Yıldız Durmuş’un hikayesi


Neler yapmadık neler şu vatan için!
Kimimiz öldük;
Kimimiz nutuk söyledik bu vatan için!
Mütevaziliği bir yaşam ilkesi kılmış dava insanları için yazmış şair bu mısraları, ama her devrimcinin/dava insanın kaderidir aslında hikayesinin ve kendisinin bilinmemesi. İçinde yaşadığımız bu dünya hafıza-i-beşeri kemiren bir kemirgen gibi bizleri insan olmaktan koparmaya çalışıyor. Hafızada yitirilirse geriye ne kalır ki? Hafıza bizleri hayata bağlar.
Hamallık yapılarak ilk materyal ihtiyaçlarını karşılayan Kürdistan devrimcilerinin başlatmış olduğu hiç sönmeyecek bu isyan ateşi bağrında binlerce isimsiz kahramanı barındırmaktadır.
Kürdistan devriminin zorlukları bu isimsiz kahramanların hakettikleri biçimde hatırlanmalarına imkan sunmuyor. Onların hikayelerini anlatmakta, miraslarını ve mücadelelerini sahiplenmiş bizlerin vefa borcudur zira vefada yoksa...
Şahadetinin 20. yılında bir kambur gibi sırtımızda taşıdığımız yokluğu, başucunda oturup toprağına yüzümüzü sürüp gözyaşı dökemediğimiz bir mezarının hala olmayışı yükümüzü ve acımızı dahada ağırlaştırmaktadır.
Günümüzün Kurdî hinterlandında Yıldız Durmuş ismi pek fazla çağrışım yapmayabilir. Nihal ya da Jiyan adıyla bilinen Yıldız Durmuş, Karakoçan’ın Qumik Köyünde dünyaya gelir. Ailesinin YILDIZ daha çocukken Bingöl’e göç etmesinden kaynaklı ilk, orta ve lise eğitimini burada tamamlar.
Yıldız Durmuş, PKK hareketinin kurucu kadrolarından M.Hayri Durmuş ve 1980’de Bingöl’de şehit düşen Hüseyin Durmuş’un kız kardeşidir.
Ailesi üzerinde büyük etkisi olan M.Hayri Durmuş’un PKK’ye katılımı aileyi derinden etkilemiş ve PKK’ye katmıştır.
İlk kadın militanlardan
Zorun zoru koşulları olarak adlandırılan şartlarda Yıldız da ağabeylerinin mücadelesinden etkilenerek, 1978’de bir liseli iken PKK saflarına katılarak, Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesinde yerini alır. Yıldız Durmuş, PKK hareketinin ilk kadın kadrolarından biri olma özelliğini taşımaktadır.
12 Eylül faşist darbesi olduğunda biri Diyarbakır Cezaevi’nde diğeri dağda olan ağabeyleri gibi Yıldız da darbeden nasibini alır. Darbeden bir yıl sonra tutuklanarak işkenceleri ile meşhur Elazığ 1800 Evler’e götürülür. 1800 Evler’de gördüğü işkenceler karşısında direnir ve teslim olmaz. 1981’den 1982 Ekim’ine kadar cezaevinde kalır.
Her iki ağabeyinin şehit düştüğü ailenin büyük bir yıkımı yaşadığı atmosferde Yıldız cezaevinden çıkmıştır.
15 Ağustos 1984’e kadarki bu süreç Kürdistan’da bir ölüm sessizliğinin yaşandığı dönem olmuştur. Ailenin kendisini evlendirme çabalarını reddeder. İntikam duygularıyla bilenmiş Kürdistan aşkı dünyevi hiçbirşeye yer bırakmaz. Kürdistan’daki keşif ve propaganda gruplarıyla ilişkiye geçerek 1984 baharında daha sonra Önderlik sahası olarak adlandırılacak Rojava Kürdistanı’na geçer.
