kadın odaklı haberciliğin adresi

Jin Haber Ajansı (JINHA) "Ve medyanın dilini değiştiriyoruz. Bizden sonra dünya medyası artık eskisi gibi olmayacak" sloganı ile 8 Mart 2012'de basın dünyasına adım attı. Erkeklerin içinde tüm algıyı kırmak adına kendine yer açmanın yanı sıra, onların eril dilini değiştirmek, değiştirmeye zorlamak adına kameramanından, muhabirine, fotoğrafçısından, editör, haber şefi, haber müdürüne kadar tüm çalışanları kadın olan bir ajans olarak muhalif, alternatif medyaya da muhalif bir tavır sergileyerek basın haritasının içinde alternatifin de alternatifi bir ajans olarak yer edindi. Gittiği her yerde erkekler tarafından kadın bakış açısına ve haber diline yönelik bir müdahaleyle karşılaşsa da ödün vermeden çalışmalarını yürüttü. Var olan dilin, kadını pornografik bir dille toplumsal cinsiyetçi kalıplar içine koymaktan başka bir şey yapmadığını defalarca dile getirerek, hem gazeteci hem birer kadın mücadelecisi olarak çalışmalarını sürdürdü.
Kadın devrimini ilk duyuran ajans
Kararlı tutumu sonucunda diğer basın yayın organları tarafından referans alınmaya başlandı. Yaptığı haberlerle kadını ilgilendiren meselelerin aslında hayatın ta kendisi olduğunu ispatladı. Rojava Devrimi’nin ilanının hemen ardından Rojava'ya ilk JINHA muhabirleri gitti. Buradaki devrimin bir kadın devrimi olduğunu dünyaya ilk duyuran ajans oldu.
Kobanê’den Wan’a Ankara’dan dünyaya
Türkiye'de başlayan barış sürecinde kadınların söylemlerini işleyen ve hemen beraberinde başlayan Şengal saldırılarında Şengal'de tek muhabiri olan ajans yine JINHA oldu. İlkesel duruşu ve kararlılığı nedeniyle artan muhabir sayısı gönüllülerle beraber 100'ü buldu. Rojava’da Kobanê ve Qamişlo, Güney Kürdistan’da Silêmaniyê, Türkiye’de de merkez Amed olmak üzere Ankara, İstanbul ve Wan’da şubeler şeklinde çalışmalarını sürdürüyor.
Tutuklanan ‘heyecanlı’ muhabirler
Kuzey Kürdistan’daki JINHA muhabirleri hem kadın, hem de devrimci duruşları nedeniyle birçok saldırıya maruz kaldı ve polisin hedefi oldu. Arîn Mîrkan'ın fotoğrafını paylaştığı bahanesiyle Vildan Atmaca, Amed’de haber takibi yaptığı sırada "heyecanlı" olduğu gerekçesiyle Beritan Canözer ve Wan muhabiri Rojda Oğuz tutuklanarak cezaevine gönderilen ve daha sonra serbest bırakılan gazeteciler oldu.
Cizîra Botan’da ilan edilen sokağa çıkma yasağında JINHA muhabirleri bizzat saldırıların gerçekleştiği mahallelere gidip ölüm tehlikesi altında haberi yerinde aktardı. Kaldıkları yer defalarca kurşun ve bombaatarların hedefi olduysa da halka doğru haberi ulaştırabilmek için kanalizasyon hatlarını dahi kullandığı oldu. Zehra Doğan, öz yönetim alanlarında geçtiği haberler nedeniyle aylardır halen tutuklu bulunuyor.
HABER MERKEZİ