Bugün insanlık onurunu korumak için çok zorlu bir mücadelenin şekillendiği coğrafya olan Rojava Kürdistanı‘nda PKK hareketinin ilk kadın kadrolarından biri olarak uzun yıllar Efrîn’den Cizîre’ye kadar (1984/1989) faaliyet yürütmüştür Yıldız Durmuş.
Rojava’da onlarca kadını etkiledi
1982’de PKK hareketi ikinci kongresini gerçekleştirmiş, ülkeye dönüş kararı alınmış ve artık Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesinin en önemli tarihi momenti olan 15 Ağustos 1984 hamlesinin beklendiği bir sürece denk gelir Rojava’ya geçişi. İki dönem önderlik sahasında teorik ve pratik eğitim alır. Uzun dönem Efrîn bölgesinde çalışma yürütür ve etkili olur. Rojava’daki kadın aydınlanmasında önemli bir isim olur. Şehit Şilan Kobanê gibi onlarca genç kadını etkiler ve PKK’ye katar.
25 Ekim 1986’da Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesinde tarihi bir misyon üstlenecek ARGK’nin (Kürdistan Ulusal Kurtuluş Ordusu) kuruluşunun kararlaştırıldığı PKK 3. Kongresine şehit Berivan (Binevş Agal) ile katılan ender kadın gerillalardan biridir Yıldız Durmuş.
1989’a kadar Rojava Kürdistanı’nda çalışmalarını sürdürür.1989 ortasından 1990 sonuna kadar Avrupa sahasında önemli görev ve sorumluluklar üstlenir.
1991’de Türkiye sahasına geçer aynı yıl İzmir’de yakalanır. 1 yıl İstanbul Bayrampaşa Cezaevi’nde tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılır. İstanbul cezaevi sürecinde ve sonrasında tanışacağı o dönem Anarşist gruplarla hareket eden Gülnaz Karataş’ın (Beritan) PKK saflarına katılmasında etkili olur.
Cezaevinden çıktıktan sonra Türkiye ve Kürdistan’da bir dönem legal alanda çalışmalarını sürdürür. 1992’de yeniden Rıza Altun ve Mustafa Karasu ile beraber Önderlik sahasına geçip yeni bir eğitim devresinden sonra her PKK gerillasının hayalini kurduğu Kuzey Kürdistan’a geçer.
Dêrsim’de bir Jiyan...
Belki aşk belkide intikam duygularının yoğunluğu içerisinde Dêrsim eyaletine geçer. Coğrafyasını ve sosyolojisini iyi bildiği bir bölge olan Dêrsim’de Jiyan ismi bir efsane gibi o bölgede yayılır. Kadın ordulaşmasının ilk tohumlarının atıldığı bu yıllarda Yıldız Durmuş üstüne düşen görev ve sorumlulukları yerine getirir ve 1995 Ağustos’una kadar Dêrsim eyaletinde önemli görevler üstlenir.
Hayat hep sınanmalarla doludur. Zira bireyin karekterini, dürüstlüğünü, dürüstlüğünü belirleyen hayatın önüne koyduğu sınamalar karşısında gösterdiği duruştur.
Yıldız, 1995 Ağustos’unda talihsiz bir biçimde yaralanır. Tedavi için götürüldüğü hastahane olarak kullanılan Dêrsim/Çakaran bölgesindeki sığınakta kaldığı sırada savaşçılardan biri teslim olur. Sömürgeci güçler Yıldız’ın orda olduğunu öğrenirler ve teslim almak isterler. Yıldız’ın yanındaki tüm savaşçılar teslim olur. Her koşulda PKK hareketinin prestij ve onurunu koruyan ağabeylerini hatırlar ve sömürgecilik karşısında boyun eğmez, teslim olmaz! Arkasında onurlu bir miras bırakan Yıldız Durmuş’da PKK’nin direniş ve mücadele karekterini şekillendiren binlerce şehidi gibi mutlaka birgün özgür Kürdistan’da hak ettikleri biçimde anılacak ve yaşatılacaklardır.
HÜSEYİN SALİH DURMUŞ
